Mümtazer TÜRKÖNE
Devlet iktidarını elinde tutan Başbakan’ın, köşe yazarımız Ali Ünal’ı “ahlaksız” ve “şerefsiz” ilan etmesinden sonra o ülkede hiç kimsede insaf ölçüsü arayamazsınız.
Gençler “el insaf” yerine “yuh artık!” veya “oha!” demeyi tercih etmekte, galiba haklılar. Hâlbuki ölçümüz neydi? “Öfke bize, uysallık sana”, “gücenme bize, gönül alma sana”, “suçlamak bize, katlanmak sana”... Tam tersini yapıyoruz: Başbakan öfkeleniyor, sakinleştiriyoruz; güceniyor, gönlünü alıyoruz; suçluyor ve biz katlanıyoruz.
301 insan hayatını kaybetti. Acının edebiyatını, şüphesiz birileri yapacak. Acının politikasını; yani acının istismarı üzerine iktidar savunması veya muhalefet eleştirisi yapmak, insaf ölçülerini yerle yeksan ediyor. Ölçü basit: Duygularınıza hitap eden ve sonuçta siyasî etki bırakan her söz, acının istismarıdır.
Soma faciası, Kozlu’dan ders çıkartılmadığını göstermiş oldu. Sorumluluk sahiplerinin duygular yerine akla hitap etmesi, gelecekte benzer kazaları önlemek niyetinin göstergesi. Elbette Hükümet de, Şirket de bu kazanın olmasını istemezdi. Bizler kusur sahiplerinin, dolayısıyla bu kazanın sorumlularının peşindeyiz. Sadece adalet için değil, geleceği güvene almak için.
İnsaf ölçüleri içinde, Enerji Bakanı’nın Soma’da gösterdiği dirayeti takdir etmeliyiz. Sonrasında dört bakanlığın uzmanlarından oluşan bir komisyon kurulması ve “hukukî, siyasî, idarî ve adlî” sorumluların aranması kâğıt üzerinde doğru görünüyor. Denetçilerin denetlenmesi, yaşam odaları ve gaz maskelerinin standartları gibi konularda zorunlu düzenlemeler yapılması arayışı da, yeni maden yasasının apar-topar Bakanlar Kurulu’na gönderilmesiyle inandırıcılık kazanıyor. Felaketten dersler çıkartılacak, belki uzunca bir süre işe yarar tedbirler uygulanacak. Ancak siyasî sorumluluk bambaşka bir boyut ve hepimiz şundan eminiz: Hükümet ve Hükümet’in emrindeki memurlar bu kazanın siyasî sorumlularını ne kadar ararsa arasın bulamazlar. Hiç iktidar sahibi kendi sorumluluğunu araştırıp, adil bir sonuca ulaşabilir mi? Görev muhalefete düşüyor. Peki muhalefet ne yapıyor?
Gelişmiş ülkeler benzer felaketleri, her kaza sonrasında çıkarttıkları dersler ve aldıkları yeni tedbirlerle azalttılar. Tek rehberiniz bilim. Bizde siyasî tartışmaların altında ezilen ve tarafsızlığını kaybeden bilim, size bu kazaların nasıl önleneceğini, hangi tedbirlerin alınacağını tek tek söylüyor. Hürriyet’te Tolga Tanış’ın Washington’da yaptığı röportajda eski maden güvenlik şefinin Soma faciası hakkında söyledikleri, bu sağlam bilimsel ölçüleri özetliyor. Bu uzman dört sebep gösteriyor ve böylece bir değil dört ayrı zincirleme kusurun yangına yol açtığını anlatıyor. 1968 yılında ABD’de yaşanan kazadan çıkartılan derslere dayalı olarak yapılan yeni düzenlemeler, sorunu kökünden çözmüş. Kazanın sebeplerini bilimsel olarak tespit edip, sonra çareler buluyorsunuz. Bunları mutlaka uyulması gereken kurallara dönüştürüyorsunuz. Sonra da uymayanların canını fena yakıyorsunuz. Bütün dünyada sistem böyle işliyor.
Dört bakanlıktan oluşan uzman heyetinin “hukukî, idarî ve adlî” sorumluları bulması, mevcut kurallara göre olacak. Siyasî sorumluluğu tespit etme ve ikna edici gerekçelerle bunu halka açıklama görevini, CHP’li Sezgin Tanrıkulu’nun gündeme getirdiği “Şirket’e bir milyarlık hayalî ödeme” gibi iddialarla muhalefet araştırıp ortaya çıkartacak. Yeterli mi? Acının politikasını, Hükümet de, muhalefet de yapıyor. CHP ve MHP’nin bugüne kadar uzmanlardan heyetler oluşturup kamuoyunu “bilimsel” olarak aydınlatması ve yapılacak düzenlemelerle ilgili öneriler getirmesi gerekirdi. Hükümet elindeki medya araçlarını kullanarak, acının olduğu merkezden siyasî rekabet alanına kaçak bir hat döşüyor. Acının politikasını, insaf ölçülerini bütünüyle kaybederek ters yüz ediyor. Başbakan’ın hitabet yeteneğini sonuna kadar kullandığı, “Soma şehitleri”ne hasrettiği bu haftaki grup konuşmasından şu cümleyi alıp, insaf terazisine çıkartmayı deneyin: “Hani ocaklarına ateş düşsün dedi ya, madende işçilerin ölümüyle liderinin o bedduasının tuttuğuna inanıyorlar, yazıklar olsun”. 301 insanın canını, duygusal bir konuşma içinde bu kadar “pis” bir politika malzemesi yapan birine rastladınız mı?
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025