Yasin AKTAY
CHP’nin asıl büyük sorunu galiba resmi söylemiyle fiili siyaseti arasındaki derin açıklık. CHP resmi söylemi itibariyle F tipi yapılanmaya başından itibaren karşıydı ama fiiliyatta hep onunla aynı kulvarlarda, aynı hedefleri döven bir yol takip etti. CHP içinden birileri 17 Aralık’a kadar epey zamandır AK Parti’yi F tipi yapılanma konusunda sert biçimde eleştiriyordu. Bu işte garip olan CHP içindeki bütün siyasetin bu F tipi tarafından belirleniyor olduğunu muhtemelen CHP’lilerin bile çoğunun bilmiyor olmasıydı.
Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına gelmesini sağlayan kaset operasyonunun FETÖ’cüler tarafından kotarılmış olduğunu bugün daha iyi biliyoruz. Buna rağmen görünürde Kılıçdaroğlu FETÖ’ye olan bu borcuna rağmen görünürde F tipi yapılanmaya yönelik eleştirilerden çekinmiyordu. Ama ne olduysa 17 Aralık’ta çok sert eleştirdiği F tipi yapılanma paralel yapıya evirilince partisiyle birlikte bu yapılanmanın görev neferi gibi davranmaya başladı.
İlginçtir, 17 Aralık’tan itibaren 15 Temmuz’a kadar CHP’nin ve Kılıçdaroğlu’nun paralel yapı ile ilgili söylemi ve siyaseti bir oldu: AK Parti’ye karşı paralel yapıya tam destek. Kılıçdaroğlu kendisine önceki parti yönetimi tarafından devredilmiş olan Ergenekon avukatlığı rolünü paralel yapı avukatlığıyla birlikte sürdürdü.
Bu tuhaf ilişki yumağının içinden çıkabilecek bir akıllı varsa beri gelsin, ben şahsen çıkamıyorum.
CHP’nin resmi görüş ve fiili siyasetinin iyice açıldığı alanda, özellikle 15 Temmuz sonrasında bu tuhaflığı aydınlatacak ipuçları bulunabilir.Malum 15 Temmuz’da CHP’liler darbe girişimine herkes gibi şiddetle karşı çıkmış, CHP’li milletvekilleri, AK Partili ve MHP’li vekillerle birlikte TBMM’de darbeye karşı net bir duruş sergilemişlerdi. Kılıçdaroğlu’nun o gün ve izleyen zamanlarda aynı duruşu paylaştığını hep birlikte gördük.
Sonradan ortaya çıkan görüntülerde Kılıçdaroğlu’nun darbenin nasıl sonuçlanacağını nasıl bir ilgiyle seyrettiğini görsek de resmi söylemi hep 15 Temmuz darbe girişimine karşı olmak şeklinde oldu. Ama fiili siyaseti itibariyle Kılıçdaroğlu FETÖ’cü darbecilerle tam bir dayanışma örneği sergiledi.
Ortaya koyduğu söylemlerle Türkiye’nin yurtdışındaki algısının bozulmasına, Türkiye’nin FETÖ ile son derece haklı mücadelesinin sulandırılmasına ve Türkiye aleyhine algılanmasına yol açıyor Kılıçdaroğlu.
FETÖ’cülerin kendilerini savunmak, Türkiye’ye karşı mevzi elde etmek için sarıldıkları bütün yalanlara, propagandalara ya ilk ayağı veriyor veya onları destekliyor. Darbe gibi açık bir suça karşı verilen son derece haklı bir mücadeleye destek böyle verilmez. Açıkçası Kılıçdaroğlu bu yolla darbecilerin muhtaç olduğu bütün kara propaganda kudretini edinmekte en büyük desteği sağlamış oluyor.
Son olarak Türkiye’nin Zeytin Dalı operasyonunu desteklediğini açıklamıştı Kılıçdaroğlu. Bir milli beraberlik görüntüsünü tamamlayan iyi bir açıklama olarak herkes tarafından takdir edilmişti. Ama hemen aynı konuşmanın içinde söyledikleri, bu desteğin bile ne kadar gönülsüzce olduğunu gösterdi.
Resmi görüşü itibariyle Türkiye’nin terörle mücadelesinde TSK’nın yanında olduğunu lütfedip söylerken bile yanına bu lütfunu boşa çıkaran birkaç söz koymayı ihmal etmiyor. Türkiye’nin terörle mücadele hakkı olduğunu söylüyor ama barutunun bitmiş olduğunu söyleyerek düşmanını cesaretlendiriyor.
Amerika’nın PYD’ye verdiği 5000 TIR 2000 uçak dolusu silahı görmüyor ama Türkiye’nin Suriye Ordusu'nun da bir parçası olan Bayırbucak Türkmenlerine gönderdiği iki TIR'ı dünyaya terör örgütlerine verilen destek olan sunan FETÖ operasyonuna sonuna kadar sahip çıkmaya devam ediyor. Bunu yaparken Türkiye algısını teröre destek veren ülke olarak ele güne çarpıtıyor.
Kılıçdaroğlu partide yalnız değil tabii. Partisinin sözcüleri de resmi söylem ile fili siyasetleri arasında hayretengiz fark ortaya koymaktan geri durmuyor. Selin Sayek Böke, Türkiye’nin 35 yıldır mücadele verdiği terör örgütü PKK’nın Suriye’de isim değiştirmiş hali olan PYD’yi terör örgütü olarak tanımlayacak bir istihbarat bilgisine sahip olmadığını söylüyor.
Ama aynı Böke ve başka CHP sözcüleri ÖSO’nun bir terör örgütü olduğunu rahatlıkla söyleyebiliyor.
Peki PYD’nin terör örgütü olduğunu hangi istihbarat raporundan görüp ikna olacak CHP’liler dersiniz? Veya ÖSO’nun terör örgütü olduğunu hangi istihbarat raporuna bakarak karar vermişler?
Biraz millilik vasıfları varsa, birinci dereceden güvenecekleri istihbarat Türkiye’nin resmi istihbarat kurumları veya mercileri olmalı.
Oysa PYD’yi terör örgütü olarak görmeyen istihbarat örgütü yok, CIA bile PYD ile PKK’nın birbiriyle özdeş olduğunu ortaya koyuyor.
Yani PYD ile iş tutan ABD bile müttefikinin ne mal olduğunu biliyor da çok önemsediği, odaklandığı DAEŞ’le mücadele için PYD ile geçici bir ittifakın adeta anlayışla karşılanmasını bekliyor.
Tabii ki anlayışla karşılamıyoruz. Bu sapık bir ilişki biçimidir ve bölgede herkesin başına büyük iş açar.
Bilebildiğimiz kadarıyla PYD’yi PKK ile özdeş görmeyen kimse yok, PKK’yı da terör olarak görmeyen de bir tek PKK’nın kendisi ve HDP’dir. Bu durumda CHP’li yetkililerin hangi istihbarat raporlarına güvenerek ÖSO’yu terör örgütü olarak niteledikleri belli oluyor.
Ortada Böke’yi veya CHP’lileri ikna edici bir istihbarat raporundan ziyade CHP ile PKK-PYD arasında veya onların sahipleri arasında bir ittifak protokolü olduğu anlaşılıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019