Zeki ALPTEKİN
„Kombine Yenilenebilir Enerji Güҫ Santralleri“
Simülasyondan da öte, gerҫekleṣtirilebilir bir vizyon!
Almanya’da „Kombine Yenilenebilir Enerji GüҫSantralleri“ (KYEGS) tüm ülkeye yayılmıṣtoplam 36 adet rüzgar, solar, biyogaz ve hidrolik alanda enerji üreten üniteleri birbirine bağlayan, randımanlı ve güvenli, büyük bir güҫsantrali projesi!
Bu proje, rüzgar gülleri üretiminin öncü firmalarından Enercon GmbH, Biogas AG, SolarWorld AG ve birkaҫdiğer partnerin (mesela Siemens) ortaklığında geliştirilmiş, alman hükümeti tarafından desteklenen, bilimsel olarak tanınmış araştırma kuruluşu olan Franhofer Institut-IWES tarafından refakat edilen bir inisiyatif. Birkaç yıl önce yenilenebilir enerji üretmek için planlanan bu kombine güҫsantrali projesi ile, ülke düzeyinde ademi merkeziyetçi ve sadece „yenilenebilir enerji“ bazında, ihtiyaca göre ve kesintisiz bir şekilde elektrik üretilebileceği, gerҫekҫi bir ṣekilde (simulatif olarak) gösteriliyor. Bu tip bir santralin, ҫeṣitli yenilenebilir enerji kaynaklarını ve bunların üretim biҫimlerini optimal bir ṣekilde kombine ettiğini söyleyebiliriz: Örnek olarak, 11 RES (Rüzgar Enerji Santrali), 20 Solar tesis, 4 Biyogaz tesisi ve 1 adet „Pompaj Depolamalı Hidroelektrik Santrali“nde (PDHES)[1] birarada bu türden bir tesisin içinde yer alabilirler.[2]
RES‘ler ve güneṣıṣınını enerjiye ҫeviren Solar Modüller, duruma göre (rüzgarın ve güneṣin olup olmamasına göre) elektrik üretimine katkıda bulunurlar. Bu yollarla enerji üretimi eksik kaldığında sistem kendini süregen, yani baz elektrik üretim biҫimi olan biyogaz, ya da hidrolik yöntemlerle tamamlayabiliyor. Ṣöyle ki; kısa vadede ortaya ҫıkabilen belirsizlikleri, kombinasyondaki dalgalanmaları telafi etmek iҫin, ihtiyaca göre üretilmiṣolan enerji elektriğe dönüṣtürülüyor, ya da ihtiyaҫfazlası geҫici olarak „depolanıyor“. Böylelikle, yenilenebilir enerji ile „tam tedarikli beslenme“nin önünde teknik olarak bir engel kalmıyor. Böylesi bir kombinasyon ile projenin baṣlangıcında 12.000 kiṣinin yaṣadığı orta büyüklükte bir yerleṣim yerinin elektrik ihtiyacı karṣılanabileceği düṣünülüyordu. Bununla;
1. Enerjiye ulaṣım güvence altına alınarak, daha pahalı ve büyük oranda „dıṣardan“ getirilen petrol ve doğal gaza karṣı ekonomik bir alternatif ortaya konulmuṣolurken,
2. karbon salınımına karṣı, etkin bir ekolojik tedbir de geliṣtirilerek, regenerasyonu ҫok daha pahalıya malolabilecek bir ҫevre kirlenmesinin önüne geҫilmiṣoluyordu.Ayrıca,
3. atom santrallerini kapatma politikası yolunda etkin bir ҫözüm üretilerek „Yenilenebilir Enerji“ ile elektrik gereksiniminin 100%‘nün karṣılanabileceğinin olanaklı olduğu da gösterilmiṣoluyor.
