Ahmet TAŞGETİREN
Yine Türkiye'nin yüreğini dağlayan şehitler... Vurulduk. Acı kıyım kıyım Türkiye'nin yüreğini dağlıyor. Bir kere daha analar, babalar, evlatlar gözyaşına boğulmuş durumda. Toplum ise hem haklı bir öfkeye yöneliyor hem de, “Bizi yıkamazlar” kararlılığına...
Ama bir de mücadele etmek ve tekrarını önlemek için vuranı, düşmanı bulmak lazım.
“Bizi kim vurdu?”sorusunun cevabına bakıldığında tetikçilik safhasında gözler PKK, TAK, DHKP/C, DEAŞ ve FETÖ'nün imzalarına çevriliyor. Ancak devletin tepesinden medyanın manşetlerine kadar her yerde, “Arkadaki”lere işaret ediliyor.
Eylemlerin amacının“Türkiye'yi vurmak” olduğu, buna da, Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde Türkiye'nin kendisine ve bölgeye ilişkin emperyalist hesapları bozma yolunda ilerlemesinin yol açtığı ifade ediliyor. Beşiktaş'ta yaşanan vahşette, ABD'den, Almanya'dan, İngiltere ve Fransa'dan, NATO'dan tepkiler gelmesine rağmen, “Batı tavrı” adına bunlar değil de, AB'nin sade suya tirit tavrı öne çıkıyor, bu arada Putin'in ilk tepki jesti, not ediliyor.
Pazar günü Milliyet gazetesinde yayınlanan bir kamuoyu araştırmasında, “Türkiye genelinde her 5 kişiden 4’ü ABD’yi, her 5 kişiden 3’ü de AB’yi dost ve müttefik görmediği” sonucu çıkıyor. Buna rağmen toplum zemininde farklı partilere göre “ABD ve AB ile diyalogun sürdürülmesi” görüşü önemli bulunuyor.
Gelinen noktada Türkiye – Batı ilişkilerinin çok ciddi bir türbülans yaşadığı açık.
Şimdi biraz geriye dönüp bakarsak, Ak Parti'nin “Kategorik Batı karşıtlığı” ile yola çıkmadığını görüyoruz. Hatta Refah çizgisinden farklı olarak, hem ABD hem AB ile çarpıcı bir diyalog içinde yüründüğü biliniyor. İslamcı zeminden gelen bir siyasi kadronun bu tavrı çok da dikkat çekici bir durumdu. Bu süreçte “Medeniyetler İttifakı” girişiminde de öncülük etti Erdoğan ve arkadaşları.
Sonra...
Ayrışmalar geldi.
Batı, “İslamcı Erdoğan” üzerinden İslam coğrafyasında kendisini yeniden üretmeyi mi hesaplamıştı? “Yükselen İslami zemin”i kontrolün aracı olmasını mı tasarlamışlardı?
Böyle bir hesap varsa, bu hesap Tayyip Erdoğan için tutmazdı. Diyalog, eşit eşite bir proje ise evet o realize edilebilirdi. Yukardan aşağı değil, göz hizasında bir ilişki mümkün olabilirdi.
Ama Batı hegemonik tavrından vazgeçmedi.
Erdoğan ve arkadaşları da, kendi özgün misyonlarından...
İslam dünyası diye bir gerçeklik vardı öncelikle...
Ve onun içinde Türkiye...
100 yıldır süren bir çarpıklık vardı. Bu coğrafyada sistem yapılanmalarını, yönetim kadrolarını, dış ilişkileri ve sınırları etkileyen açık - örtülü sömürge statüsü vardı.
Demokrasi ise hadi demokrasi olsun. Halkın iradesi yansısın yönetime... Batı ilk Cezayir'de yan çizdi. Sonra Türkiye'de, sonra Filistin'de.
Kıbrıs'ta kalleşlik yapıldı.
Sonra Arap Baharı'nda bir yerde (Mısır'da, Suriye'de) su koydular.
Ve sonra Tayyip Erdoğan'a yönelik “yol kesme” politikaları... Suriye'de PKK/PYD'ye sinyal vererek çözüm sürecini dinamitlemek ve 15 Temmuz'da dini zeminde oluşmuş bir yapı ile dindar bir siyasi kadroyu vurmak...
28 Şubat'ta İslam'ın her alanda azaltılması işini içerde askeri - siyasi kadrolara icra ettirdiler.
Şimdi Tayyip Erdoğan'a bedel ödetme hamlesindeler.
Kendi kendimize yapacağımız stratejik değerlendirmeler şüphesiz var. Onları yapmalıyız.
Ama burada Amerika'ya, AB'ye seslenmek isterim:
Aklınızı başınıza toplayın. İslam coğrafyası ve Türkiye, evet Tayyip Bey'in söylediği gibi“1918'lerin dünyasında değil!” Diyalog tamam, karşılıklı çıkarların konuşulması tamam ama yukardan aşağı tanzim psikolojisine hayır. Bu sürdürülemez. Bunu ne bilinç düzeyinde kabul ettirmek mümkün bu coğrafyanın insanına, ne fiili güç noktasında...
İçerden hainler bularak netice almak mümkün değil. Bu ülkenin bebeleri bile kinle dolar hainlerin arkasındaki güçlere karşı. Aklınızı başına alın. Olay Tayyip Erdoğan olayı değil sadece, çok daha derin bir millet bilincinde sorgulanıyorsunuz.
AÇIKLAMA: Twitter'da yer alan, @A_Tasgetiren hesabı ile hiçbir ilgim yok. İsmim ve fotoğrafım benden habersiz kullanılıyor. Paylaşımlar bana ait değil. İtibar edilmemesini dilerim.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025