A.Turan ALKAN
Masaya bir bardak su koydum.
Sonra, mahkeme salonunda karar açıklanırken Hidayet Karaca ile Ekrem Dumanlı’nın birbirlerine sarılarak verdiği o müthiş fotoğrafı internetten bulup bilgisayarıma ekran resmi yaptım.
Bir bardak su ve o fotoğraf!
O birkaç yudum su ki, ancak savcı yardımcısının talimatıyla, devletin nâmusuna emânet edilmiş şüpheli şahsa sanki bir lütûf veya güyâ yasak olmasına rağmen insanlık nâmına görmezden gelinen bir inâyetmiş gibi bahşedilmiş... Su yahu bu, birkaç yudum su neticede... ‘Burası kantin mi ki sana su vereyim’ diye terslenen polis memuruna gönül koymuyorum fakat, gökkubbemizde hınçla titreyen, “Bundan sonra bunlara su bile yok” cümlesinin sahibi, şu çok sıradan ve önemsiz gibi görünen vebali nasıl taşır onu bilemem. Bunlar, “Su içene yılan bile ilişmez” sözünü duymamışlar mıdır?
Allah kimseyi böyle bir vebâlle hesap gününde haşretmesin!
Ve o fotoğraf; iki delikanlının, kendilerinden dağlar gibi emin bir duruşla objektife âdeta değil kalplerinde olanı, ciğerlerini bile gizlemeyip açtıkları o kare; iki sımsıcak tebessüm, bir çift açık ve tertemiz alın. O fotoğraf, hukukçuların günün birinde hatırlamak bile istemeyecekleri şu komik davayı tek karede özetleyen bir anlatım gücüne sahip. Kendinden ve inandıklarından ‘razı olanlar ve razı olunmuşlar’ işte böyle bakarlar dünyaya. Bir de onları o salonda yargılatanların gözlerini hatırlayın. Eminim ki günün birinde, “Keşke bu kadar gücüm ve variyetim olacağına, insanların yüzüne şöyle endişesiz, özgüvenle ve ümitle bakabilseydim” diyecekler. En protokoller pozlarında bile gözlerinin derinliklerinden dışarı doğru uğrayan kin ve korku izlerini gizlemiyorlar.
Hayat mı kardeşim sizinki; her şeyiniz var, itminânınız yok, itibârınız yok, daha mühimi objektiflere şöyle rahat ve mutmain bakabilecek iç huzurunuz kalmamış. Yandaş takımıyla, danışmanıyla, siyasi amigolarıyla, yazar-çizerleriyle çıkarılan sesleri alt alta koyup toplayınca mezarlıktan geçerken korkudan ıslak çalanların nağmelerine benziyor sesiniz. Ne kadar bedbaht, ne kadar acınası bir hâldir bu?
Ekrem Bey’i yirmi yıldır tanırım; nazarımda kıymeti gün geçtikçe artan nâdir şahsiyetlerden biri oldu hep. Gönül dünyamızda unufak olup dağılan nice eski arkadaşlıkların acılı hatıraları yanında onun “Demokrasiden dönüş yok” diye haykıran erkek sesiyle eminim ki bütün Zaman okuyucuları ve çalışanları iftihar ettiler.
Hidâyet Bey’e gelince; ekranda bana ve hepimize sevgiyle bakan tebessümü ve ruh duruluğu ile şu dakikadan itibaren gönlümde ve gönüllerde başka bir yerde duruyor artık. Böyle şeyler söylemeyi sair zamanlarda yakışıksız buluruz fakat şimdi zamanıdır: Dün itibariyle Hidayet Karaca, güçlüler karşısında gösterdiği onurlu duruşuyla onu daha önce tanıyan, tanımayan milyonların kalbine taht kurdu, takdir gördü ve fark edildi. Onu bir kere daha sevdik, dualarımıza sevgiyle yazdık.
Mahkemenin kararı ise bana nedense AYM’nin 2008 Temmuzu’nda verdiği “Ne şiş yansın ne kebap” kararını hatırlattı; hani o kararda AKP’nin laiklik aleyhtarı eylemlerin odağı olduğuna ama ve fakat deliller yetersiz olduğu için ‘yarım maaş’ cezasına uğratılmasına, yani hazineden alınan yardımın yarıya indirilmesine hükmeden karar! Her iki mahkemenin kararını üst üste koyunca, “Ele güne karşı rezil olmamak için vaziyeti bir şekilde kılıfına uyduralım bari” yollu telâşenin eseri bariz şekilde göründü. Hukuk, bir şekilde gündem ve dünya kamuoyunun tansiyonunu kollamak gibi ‘misyon’ları kendine vazife edince böyle tuhaflıkların öznesi haline gelmekten kurtulamıyor. Yazık!
Bize gelince, buralarda kimselerin gizli kapaklı bir ajandasının olmadığını birileri fark etse veya hâlâ görmezden gelse de ehemmiyeti yok; şimdi eskisinden çok daha fazla demokratik haklar ve hukuk devleti çizgisindeyiz elhamdülillah.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016