„Kombine Yenilenebilir Enerji GüҫSantralleri“ (KYEGS) projesi ayrıca, Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının özellikle meteorolojik faktörlere bağımlı olduğu „gerekҫesini“ de geҫersiz kılıyor. Zira, günümüzde rüzgar ve güneṣten enerji ediniminin miktarı, artık modern teknolojilerin yardımı ile aṣağı yukarı tam olarak tahmin edilebiliyor ve böylece elektrik üretimi değiṣik ünitelerde buna göre ayarlanabiliyor; yerine göre depolanabiliyor: Enerji ihtiyacının göreceli yüksek olduğu zamanlarda sistem elektrik ile besleniyor, olası elektrik eksiğini (mesela rüzgarsız ve güneṣsiz günlerde) elektrik üreten biyogaz tesislerinden alabiliyor. „Sakin“ -yani elektriğin daha az kullanıldığı- zamanlarda ise, gereksinim duyulmayan elektrik fazlası (ihtiyaҫhalinde kullanmak üzere) ya „Pompaj Depolamalı Hidroelektrik Santrali“ne (PDHES) gönderiliyor; ya da elektriği elektrolizler aracılığı ile ilgili tesislerde hidrojeni(H) karbondioksitle(CO2) birleştirmede kullanıp metan gazına ҫevirerek yeraltındaki oyuklarda, veyahut da var olan büyük gaz iletim sistemlerinde, depolarında daha sonra kullanmak üzere (yani elektrik enerjisine çevirmek üzere) saklanabiliyor. Özellikle üretilen metan gazının, sistemde giderek doğal gazın yerini alması bekleniyor. Böylelikle bu konuda var olan „dışarıya bağımlılık“ ilerde ortadan kalkmış olacak.
2050’li yıllarda faaliyete geҫmesi planlanan bu türden bir yenilenebilir enerji kaynakları kombinasyonuyla Almanya’nın enerji ihtiyacının tamamının karşılanabileceği varsayımı, Fraunhofer-IWES enstitüsünün araştırmaları, simulasyonları ve projeye katılan firmalarla geçen yılın ekim ayında gerҫekleṣtirilen reel dünyadaki bir „test“ ile „gerҫekҫi yada yapılabilir“ olarak ıspatlanmış oldu. Kombikraftwerk 2 olarak adlandırılan ve yazının girişinde sözünü ettiğimiz ilk denemenin daha geliştirilmiş bir devamı olan bu projeye göre; enerji kaynaklarının „klasik“ biҫimlerinden „yenilenebilir“ kaynaklara dönüştürülmesinin önünde sistem ve elektrik ağları aҫısından teknik olarak hiҫbir sorunun bulunmadığı, „yenilenebilir“ kaynaklarının sadece yeterli enerji üreterek „elektrikte arz güvenliği“ oluşturmakla kalmayıp, şebekelerde şart olan stabil bir frekans (50 Herz) ve gerilimi de sağladıkları da gözlemlendi.Bununla %100„yenilenebilir“ enerji kaynaklarından beslenme vizyonunun gerçekleşebilirliği, konvansiyonel enerji kaynaklarından regeneratif kaynaklara „enerji dönüşümünün“ başarı ile sonuçlanabileceği ortaya konulmuş oldu. Bu proje ile ortaya çıkan bir gerçek de, biyogaz-rüzgar ve güneş enerji tesislerinin kesintisiz ve yeterli elektrik üretimi sağlamak üzere mükemmel bir şekilde biraraya gelebildiği, kombine edilebildiğidir.[3] Bu kombinasyon, 21. yüzyılında ortalarında yaşama geçmesi planlanan, dünya klimasına herhangi bir zararı olmayan, „güneş battığında, rüzgarlar esmediğinde de ışıkların yandığı“, güvenli elektrik üretim projesinin taşıyıcı dayanağını oluşturuyor.

Internette videodan da virtüel olarak izlenebilen bu proje [4] ve bununla bağlantılı geliṣmelerin dayandığı temel, hiç şüphesiz belirli bir ekolojik bilinç ile, bugünü ciddiye alıp geleceğe yönelik „aҫılımlar“ yapabilmek. Aṣağıdaki „küҫük“ örnek Almanya’nın kuzey batısında Hollanda sınırında bulunan, 5.129 km2 büyüklüğündeki „Münsterland“ adlı bir bölgeden:[5]
Genellikle tarımın ekonomiye hakim olduğu bu bölge, Almanya’da „enerji politikasında dönüṣüm“[6]de örnek bölge olmaya aday görünüyor! Buna göre Münsterland, 2030 yılında „tükettiği kadar elektrik üretme“ seviyesine gelebilir. Ṣimdiye dek bölgede var olan yenilenebilir enerji kaynakları tesislerinde (rüzgar, gaz, biyokütle ve güneş) toplam olarak yıllık 2100 GWh elektrik üretilmiṣ. Bu miktarı 2030 yılına kadar, yenilenebilir enerji kaynakları yolu ile, toplam 1,6 milyon Münsterland’lı iҫin, yaklaşık beş katına ҫıkarmanın potansiyelleri bölgede mevcut. Sadece ısı (tüketilen enerjinin %45’i) ve yakıt enerjisi (tüketilen enerjinin %35’i) konusunda gelecek 16 yılda alınacak tedbirlerle (tüketimin oldukҫa düṣeceği beklense de) yetinmenin aynı sonuçlara ulaşma açısından mümkün olmadığı belirtiliyor. Bu durumda, Münsterland’lıların toplam 5,5 milyar € ödemiṣolacakları ve bu arada 15,5 milyon ton CO2 üretiminin de gerçekleşmiş olacağı, fosil yakıt tüketimi konusunda „frene basmak“ iҫin yeterli gerekҫe olarak görülüyor. Bunun pratikteki sonucu; „motorlu özel taṣımacılığın yeniden ele alınıp değerlendirilmesi“ ve „binaların daha etkin enerji tasarrufu için izolasyonlarının güҫlendirilmesi“ ile birlikte, „biyokütle alanı olarak ormanların ve eski bataklık bölgelerin katılması ile yenilenebilir enerji alanlarının geniṣletilmesi“ ve de, son olarak, „yenilenebilir enerjilerin geliṣtirilmesinde tüm süreçlerin, genel konsepte bağlı olarak bölgesel olarak yönetilerek yönlendirilmesi, güvence altına alınması“ oluyor. Küresel düzeyde geliştirilen geleceğe yönelik vizyonların dayandığı yerel güncelliklerin görüntüsü iṣte böyle !
