Yusuf Kaplan
Sudan’da önce halk sokaklara döküldü. Gösteriler dört ay sürdü.
Sonra darbe gerçekleşti.
Son olarak da, darbeyi yapan general, görevi bıraktığını açıkladı!
Hangi darbeci, darbe yaptıktan sonra, görevi bırakır? Tuhaf değil mi?
Sudan’da neler olduğunu tam olarak bilemiyoruz henüz. Darbe’nin gerisinde kimler var, hangi aktörler kitleleri sokağa döküyorlar, zamanla ortaya çıkacak bunlar.
Bildiğim bir şey var: Sudan’da İngilizlerden habersiz kuş uçmaz! İngilizlerin Suudları kullanarak Mısır’dan sonra Sudan’da da darbe yaptıklarını düşünüyorum.
Sudanlıların Türkiye sevgileri, Sudan yönetiminin Türkiye’yle kurduğu stratejik ve ekonomik ilişkiler, emperyalistlerin uykularını kaçırmaya yetmişti. Darbenin nedenlerinden biri bu.
Bugün sütunumu Sudan’ı en iyi bilen, İHH’da yetişen genç bir ilim adamı ve araştırmacı kardeşimin, Serhat Orakçı’nın, Sudan’da olanları kaleme aldığı bir makalesine ayırıyorum. Sudan’da neler olduğunu ayrıntılı bir şekilde anlatan ilk metin bu. Makalenin tam metnine şuradan ulaşabilirsiniz: https://insamer.com/tr/sudanda...
SUDAN’DA YENİ DÖNEM
Sudan’da tarih tekerrür ediyor. 2018’in son günlerinde başlayan protesto gösterilerinin aralıksız sürdüğü Sudan, 11 Nisan Perşembe sabahı darbeye uyandı.
Ordu, sabah saatlerinde Başkanlık Sarayı’nı kuşatarak yönetime el koydu. 30 yıldır iktidarda bulunan Ömer el-Beşir istifa ederek görevi bıraktı. Bu sıcak gelişmelerle birlikte Sudan’da bir dönem resmen bitmiş oldu.
Protesto gösterileri ilk olarak ekmek fiyatlarındaki anormal artış nedeniyle Sudan’ın kuzeyindeki Atbara şehrinde başladı. Lakin kısa sürede ülke geneline yayılarak siyasal bir form kazandı ve 30 yıldır ülkeyi yöneten Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in istifası arzulanır hale geldi. Ülkenin değişik bölge ve şehirlerinde Ömer el-Beşir karşıtı gösteriler düzenlenirken rejim bu gösterilerde önce İsrail’in parmağı olduğunu, zaman zaman da gösterilerin komünistlerin işi olduğunu ileri sürerekgöstericilere sert müdahalelerde bulundu.
Ölümlerin yaşanması üzerine rejim karşıtı protestolar daha da güçlendi. HRW (İnsan Hakları İzleme Örgütü) gibi insan hakları örgütleri çeşitli raporlar yayımlayarak barışçıl göstericilere yönelik şiddet uygulanmasını kınadılar.
Kendini karşı atağa geçmek zorunda hisseden Ömer el-Beşir, ülkenin değişik vilayetlerini ziyaret ederek destek mitingleri düzenledi ve bazı açılışlar gerçekleştirdi. Ne var ki bu çabaları protesto gösterilerini sona erdirmeye yetmedi.
Özellikle Sudan İstihbaratı’na (NISS) bağlı güvenlik birimlerinin protestocuları dağıtmak için giriştiği müdahaleler esnasında gerçek mermi kullanılması, evlere zorla girilmesi ve insanlara işkence yapılması, halkta büyük tepkiye neden oldu.
Protestoların organizasyonunda rol oynayan Sudan Meslek Birlikleri (SPA), ülkedeki bütün kesimlere seslenerek rejim karşıtı grupları bir çatı altında toplamayı başardı.
Sudan’da Ümmet Partisi gibi geleneksel İslâmî kanadı temsil eden Sufi tarikat tabanlı siyasi partiler ve seküler görüşe sahip Mu’temer es-Sudanî gibi diğer siyasi oluşumlar, Özgürlük ve Değişim Deklerasyonu adı altında bir araya geldiler.
