Ahmet TAŞGETİREN
Bu işleri konuşmaya nereden başlamak lazım?
Mesela 1980’lerde Diyarbakır Cezaevi’nde lağım suları içinde süründürülen Ahmet Türk’e ve diğer tutuklu ve mahkumlara İstiklal Marşı’nın on kıtasını ezberlettirmekten ve her içtimada “hazır ol” vaziyette tekmil verdirmekten başlamak lazım mesela.
Benzeri uygulamanın yine aynı günlerde Mamak Cezaevi’nde ülkücü - solcu gençlere yapılmasından başlamak lazım.
Bu işleri konuşmaya mesela merhum Erbakan’ın “Sen dağlara -Nu mutlu Türküm diyene- diye yazarsan bir başkası da -Ne mutlu Kürdüm diyene- der” dediği için siyasi yasaklı haline geldiği günlerden başlamak lazım.
Cezaevlerinde Türkçe bilmeyen annenin oğluyla ya da kızıyla Kürtçe konuşamadığı günlerden başlamak lazım.
Şark Islahat Planı’ndan, sürgünlerden, PKK’nın doğuşundan, Kürtler’in kimlik mücadelesinden, belki Lozan’daki tartışmalardan….
İçerde Kürt sorununun derinleşmesinin uluslararası zeminlerde hangi hesaplara konu olacağından…
“Osmanlılık bilinci” Osmanlı’nın dağılmasını önleyemedi, İslamcılık önleyemedi, öyleyse hiç olmazsa son kurtarılan topraklarda herkese “Türklük bilinci aşılayalım ki, burada bir ayrışma olmasın” yaklaşımından…
O kadar derin ki konu…
Türkiye neden “çözüm süreci” diye bir noktaya geldi, bunun muhasebesi hiç mi yapılmaz?
Andımız üzerinden Kürt çocuklara -farklı etnik aidiyette- çocuklara Türklük bilinci aşılamak…
Andımız üzerinden Türk çocukların Türklük bilincini pekiştirmek…
Her sabah böyle bir metin tekrarlatmak çocuklara…
Bir kere, “Nasıl, başarılı olduk mu, bunu yıllarca okutarak çocuklara?” diye sormak lazım.
Türkiye gençlerin ideolojik kavgalar içinde can verdiği, on binlercesinin cezaevlerinde yaşlandığı, onlarcasının idam sehpalarına gittiği ülkelerden birisi. Bunların hepsi çocukluklarında Atatürk’e bağlılıklarını ifade ederek ve “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” şeklindeki günlük virdlerini tekrarlayarak büyümüşlerdi.
Yani o metni okuyup Kürtçü olan çocuklardan ayrı, o metin Türk çocuklarında da bir kimlik inşası sağlayamamıştı.
İletişim imkanlarının son derece devlet merkezli olduğu zamanlarda sağlayamamıştı, bugün, bebeklikten itibaren çocukların binlerce mesaja açık hale geldiği dünyada bir “Tek tip gençlik” oluşturma hesabı…
Aman Allahım, nelerle uğraşıyoruz?
Bahçeli pimi çekilmiş bomba diyor ya öfkeden gözleri çakmak çakmak bir halde.
Bu işlerin bu hale gelmiş olması da Türkiye’nin bazı konuları acayip saplantılı hale getirmesi ile bağlantılı.
Birileri pimini çektiğinde ortalığı hallaç pamuğu gibi attıracak öyle konular var ki…
HDP’nin şeytanlaştırılmasının Kürtler arasında nasıl bir travma meydana getirdiği yetmiyormuş gibi, yeniden “Ne mutlu Türküm diyene” dedirtmek, ne bileyim belki Diyarbakır dağlarına yeniden “Ne mutlu Türküm diyene” yazdırarak, tüm Diyarbakırlıları “Türklük bilinci” ile donatmak…
1994’te Leyla Zana Meclis Kürsüsünden Kürtçe yemin ettiği için yaka paça indirildiğinde, Orhan Doğan Meclis’ten alınıp boynuna basılarak polis otosuna bindirildiğinde “Bu işler Diyarbakır kahvehanelerinde nasıl okunur, hiç düşündünüz mü?” diye yazmıştım.
Ve şimdi insan hakları mücadelesi ile tanınan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu Meclisten alıp cezaevine götürmekle başlayacak olan dokunulmazlıkları kaldırma hamlesi…
Yooo, düşünmeden ilerliyoruz. Amiyane ifadeyle “Yersen” üslubunda…
Bakıyor musunuz, Andımız gündeme geldiğinden beri siyaset ne hale geldi?
Andımıza göre yepyeni dağılmalar, yepyeni ittifaklar oluşmuş durumda.
MHP, Cumhur İttifakı’nın oy kıskacı içinde Ak Parti’yi kendine benzetti, şimdi bir de Andımızın oluşturduğu tansiyon içinde, geçmişteki her yönelişten tornistan durumuna getirirse alın size nur topu gibi bir siyasi matematik karmaşası, derim ben.
Andımızla ilgili bütün tartışma aslında Ak Parti uygulamaları ve Erdoğan’ın sözleri üzerinde dönüyor. MHP sıkıştırıyor müttefikini.
Hani Cumhur İttifakı, Millet İttifakı cenahını HDP ile ilişki yüzünden sıkıştırıyor ve dağıtma hesabı yapıyor ya, şimdi roller değişmişe benziyor, muhalefette birileri -İyi Parti sözcüleri ve Muharrem İnce gibi- Andımız üzerinden iktidar ortaklarını çözmeye çalışıyor. Hoş bu tartışmanın muhalefette de farklı tavır alışlar sebebiyle fay hatları oluşturması söz konusu.
Danıştay’da bu kararı tam da bugünlerde verenler bu işin böyle stratejik bir fonksiyon icra edeceğinin bilincindeler miydi, bilmiyoruz, ama Türkiye siyasetinin ne kadar kırılgan zeminlerde seyrettiğini az-çok bilen her odak oyuna girebilir, demek şu yaşadıklarımız.
Hani Cumhuriyet’in 100’üncü yılına gelirken çözemediğimiz Kürt sorunu var ya… Andımız konusu o sorunda yeni bir kaşıma niteliği taşıyor.
Siyaseten iş görür bu sorun, ama tv’lerdeki tartışmalarda sergilenen dil, fazlasıyla siyasallaşmış Kürt gençlerinin dünyasında yeni bir kimlik bilemesine su taşıyor.
Ne diyeyim? Herkes akıllı olsun.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
9.07.2025
29.06.2025
10.06.2025
5.06.2025
22.05.2025
18.05.2025
13.05.2025