Yıldız Ramazanoğlu
Baba Emin bey, Anadolu’dan yükselen Osmanlı paşası, Atatürk’ün harbiyeden arkadaşı. Anne Hakkıye hanım ise soyu saraydan yükselen bir Osmanlı olan Şakir Paşa’nın kızı. Oğlu Cevad Şakir (evet, tanıdığımız hikayeci Halikarnas Balıkçısı) tarafından öldürülen paşa, aynı zamanda tarihçi ve sadrazam Ahmet Cevdet Paşa’nın kardeşi. Akaretler’de hala sürmekte olan Füreya Koral Retrospektif Sergisi son zamanlarda en çok etkilendiğim sanat olayı. 20. Yüzyılın başında 1910’da Büyükada’da dünyaya gelen Füreya ne bilsin, birkaç yıl sonra Birinci Dünya Harbi çıkacak, dünya yerinden oynayacak, Osmanlı sona erip yerine cumhuriyet kurulacak, Avrupai yaşamla iç içe bir hayatı olacak. En iyi yabancı okullarda sürecek eğitimi esnasında evde özel hocalardan keman dersi alacak. Ressam teyzeleri Fahrelnisa Zeid ve Aliye Berger ona yön verip destekleyecek.
***
Şu çok açık ki sanatçı olmanın genelde karmaşık bir altyapısı, kaderin incelikle ördüğü dokusu iklimi var. Ağır bir verem hastalığını altetmek, üç kez evlenip boşanmak, yaşanan sıkıntıların tazyikine dayanıp her seferinde ayağa kalkmak ve ölünceye kadar öğrenen ve öğreten çok yönlü bir sanatçı olmak için ne büyük inanç ve tutku lazım.
1947’de İsviçre’deki Leysin Sanatoryumu’nda verem tedavisi görürken hasta yatağında ders almaya başladığı Polonyalı ressam, ondaki seramik arzusunu dışa çıkardı ve eserlerin çizimini yapmaya başladı. Hatta Avrupa’daki ilk sergisini birkaç yıl içinde Paris’te açtı bile. Çömlekçilik zanaatı olarak tanımlanan seramik sanatının hakkının tesliminde, icrasıyla resim ve seramik arasındaki sınırları ortadan kaldıran Füreya’nın etkisi büyük. Bu konuda seramikle de uğraşan Pablo Picasso ve Joan Miro’ya aşina olması önemli. Heyecanı hiç bitmeyen bir sanatçı olarak sürekli fırınlama, sırlama yolunda yeni teknik arayışları, farklı form denemeleri, kendini her daim yenilemesine yol açmış. Yukarıda sözünü ettiğimiz çoklu kimlik, Osmanlı sanatına vakıf olması, modern çağı iyi gözlemlemesi, onu kendi birikimine hakkıyla eğilen ve modern bir üslupla yorumlayan derinlikli bir sanatçı yapmış. Anadolu topraklarındaki çini üç boyutlu değildi, bu formu muhafaza ederek işlevini değiştirdi. Geleneksel çiniyi olduğu gibi taklit etmek yerine yeni bir yorum getirerek bu sanatı hayatın içine katması, evdeki eşyalarda mesela orta sehpalarda her an görüp dokunabileceğimiz biçimde kullanması olağanüstü. Sayısız çömlek tabak ve kase yaptı. Kuş balık çiçek doğa gibi belirgin figürlerin yanı sıra, soyut resimlerinden yola çıkan tabaklar da yaptı ki, onları ruh halinize göre duvara asabilir ya da indirip kullanabilirsiniz.
Ellili yıllarda Avrupa ve Meksika’ya yaptığı seyahatler sanatın kamu alanlarındaki yeri ve değerini kavramasını sağlamıştı. Sadece müze ve galerilerde sergilenen halktan uzak bir uğraş olmamalıydı sanat. İnsanın bir parçası olarak insanla buluşması gerekirdi. Yeni çağın ana malzemesi olan betonun soğuk görünümüne renk ve anlam katarak İstanbul ve Ankara’da birçok han çarşı banka ve resmi binalara seramikle ruh vermeye çalıştı.
Sergide küçük seramik evlerden oluşan Mahalle görülmeye değer. İç mekanlara ilgisini yaptığı bu evlerle dışa vurmuş Füreya. Bir mahallenin parçaları olarak tasarladığı evlerin içlerinde gerçek ve hayal, iç ve dış arasındaki sınırlar keskinliğini kaybetmiş. Evlerin içlerinde mutlu, canı sıkkın, düşünceli, kâh eve dönük kâh sokağı gözleyen insan figürlerinin ötesinde, kapı ve pencerelerin aralık hali umudu simgeliyor sanki. Son yıllarının eseri olan minik evlerde, hız ve haz dünyasının yeni insanlarına bilinçli bir katılmayışın, karşı koyuşun izi var. İçe kapanmayan, dışa açılan evlerin damında varlığını duyuracak büyüklükte güvercinler, kediler başka hayvanlar, mahallenin ayrılmaz ve vazgeçilmez sakinleri. Bize sığınmalarının ötesinde, bizim de onların masumiyetlerine sığındığımızı ima eden eşitlikçi bir yaklaşım.
***
Kültürümüzün paha biçilmez güzelliklerinden “kuş evlerini” anlatan bir seri yapmak istemiş aslında. “Kuşların hayatını anlatayım derken insanın hayatına, insan evlerine geldim. O evlere başlayınca bütün çevresini anlatmaya başladım. Evin kapısı penceresi var. Etrafında bir ağaç var. Sokaktaki hayat var. Ev tek başına yaşamıyor ki. İnsanlar da bir odaya tek başına girmiyor, bütün çevresiyle giriyor. Ve bir ev bir insan yaşıyorsa içiyle dışıyla ağacıyla etrafıyla yaşıyor. “
Sanatçı kendi varlığından, geçmişinden, muazzam birikiminden güç almadan, besleyici bir iklim ve muhit olmadan cihanşumül bir yere ulaşabilir mi, bir kadın, sanatçı olmak için yola çıktığında ayrıcalıklı konumu nereye kadar müessir olur, dönemin ruhu esere nasıl yansır, nice sorularla ayrıldım sergiden.
Küratörler Károly Aliotti, Nilüfer Şaşmazer ve Farah Aksoy’u titiz emekleri için tebrik etmek gerek.
Yazarlar
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2020
23.12.2020
16.12.2020
9.02.2020
25.11.2020
11.11.2020
4.01.2020
28.10.2020
14.10.2020
30.09.2020