Mümtazer TÜRKÖNE
– MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE
Janus, mitolojide iki yüzü olan bir tanrı (“mürai”deki ikiyüzlü değil), sadece birbirinden faklı iki yüzü ve dolayısıyla iki farklı kişiliği olan bir tanrının ismi. Bir yüzü gülerken diğeri ağlayabiliyor, bir yanı yaz köşesi diğer yanı kış bahçesi. January (Ocak), Tanrı Janus’un ayı anlamına geliyor; Ocak ayının bir yüzü kışa, diğer yüzü yaza baktığı için.
Siyasetin her zaman en az iki yüzü vardır. Bu yüzden politikada başarıya ulaşmanın standart yöntemi birbirine zıt fikirleri veya çıkarları telif etme, yani uzlaştırmaktır. İki zıt fikri, arkadaki somut gerçekliğini dikkate alarak uzlaştırmayı denediğiniz zaman, ideoloji yaratmanın ilk aşamasına geçmiş olursunuz. Nihaî aşama, hayatın karşımıza çıkardığı her şeyi açıklamak olsa da bu ilk aşamada başarılı olamayan ideolojiler gerçekler karşısında çöker ve dağılır. Her zaman hayat karşımıza uzlaştırılması imkânsız, sizi mutlaka tercihte bulunmaya zorlayan birbirine zıt prensiplerle meydan okur. Somutlaştırmak için Fransız bayrağını düşünün. Mavi, beyaz ve kırmızı olan üç renk, hemen bütün ideolojilerin sınır hattını belirleyen üç temel prensibi temsil eder: Eşitlik, Özgürlük ve Kardeşlik (vatanseverlik-milliyetçilik). Birbirinin kanını döken ideolojiler, bu üç temel prensipten birini eksen kabul edip diğerlerini onunla uzlaştırarak kitlelerin eğilimlerini kalıplara dökmüş oldular. Sosyalist ideolojiler eşitliği, liberal ideolojiler özgürlüğü, muhafazakâr-milliyetçi ideolojiler kardeşliği esas alıp, “Üçüncü Yol” gibi hem solun hem de sağın ortak malı olan siyasî programlar peşinde koştular. Siyasî yelpazenin zıt uçlarına yerleşen radikal ideolojiler, bu sentezleme gayreti yüzünden aslında birbirine çok yakın dururlar. Genel Grev mitini icat eden Georges Sorel’in faşist mi yoksa sosyalist mi olduğuna hala karar veremiyoruz. Hitlerin faşist partisi, (Nazi kelimesi “Nasyonel Sosyalist İşçi Partisi”nin kısaltmasıdır) sosyalizmi içerdiği iddiasındadır.
Eşitlik ve Özgürlük:
Eşitlik ve özgürlük fikirleri arasındaki ölümcül paradoks, bu uzlaştırma çabalarının mantığını da gösterir. İkisi birlikte aynı anda var olamaz: İnsanları özgür bıraktığınız zaman daha yetenekli olanlar eşitliği bozar; insanları eşit tutmaya kalktığınız zaman özgürlüklerine mutlaka sınırlama getirmeniz gerekir. Mao Çin’inde herkes eşit kıyafet giyiyordu, istediği kıyafeti giyme özgürlüğüne sahip değildi. Neredeyse bütün ideolojiler çokça özgürlük, biraz eşitlik veya tersi üzerine kurulu sentezlere dayanır. Milliyetçilik veya sol versiyonu olan ulusalcılık (Batı’da sağ için nasyonalizm, sol için patriotizm-vatanseverlik) bu özgürlük ve eşitliğin farklı denge formüllerini yanlamasına bir uçtan öbür uca keserek, denklemi çok bilinmeyenli hale getirir. Bir de adalet kavramını ekleyin. Hukuk kuralları herkese eşit uygulandığı zaman adil olur. Özgürlüklerini korumak adaletin görevidir. Kamu barışını korumak için özgürlüğün sınırlanması gerektiğini söylüyorlar. Aynı kişiler ulusal çıkarlar veya toplum çıkarları söz konusu olduğu zaman bireysel özgürlüklerin askıya alınabileceğini ekliyorlar. Malı çok olanla az olandan eşit vergi alınmaz.
Bunlar, zaman zaman karşımıza teorik açmazlar veya zorluklar olarak çıkan, yaratıcı uzlaşmalara konu olan kavramlar. Bir de bu kavramların somut karşılıkları, yani pratiği var.
