Yüksel TAŞKIN
Önce en kötümser tahminden başlayalım: CHP risk alıp değişmezse, seçmenleri başka seçeneklere yönelecektir. Belki bu seçimde gerçekleşmez bu ama önümüzdeki beş yılda bizzat seçmenleri partiye sırt çevirebilirler.
Burada ilginç bir durum ortaya çıkıyor: Seçmenleri bu partiye inanılmaz krediler açtılar. Partinin daha solunda ortaya çıkan alternatiflere sıcak bakmadılar. Bir zamanlar CHP’ye alternatif olmaya soyunan ikinciSHP, 10 Aralık Hareketi ve “Sarıgülcüler” de artık CHP’deler.
CHP seçmenleri, partinin iktidar alternatifi olmasını istiyor. Karşılarındaki kocaman sağ blokla mücadele ederken bölünmek istememelerini anlayabilmek gerekiyor.
CHP örgütünü bilmeyenler, partide ulusalcılar ve sosyal demokratlar arasında bir mücadele yaşandığını düşünüyor olabilirler. Aslında çok daha farklı kimlik dinamikleri sözkonusu ve bunlar ideolojik ayrımları geçersizleştiriyor. Ulusalcı fikirleri olan bir Alevi, senelerdir kendilerini temsil ettiğine inandığı “sosyalist ve Alevi bir abiye” oy verebiliyor.
Bir de yılların siyasi mücadeleleriyle pragmatik bir tavır geliştiren, Türkiye’de iktidar olmak adına risk almak gerektiğini kavrayan bir kesim var. Bunlar ideolojik tutumlarını esnetebiliyorlar.
CHP’nin mevcut yönetiminin daha fazla risk alması gerektiğini her fırsatta yazıyorum. Gerektiğinde genel başkanlığı da gözden çıkarabilen bir kararlılık gerekiyor. Haksızlık etmeyelim, daha kampanya başlamadı ama cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana geçen sürenin iyi değerlendirildiğini söylemem mümkün değil.
Parti’nin mevcut yönetimi, bazı açılımlarını veya açılım planlarını örgütle tartışma, örgütü ikna etme çabası içerisine yeterince girmiş değiller. Bu yetersizlik neden kaynaklanıyor? Örgütün katı olduğu veya ikna edilemeyeceği fikrine mi? Örgütü nasıl olsa peşimize takarız alışkanlığına mı?
Benim gözlemlerim, CHP’de aktif siyaset yapanların, parti tabanlarını siyasal tartışmalar konusunda yalnız bıraktıkları yönündedir. CHP örgütünün daha edilgen unsurları ve genel olarak seçmenler, CHP’den gelen bir bilgilendirme, etkileşim, tartışma imkânına sahip değiller. Başka bir ifadeyle parti seçmenini kurda kuşa yem ediyor aslında.
Bu da yapısal bir meseleyle ilişkili. CHP’de yaklaşık 2000 kişilik aktif bir siyaset sınıfı var. Bu insanların çoğunluğunun 50 yaş üstü olduğunu söylemeye gerek var mı? Delegeler bu isimlerden çıkıyor. Bu 2000 kişi, seçimli her konuma aday oluyor. Bezdirici bir tırmanma ısrarı sözkonusu. Bu insanlar, CHP örgütünü arada bir yoklayıp kendilerine destek arıyorlar, o kadar.
Bu 2000 kişinin büyük çoğunluğu, siyaseti çok iyi bildiklerini zannediyorlar. Reel politiğin bir türünde tecrübe kazanmış olmalarını siyaset bilgisi zannediyorlar. Dolayısıyla öğrenmeye kapalılar. Tam da bu nedenlerle, daha edilgen partilileri kendileriyle eşdeğer görmüyorlar. Onlardan her anlamda beslenebileceklerini kabule yanaşmıyorlar.
Bu tavrın bir başka yansıması da CHP dışındaki odaklarla etkileşime geçerek kendilerini geliştirme ihtiyacı duymamaları. Sözkonusu 2000 kişinin daha yeni ve genç kadroların önünde engel olmalarının elbette en temel nedeni, seçimli alanlar üzerinde kurdukları hâkimiyet. Yani, bir değişim olacaksa, bu 2000 kişiden gelmeyeceği açık.
Yine bu 2000 kişi, boş zaman ve paraya sahip olmalarını mümkün kılan mesleklere sahipler. Yani çoğunun tuzu kuru. Beyaz veya mavi yakalı bir genç, yorgun argın akşam bir ilçe toplantısına gittiğinde, örgütte oturup çay içen ve “burası bizden sorulur” bakışlarına sahip bu insanlarla karşılaşıyor.
Partinin kuşak değişimini çoktan yapabilmesi gerekiyordu. Bakın Yunanistan’ın CHP’si PASOK’luların çocukları, ebeveynlerini aştılar; SYRİZA’yı kurup iktidara geldiler. CHP de ya değişecek ya da PASOK’un kaderini yaşayacak.
CHP’nin kaçınılmaz olarak oligarşiler yaratan yapısını kökten değiştirmesi gerekiyor. Bu başka bir yazının konusu ama bahsettiğimiz reformlardan sadece birisi, genel başkanın tüm partililerin oylarıyla ve iki turlu bir seçimle göreve gelmesidir.
*
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017