Ahmet TAŞGETİREN
Terör örgütü statü istiyor. Bunun için ona bir alan lazım. Bunun için Doğu-Güneydoğu’da bir alanda hakim olmak istiyor.
Son gelişmede Suriye’de kendisine sunulduğunu düşündüğü alandan Türkiye’ye sıçramak istiyor.
Bütün bu hedefler, ancak böyle bir statüye sahiplenecek kitle oluşturmakla mümkün.
Bu ise araya kan sokularak, “Siz farklı bir dünyanın insanısınız” denilerek “farklılaşma” duygusu düşmanlık ölçüsünde kışkırtılmış, etnik bilinci bilenmiş bir topluluk demek.
Türkiye gerçekliğinde Türkler ve Kürtler arasındaki ilişki, bu değil. Türklerin ve Kürtlerin kaynaşmışlığı, kolaylıkla gözlemlenebilecek bir Türkiye gerçeği. Nüfus yapısı itibariyle kaynaşmışlık var, aile ilişkileri itibariyle kaynaşmışlık var, ticari ilişki alanı bu kaynaşmışlığı yansıtıyor ve devlet kadrolarında böyle bir iç içelik söz konusu. En önemlisi İslam içinde bin yıllık birliktelik. Bu coğrafyada can pazarında sınanmış bin yıllık kader ortaklığı. Bunu, fitne ateşini söndürme çabası içinde devreye sokulan Abdullah Öcalan, 2013 Nevruz deklarasyonunda “İslam bayrağı altında bin yıldır birlikte yürüyen Türk ve Kürt halkları” ifadesiyle dile getirecektir. Ancak o süreçte beliren ümit, küresel - yerel odakların körüklediği fitne ateşiyle yeniden bir cehennem ikliminin devreye girmesine yol açmıştır.
Bu topluluğu ayrıştırdığınızda, herkes biliyor ki, çok dramatik insan - toplum hikayeleri yaşanacak.
Çok çok geniş Türk - Kürt toplum alanları, böyle bir ayrışmayı her iki toplum için, ülke için intihara denk görüyor.
Ama Osmanlı’nın çözülüş sürecinde yaşananlar, etnik ayrışmalar şeklindeki dağılma endişesini bir sendrom haline dönüştürmüş, o da Cumhuriyet’in ilk on yıllarında hakim iradeyi gönüllü bir kaynaşmışlıkla tatmin olmama ve zoraki etnik bütünleşme projelerine itmiş. “Kürtlerin Türklüğü” etrafındaki devlet uygulamaları farklılaşma projelerine malzeme olacak dramatik hadiselere sebep olmuş.
Kürt toplumunun bu yanlışlara tepki göstermesi tabii.
Bu yanlışların bu coğrafyadaki ayrışmaları kendi çıkarları istikametinde kullanan küresel odaklar tarafından istismar edilmesi ve ayrışmaları derinleştirme yolunda fitne kazanının kaynatılması da tabii.
Bu odaklar Lozan’da “Azınlık statüsü isteyerek” denediler mesela Kürt ayrışmasını. Lozan’a gelinceye kadar da bir hayli çalışmışlardı Kürt bölgelerinde.
Şimdilerde bir kere daha oynuyorlar İslam coğrafyası üzerinde ve bunun için yeniden o “ayrıştırma projesi”ni devreye sokuyorlar.
Terör örgütü şeytanın operasyon aracı gibi çalışıyor coğrafyamızda.
Uluslararası odaklara “Ben senin oyununu oynarım” diye sinyal gönderiyor. Bunun içinden kendisine bir hakimiyet alanı çıkabileceğini umut ediyor.
Terör örgütü, Kürtlerin çocuklarına musallat oldu. Onların zihin kodları üzerinde çalıştı ve avladı onları. Bir tür mankurt haline getirdi bir kısım Kürt çocuklarını. Onlara terör icra ettirdi, terörün içinden onlar için de ölüm çıktı, onlarca, yüzlerce, hatta binlercesi öldü.
Ölümlerin anne-babaları da terör girdabı içine çekebileceğini hesapladılar. Bir kitle tabanı oluşsun ve daha çok halkı savaşın içine çekelim, diye çalıştılar.
Terör eşittir ölüm demek olunca, memleketin her yanında ölüm fırtınası esti. Ağıtlar, ağıtlar yükseldi her yerden. İstendi ki ölümler “Kürtlük adına - Türklük adına” olsun.
Ne hikmettir ki bu defa ağıtlarda buluştu Türk analar - Kürt analar, şehit tabutları üzerine kapanırken...
Şeytan ve şeytani güçler hala oynuyor birileriyle. Acıları ayrıştırmaya, sevinçleri ayrıştırmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki terör mikrobu geniş kitleleri etkilesin ve kitleler arası duygusal kopuşlar yaşansın.
Mü’min basireti ile bu oyunları bozmalıyız. Türkler ve Kürtler bin yıllık iç içe geçmişlikleri ile bu oyunu bozma kudretine sahiptir. Öcalan’ın yukarda aldığım sözü, bir zihni sıçrayıştı. Şeytan ablukasında boğuldu. Biz Türkiye olarak bu Şeytan ablukasını tarumar etmeliyiz.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025