A.Turan ALKAN
Arab Ali Kapudan bir Osmanlı kalyonunun kaptanıydı. Muhtemelen Hac yolunun güvenliği için Akdeniz’de 1808’in güz aylarında Midilli açıklarında seyr ü sefer etmekteyken bir gün aa, o da ne...
İngiliz donanmasına mensup bir gemi! Ali Kapudan, “Anamız bizi bugün için doğurdu; haydin levendlerim” diyerekten küffâra saldırdı. Neticede 400’e yakın askerimizin yarısı esir, öteki yarısı yaralı ve şehid olurken kalyonumuz da İngilizlerin eline geçti. Bilahare esir ve yaralılara bir miktar para vererek münasip bir adada karaya çıkarıp kaptanımızı da götürdüler.
İstanbul, gemiden haber gelmeyince sağa sola soruşturmaya başladı ama o da ne? Ali Kapudan İngilizlerin salıvermesi üzerine İstanbul’a geldi ve âmirlerine dedi ki, “Bize filan yerde bir İngiliz teknesi saldırınca harbe tutuştuk. Mevcudun yarısı şehid ve bir o kadar yaralı verdik velâkin küffârın da yarısını öldürerek hayli kötülettikse de dümenimiz kırıldığı için (Bkz. Almanya teslim olduğu için!) esir düştük”. Donanma ne yapsın, inandı paşasına; ‘Aferin sana, iyi etmişsin’ diyerek takdir ettiler.
Derken aa, kısa bir süre sonra İstanbul’a bir İngiliz elçi gemisi gelir; gemiyle de o geminin İngiliz kaptanı. ‘Yahu’ der bizimkiler, ‘Başınızdan bir hadise geçmiş, bir de sizden dinlesek meseleyi?’ Hayhay der İngiliz elçisi. “Biz Sıgri açıklarında Arab Ali’nin gemisine rastlayıp da Osmanlı donanmasından olduğunu anlayınca âdet üzere selam bandırası çektik, kurusıkı selam topu attık fakat Arab Ali hemen üzerimize saldırınca mecburen muharebeye giriştik, durum budur.”
Beri taraftan Arab Ali’de gemi ve elçinin geldiğini duyunca şafak atmıştır. Aklınca, ‘İngiliz gemisini saldırır alırım, elime hayli ganimat geçer, nâmım artar’ diye hesaplarken fena bir kötek yediği için, “Aman padişahın haberi olmasın!” diye telâşla bir kayığa binerek gizlice elçi gemisine gider. Maksadı, ‘Aman efendim, ben ettim siz eylemeyin; bizimkiler beni kahraman zannediyor, karıştırdığım işleri bilmiyorlar, ocağınıza düştüm’ diyerek ‘hezar rica vü niyazda’ bulunmaktır. Ne var ki Tersane-i Âmire’deki Osmanlı donanmasının Kapdan paşası da beri taraftan, “Yahu koca İngiliz sefiri gelmiş, varın davet edin, görüşelim” diye bir görevliyi elçilik gemisine göndermiştir. Donanma görevlisi, elçilik gemisinde bizim Arab Ali Kapudan’ı görünce mesele anlaşılır. İngiliz kapdanı, “Az evvel bu adam gemiye geldi. Kabahatimi setr eyle, söyleme deyu bana rica vü niyaz eyledi” dedikten başka ilâve eder: “Sizin gemiyi teslim aldığımda neferin yemek yediği karavana kaplarını getirttim. Kalayı yok, sade bakır. Böyle karavanadan yemek yiyen asker ne işe yarar? Ve geminin tüfenglerini getirttim. Bu kadar çaktık, biri ateş almayıp böyle padişah kapudanlığı mı olur deyu yemek kaplarını ve tüfengleri cümle deryaya attım. Bunları gemi neferlerinden de sorabilirsiniz.” Mesele askerlere sorulur ve hepsi de İngiliz kapdanını tasdik ederler. Bunun üzerine Arab Ali Kapudan’ı üç ambarlıya haps ederler, devleti dolandırdığı anlaşıldığından Kapudan’ı zindanda idam ederler.
Câbî Ömer Efendi’nin “Tarih-i Sultan Selim ve Mahmud-ı Sâni” ünvanlı tarihinden sadeleştirerek naklettiğim bu hikâye ile Şanlı denizcilik tarihimizin gizli kalması gereken bir sayfasını dikkatinize sunmak iddiasında değilim; kezâ iki asır önce cereyan etmiş bu hadiseden hareketle şânım artsın diye durumdan vazife çıkarıp devletin başına durup dururken gaile açan birtakım sivil ve asker kişilerin zihinlerinden bugünlerde ne türlü dolaplar geçtiğini imâ ve işmara yeltenecek hâlim de yoktur. Bu hikâyeyi öylesine, tamamen lâf olsun diye sizlere naklediyorum ve ayrıca tamamen Câbî Efendi’nin yalancısıyım. Belki de böyle bir rezalet hiç cereyan etmedi. Belki de Câbî Efendi’nin şanlı donanmamıza garezi vardı ve bunları kafadan uydurdu.
Nitekim Balyoz davası diye bir şey de yoktu; ‘Yargı’ öyle diyor!
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016