Türkiye olarak buradan neler öğrenebiliriz?
Bize göre bu tür bir vizyon, Türkiye’nin „Sürdürebilir Çevre ve Enerji politikası“ temelinde Yenilenebilir Enerji Kaynaklarına yönelik bir „taarruz“ başlatması ile gerçekleşebilir. Bu, en basit ifadesi ile bu konudaki „teşvik ve tedbirlerin genişletilmesi“ ile mümkün. Almanya bu konuda da örnek bir ülke. Bu bağlamda yukardaki vizyona benzer enerji projelerinin dayanabileceği bazlar ülkemizde mevcut. Şimdiye dek Türkiye’de anlaşılmaz bir şekilde üvey evlat muamelesi gören „güneş enerjisi“ sektöründe Maliye Bakanı M.Şimşek’in geçenlerde açıkladığı üzere bir „atılım „ planlanıyor. Rüzgar Enerjisi Sektörü olumlu bir şekilde oldukça yaygın. Baz enerji, yani sürekli enerji üretme yeteneğinde olan Jeotermal Enerji Sektörü de Türkiye’nin en eski, en tecrübeli ve olağanüstü potansiyelleri barındıran yenilenebilir enerji kaynağı olarak biliniyor. Özellikle ülkemizin batısında yaygınlaşan bu baz enerji, kesintisiz enerji sağlamak üzere diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile en azından bölgesel olarak kombine edilemez mi? Bu konuda bir „pilot proje“ başlatılamaz mı? Buyurun size bir vizyon! Buyurun size cari açığı kapatılmasına „ekolojik“ ekonomik bir katkı! Bilim insanları, görev başına..
[1]Özellikle Almanya ve İsviҫre’de yaygın olan PDHES’lerin fonksiyonu oldukҫa basit, ama tam bir pratik zeka örneği: Sistem, altta bulunan bir su havuzundan ve daha yüksekte bulunan baṣka bir havuza borularla su pompalayan iki komponenten oluṣuyor. Elektrik fazlası ile yukarı havuza pompalanan su, ihtiyaҫdurumunda tekrar aṣağıya, bu sefer ama tirbünlerden geҫirilerek, yani yeniden elektriğe dönüṣtürülerek elektrik ağına verilebiliyor.
[2]Agentur für Erneuerbare Energien Deutschland hat unendlich viel Energie. Hintergrundpapier: Das Kombikraftwerk, Berlin-Almanya 2008: www.unendlich-viel-energie.de/de/strom/kombikraftwerk
[3]Kombikraftwerk 2 demonstriert: Sicherer Stromnetzbetrieb bei 100% Erneuerbaren Energien in Zukunft möglich: www.kombikraftwerk.de
[4]http://youtu.be/7IZdWpp26-g
[5]Westfälische Nachrichten, 07.02.2014, Münster-Almanya
[6]Bu politikaya göre Almanya, 2025’lerde Nükleer Güç Santrallerini (NGS) tamamen devre dıṣı bırakmaya karar verdi.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.08.2025
13.04.2025
25.02.2025
4.02.2025
22.12.2024
1.07.2024
12.05.2024
15.04.2024
3.02.2024
24.11.2023