Yasin AKTAY
ABD’nin Türkiye’yle ilişkilerinde rahip Brunson’u kurtarmak adına sahaya sürüp harcadığı değerleri, meşhur filmdeki “Er Ryan’ı kurtarma” adına neredeyse bütün bir orduyu feda etme noktasına vardığı durumu hatırlatıyor. Rahip Brunson’a Amerika’nın yüklediği anlam belli ki zannedildiğinden çok daha fazla. O kadar ki, hukukla ilgili bütün iddialar, uluslararası ilişkilerle ilgili bütün çıkarlar, NATO’daki ittifaklar, Ortadoğu’daki stratejik işbirlikleri ve sair tarihi ilişkiler onun uğruna ve hep birden sahaya sürülüyor. Onun vesilesiyle bir dizi karanlık ilişkinin deşifre olması da hiç ilgilendirmiyor.
Aslında neresinden bakarsanız, ABD’nin son zamanlarda tezahür eden siyasi aklı ve toyluğu ile Amerika’yı bir çok alanda dünyanın bir numaralı ülkesi haline getirmiş olan bilimsel, siyasi, tarihsel ve siyasi birikim arasında çok büyük bir uçurum var.
Dünyanın en büyük ve en iyi üniversitelerinin olduğu, sahasında en önemli bilim ve teknik adamlarını, uzmanlarını, akıl ve bilgi birikimini bünyesinde barındıran bir ülke Amerika. Bu birikim onun her konudaki yönetimine yansıyarak bir çok alanda onu dünya birincisi kılıyor. Doğrusu Amerika’yı bu seviyeye taşıyan, büyük ölçüde bu gelişmeyi desteklemiş, bu gelişmeye öncülük etmiş, onu planlayarak uygulayabilmiş olan siyasal aklı olmuştur. Ancak bugünlerde Amerika’yı yöneten siyaset ile onun geçmişten bugüne ürettikleri arasındaki mesafe her geçen gün biraz daha açılmaktadır.
Brunson davası vesilesiyle ABD yönetiminin ortaya koyduğu tepkiler, ABD çapında bir devletten sadır olması beklenebilecek davranışlar değil. Gerçi bu durum eminiz ki, ABD yönetimi için de makulü bilen ve izleyen birileri tarafından görülüyor ve aynı şaşkınlıkla karşılanıyordur. Esasen Türkiye ve ABD ilişkileri bazı yöneticilerin zaman zaman farklı yaklaşımları ve arayışları dolayısıyla bu tür zikzaklara yakalansa da , dayandıkları daha objektif çıkar ilişkileri temelinde sürekli yeniden değerlendirilmelidir.
Elbette Türkiye artık ABD’nin herhangi bir yönetiminin istediği gibi yönetebileceği bir ülke değil. Hem ekonomik ve sosyal açıdan hem de siyasi irada bakımından çok daha güçlü ve daha bağımsız bir karaktere sahip bir Türkiye var. ABD kendi çıkarlarını düşünüyorsa ve gözetiyorsa bunu bilerek Türkiye’ye yaklaşmaktan başka bir yola tevessül etmemesi gerekiyor. Türkiye’nin bu bağımsız karakterine saygı göstermesi ve temsil ettiği tarihi ve kültürel konumu takdir etmesi şartıyla, bölgede Türkiye’den daha iyi bir müttefiki yok.
Tabi takdir edeceği kültürel ve tarihi konumun içinde işgalci, yayılmacı ve saldırgan siyonizmle asli karşıtlık da var. Bu durumu bütün demokratik, entelektüel ve bilimsel birikimine rağmen ABD’ye anlatmanın kolay olmadığını gözardı ediyor değiliz elbet.
Singapur’da gerçekleştirdiği görüşmede Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo’ya bizzat “Türkiye’ye karşı tehdit diliyle, yaptırımlarla hiçbir sonuca varılamayacağını” tekrarlamakla birlikte sorunların üstesinden nasıl gelineceği hususunda işbirliği kapısının açık tutulması gerektiğini de söyledi. Neticede ABD’nin böyle bir tehditle en küçük bir ülkeye bile söz geçiremeyeceğini ve böyle davranarak işleri olduğunda daha karmaşık hale getireceğini bilmesi gerekiyor.
Bu arada ister başkan yardımcısı Pence’in isterse de Trump’ın Rahip Brunson’u Türkiye’deki bütün mahkeme süreçlerin yok sayarak kurtarmak adına sergiledikleri dil, aslında kendi ülkelerinde de şimdiye kadar bize anlattıkları, hukukun hikayenin doğru olmadığını itiraf etmiş oluyor. Tabi bu işi güzel Türkçemizde “şecaat arz ederken sirkatini söylemek” olarak da ifade edebiliyoruz.
Zira hem terörist eylemleri kanıtlanmış FETÖ elebaşısının iadesi hususunda hem de ülkelerinde suç işlememiş Türkiye’nin bir bankasının genel müdür yardımcısını yargılama hususunda kendi ülkelerindeki hukukun bağımsız işleyişine dair bize bir efsane anlattılar adeta. Bu konuda hiçbir siyasinin yargıya müdahil olamayacağına dair anlattıkları efsaneye herkesin inanmasını bekliyorlar, ama Türkiye’de yargının makul ve yeterli delillerle iki terör örgütüyle iltisakı, yardımı ve işbirliği açık olan birinin yargılanmasına pervasızca müdahale edebiliyorlar.
ABD yetkililerinin kesinlikle bu iki mevzuyu birlikte düşünmesi kendi efsanelerini çökertmemek adına bir zaruret halini almış durumda. Türkiye’de siyasilerin kararlarıyla Brunson’un kurtulabileceğini inanıyorlarsa, demek ki Halkbank genel müdür yardımcısının yargılanması da kendi keyfi-siyasi kararlarının bir sonucudur ve o konuda tutarlı davranmak istiyorlarsa behemehal Hakan Atilla’yı serbest bırakmak ve FETÖ elebaşını da hiçbir mahkeme kararına veya prosedürüne bakmaksızın Türkiye’ye teslim etmek durumundadırlar.
Tam burada yargının bağımsızlığını hatırlıyorlarsa Brunson’u kurtarmaya bütün hamasetleri ve kabadayılıklarıyla çıkarken de yargının bağımsızlığını hatırlamalarında kendileri için büyük fayda var. Yoksa er Brunson’u kurtarmak uğruna bir dizi Amerikan erini telef, bir sürü Amerikan çıkarını da heder etmek durumunda kalmış olurlar ki, neticesi filmdeki gibi bile olmaz. Brunson bu kibirli öfkenin son mağduru olarak Türk hapishanelerinde kalan ömrünü tamamlamak durumunda kalabilir.
Bu arada bütün yazdıklarımızı yeniden okumamızı gerektirecek bir soru: ABD adına bugün hareket eden siyasetçiler gerçekten Brunson’u kurtarmak mı istiyor, onu asıl amacı Türk-ABD ilişkilerini daha da kötüleştirmek olan bir sürece kurban mı etmiş oluyorlar?
Zira tam da hapishaneden çıkıp ev hapsine alındığı gün böyle bir krizin çıkarılmış olması, görünürde kurtulma yoluna girmiş olan Brunson’un kurtuluşunu daha fazla zorlaştırmış olmuyor mu? Eğer öyleyse ABD adına hareket edenler Brunson’u hangi planlarına alet etmiş oluyorlar? Bir de buradan bakmakta fayda var.
Yazarlar
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.06.2020
6.01.2019
16.10.2019
14.10.2019
9.09.2019
8.07.2019
8.07.2019
22.04.2019
1.02.2019
25.02.2019