Sudan toplumunun farklı kesimlerini temsil eden bütün bu gruplar, Ömer el-Beşir’e görevi bıraktırma, güvenilir ve tarafsız bir isim önderliğinde geçiş hükümeti kurulması ve demokratik bir sisteme geçişin sağlanması prensiplerinde birleştiler.
Yaşanan gelişmeler üzerine birtakım tedbirler almaya çalışan Ömer el-Beşir ise, gösterileri bastırmada etkisiz kaldığı gerekçesiyle hükümeti görevden aldı ve ülkede bir yıl süreyle sıkıyönetim ilan edildiğini duyurdu. Yeni hükümeti güvendiği asker kökenli isimlerden oluşturan el-Beşir, aynı zamanda partisinin genel başkanlığını da güvendiği bir isim olan Ahmed Harun’a devretti. Lakin el-Beşir’in 2020 yılında görev süresinin dolmasıyla yapılacak seçimde aday olmayacağının sinyallerini vermesine, izinsiz gösteri ve yürüyüşlere getirilen ağır cezalara rağmen, protesto gösterileri devam etti. Parlamento da bir yıllık sıkıyönetim kararını uygun bulmayarak bu süreyi altı ay ile sınırlandırdı. Özgürlük, adalet, barış gibi sloganları kullanan göstericiler, çoğunlukla iktidarda bulunan isimlerin karıştığı yolsuzlukları da dile getirmekten geri durmadılar. Böylece dört ay gibi bir süre zarfında ülke önemli bir eşiğe gelmiş oldu.
Protesto, grev ve oturma eylemlerinin temel hedefi, Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’i istifaya zorlamak ve ülkede katılımcı bir sisteme geçişi sağlamaktı. Son dört aydır dağınık gruplar halinde farklı lokasyonlarda eylemler gerçekleştiren göstericiler, 6 Nisan 2019 tarihinde Savunma Bakanlığı önünde toplanma kararı alarak burada oturma eylemi başlattılar. Bu taktik, gösteri organizatörleri ile ordu içinden rejim karşıtı bir grubun temas sağladığı şeklinde yorumlandı. Yoğun ilginin olduğu oturma eylemi esnasında halk ile askerler arasında yakınlaşma gerçekleşirken NISS’e bağlı güvenlik birimlerinin halkı dağıtma çabası üç kez askerler tarafından önlendi.
6 Nisan Cumartesi gününden itibaren sıcak gelişmelerin yaşandığı ülkede, en son 10 Nisan’da hükümet yetkilileri bazı sert açıklamalar yaparak protesto gösterilerinin dağıtılacağı sinyallerini verirken ertesi gün Ömer el-Beşir taraftarlarının katılımıyla bir miting düzenleneceği duyuruldu. Hartum dışından silahlı kişileri taşıdığı iddia edilen bazı otobüslerin şehre girmeden yakalandığı yönünde gelen haberleri müteakip ülkede gece yarısından sonra sıcak gelişmeler yaşanmaya başladı. 11 Nisan Perşembe sabah 06.30 sularında askerlerin Başkanlık Sarayı’nı kuşattığı, TV ve radyo yayınlarının yapıldığı kompleksi tuttuğu ve yönetime el konulduğu haberleri, ülkedeki denklemi bir anda değiştirdi.
Bu girişimle birlikte Sudan’da bir dönem sona ermiş görünüyor. Sudan’da yaşananlar 1964 ve 1985 yılındaki olaylarla neredeyse tıpatıp aynı. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle başlayan yoğun halk protestoları 1964’te İbrahim Abboud ve 1985’te Cafer Nimeyri iktidarlarının sonunu getirmişti. Sudan’da bugün âdeta tarih tekerrür ediyor. Yeni dönemde sivil idareye geçinceye kadar siyaseti bir süre Askerî Geçiş Konseyi şekillendirecek.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2021
4.06.2021
31.05.2021
28.05.2021
14.08.2020
7.08.2020
20.07.2020
17.07.2020
26.06.2020
14.06.2020