Bahçeli ve Öcalan’ın formülleri:
Bahçeli bütün zıtlıkları ve çelişkileri zaman kavramının izafiliğine müracaat ederek çözüyor. Bu hafta grup konuşmasında, akademik derinlikte zaman felsefesine dair aforizmalarının pratik politikada çok zengin karşılıkları vardı. Bahçeli “dün şöyle dedin, bugün böyle diyorsun” eleştirilerine “değişen ben değilim zaman” karşılığını vermiş oluyor. Zamanla ihtiyaçlar da öncelikler de değişiyor. Politikacı -yine onun gerekçesi ile- doğru zamanda yanlış adımı, yanlış zamanda doğru adımı atmak yerine “doğru zamanda doğru adım atan kişi” oluyor. Bölge dinamiklerine jeopolitiği dikkate alan ve değişimin getirdiği fırsatları yakalayan doğru adımlarla karşılık veren bir akıl. Sonunda “Süreç” devlet politikası haline geliyor ve politikacıya “doğru zaman”a göre doğru adımları atma görevi düşüyor. Bahçeli “devletin başı”nı da aynı sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyor.
Öcalan da değişen “kurucu önder” rolünü ve belirlediği temel stratejiyi şartlara ve zamana vurgu yaparak açıklıyor. Türk Devleti Kürtlerin varlığını inkâr ettiği için, ayrı bir devletin çatısı altında bu sorunu çözmek amacıyla silahlı mücadele gündemdeydi; şimdi varlık tanınıyor, ayrı bir devlete de bu devleti kurmak için savaşmaya da gerek kalmadı, demiş oluyor. Varlığın kabulü üzerine inşa edilen barışçı siyasetin iki aksı var: Değişmeyecek temel strateji olarak demokratik siyaset ve bu strateji ile bütünleşmiş taktik adımlar olarak hukuk talepleri.
“Terörsüz Türkiye” markası ile, PKK’nın kendini feshine ve silah bırakmasına odaklanan ve meseleyi bu haliyle çözülmüş sayanlar bu strateji ve taktik hesabına takılıp boydan boya yere kapaklanabilir. Sivil siyasetin ve siyasi çözümlerin önünün açılması, demokrasinin ve hukukun egemenliğini kurması ortak geleceğin inşasının vazgeçilmez önşartları.
Üçlü bir çelişki: Devletin çıkarlarını, CHP ile savaşıp Kürtlerle barışırken nasıl koruyacaksınız?
Bahçeli’nin “Devletin Başı”nı, devlet politikasını uygulamaya davet ederken, CHP’nin uğradığı adaletsizliği görünür bir algı haline getirecek “yargılamaların canlı yayını” meselesine el atması, önümüzde duran yaman çelişki yüzünden olmalı. CHP ile savaşırken, Kürtlerle nasıl barışacaksınız? Tanrı Janus, sadece bir mitoloji figürü.
Vurgulamak zorundayız: “Devletin Başı”, ortak gelecek adına, Öcalan’ın demokratik siyaset stratejisi ve hukuk talebi istikametinde henüz adım atmadı. Kürtleri devletle barıştıracak demokratik siyaset ve hukuk düzeni adına “Terörsüz Türkiye’yi gerçekleştirmekle mükellef” olan Erdoğan, telifi gayr-ı kabil çelişkilerin ve girift muammanın içinden çıkamıyor. Size somut bir misal vereyim: AİHM kararlarının uygulanmadığı bir Türkiye’de Kürtlere hangi teminatları verebilirsiniz? AİHM ve AYM kararlarını uygulamaya başladığınız zaman CHP’li rakipleri nasıl tutuklu yargılayabilirsiniz?
Saray’ın arkasındaki halk desteği azaldı, iktidarda kalabilmek için çözümü otoriterleşmede buldu. Elindeki sınırlı araçları hukuk dışı alana sürerek muhalefeti tasfiyeye girişti.
Ama devasa bir sorunla karşılaştı.
Türkiye doludizgin otoriterleşmeye doğru giderken “Terörsüz Türkiye” duvarına tosladı. Ya bu işten vazgeçilecek, tarihî fırsat harcanacak ya da otoriterleşmeden vazgeçilecek iktidarın demokratik usullerle devrine karşı çıkılmayacak.
Üçgenin başında Devlet’in âlî menfaatleri, öbür tarafta Kürt Sorununun çözülmesiyle güvenli ve refah yüklü bir gelecek ve diğer yanda muhalefetin nefes alıp vereceği bir siyasî ortam. Hepsini eşitleyen demokrasi ve hukuk. Üçü de ancak demokrasi ve hukuk içinde var olup çözülebilir.
Başka bir çözüme Tanrı Janus’un bile gücü yetmez, hatta yanına yeni mitolojik hikâyeler ekleyerek bile bir çıkış yolu bulunamaz
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları


























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
21.12.2025
16.12.2025
13.12.2025
11.12.2025
7.12.2025