Ayşe HÜR
“Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan
Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan…”
Ziya Gökalp’in Trablusgarp hezimetinin yaşandığı 1911’de Genç Kalemler dergisinde yayımlanan ‘Turan’ adlı şiirin bu son iki dizesi, deyim yerindeyse Türk milliyetçiliğinin amentüsüdür. Son haftalarda Çin yönetiminin İslami ritüellere yasaklar koyduğu iddialarıyla (devletimizin resmi ajansı Anadolu Ajansı ile CB Erdoğan bile baskıların abartıldığını söyledi) tırmanan Doğu Türkistan bağlantılı sokak faşizminin temaları sadece milliyetçilik değilse de, ana motivasyon ‘soydaşlık’ dayanışması gibi görünüyor. Doğu Türkistan konusunda daha önce yazdığım için (“Doğu Türkistan ne yana düşer?”, bu hafta konunun bir başka veçhesine bakmayı tercih ettim.
RESMİ MİLLİYETÇİLİK
Hugh Seton-Watson’a göre imparatorlukların ve çok etnili devletlerin bağımlı halkların milliyetçi meydan okumalarına verdikleri yanıt olan ‘resmi milliyetçilik’, sert ve yoğun asimilasyona dayalı uygulamalar biçiminde ortaya çıkar. İmparatorlukların bölgenin egemenliği için birbiriyle yoğun bir mücadeleye girmesi ve bu mücadele sırasında rakip monarşiler içerisindeki ‘kardeşlerini’ kullanma isteği ile birlikte bağımlı halklarda gelişen milliyetçilik akımlarının bağımsız devletler oluşturma sürecinde birbiriyle girdiği rekabetin sonucu ‘Pan’ öntakısıyla anlatılan milliyetçilik türleri (Pan Cermenizm, Pan Arabizm, Pan Slavizm, Pan Afrikanizm, Pan Türkizm/Turancılık gibi) belirir. Antony D. Smith’e göre ise ‘Pan’ milliyetçiliklerin ortak paydaları şunlardır: 1) Zamandaki başlangıç miti (‘ne zaman doğduk?’, 2)Mekandaki başlangıç miti (‘nerede doğduk?’), 3) Soy miti (‘bizi kim doğurdu?’), 4) Göç miti (‘nereleri aşıp geldik?’), 6) Kuruluş miti (‘nasıl özgürleştik?’), 6) Altın Çağ miti (‘nasıl büyük ve kahraman olduk?’), 7) Çöküş miti ((‘nasıl aslımızdan uzaklaştık/fethedildik)/sürüldülk?’), 8) Yeniden doğuş miti (‘eski şanlı günlerimize nasıl dönebiliriz?’)
AVESTA VE ŞEHNAME’DE TURAN
Bu tanımlardan sonra konumuza dönersem, Turancılık, 1848’deki milliyetçi kalkışmaları Rusya ile ittifak kuran Avusturyalılar tarafından bastırıldığından beri kendilerini ‘Avrupa’da bir ada’ metaforuyla tanımlayan ve sloganları ‘Yalnızız’ olan Macarların, kendilerine bağımlı Slav halklarının geliştirdiği Pan Slavizm’e cevap olarak geliştirdikleri ‘resmi milliyetçilik’ türü idi. (Farsça “Turanî” kavramı İran’ın İslamiyet öncesi dönemine ait Avesta metinleri ile Firdevsî’nin Şehnâme adlı eserinde boy göstermişti. Şehname’de hükümdar Feridun’un üç oğlundan birinin adı Tur’dur. Ona verdiği ülkenin adı da Turan’dır. 1786 yılında Osmanlı İmparatorluğu’ndan gönderilen bir mektupta Buhara hükümdarı Seyyid Ebulgazi Han’a ‘Turan hakimi’ diye hitap ediliyordu.
(Firdevsi’nin Şehnamesi’nden bir sahne: Behram ‘tekboynuzlu’yu haklarken.)
AVRUPALI DİLBİLİMCİLERİN ROLÜ
1830’larda, Ural-Altay dilleri üzerine çalışmalar yapan Macar dilbilimcilerince literatüre kazandırılan ‘Turan’, Tatarların, Özbeklerin, Moğolların ve Türkistan halklarının ülkesi olarak tanımlanmıştı. Kavramın coğrafi bir içerikle birlikte dilsel ve etnik bir kategoriyi de işaret etmesi üç Avrupalı dil bilimci sayesinde olmuştur: Bunlardan Finli M. A. Castren’e göre Finliler, Macarlar, Türkler ve Moğollar tek bir halkın üyesidir. (‘Altay dilleri’ tasnifi de Castren’e aittir.) Alman C.C.J. Bunsen ise 1854 yılında Turan’ı bir halk kategorisi olarak tanımlayan ilk kişidir. Bu teoriyi popülerleştiren ise İngiliz F. Max Müller’dir.
VAMBERY, CAHUN VE DİĞERLERİ
Turan’ı bir ‘ırk’ olarak Macarlara tanıtan Yahudi asıllı Macar oryantalisti Hermann Arminius Vambery idi. (Bazı çevrelerce İngiliz ajanı olduğuna inanılan) Vambery, Orta Asya'ya Yolculuk kitabında (1873) şöyle diyordu: “Bir Türk hanedanı olarak Osmanlı İmparatorluğu, dinleri, dilleri ve tarihleriyle birbirlerine bağlı olan Türk halklarını bir araya getirerek Adriya(tik) kıyılarından Çin içlerine kadar güçlü bir imparatorluk kurabilirdi (…) Anadolululardan, Azerbaycanlılardan, Türkmenlerden, Özbeklerden, Kırgızlardan ve Tatarlardan oluşacak bir Türk bloğu, kuzey komşusuna (Rusya'ya) karşı bugünkü Türkiye'den (Osmanlı) daha dengeli durumda olurdu.” gibi tezleriyle bugün çok revaçta olan ‘Pan Türkçü’ tezlerin ilk derli toplu ifadecisidir. Bu tarihten itibaren Macar aydınları Macarların kökenlerini, Orta Asya’da aramaya başlayacaklardı. Bu bağlamda Osmanlı aydınlarıyla (özellikle Harbiye ve Tıbbiye öğrencileriyle) Macar aydınları arasında duygu alışverişleri 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı arasında ortaya çıkmıştı. Hatta bir Osmanlı grubu Macaristan’ı ziyaret etmişti.
(Muhayyel Turan ülkesini gösterir harita)
Turan’ın içine Osmanlı Türklüğünün girmesi çok sonra olacaktı. Yahudi asıllı Fransız Türkolog Léon Cahun 1873 yılında Paris’te toplanan Birinci Oryantalistler Kongresi’nde yaptığı konuşmada Orta Asya’da bir zamanlar kıyılarında Türklerin yaşadığı bir iç denizin olduğu, bu denizin kuruması üzerine Türklerin Avrasya’ya doğru göçe başladıklarını ileri sürmüştü. Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları adlı eserinde “1896’da İstanbul'a geldiğim zaman ilk aldığım kitap Léon Cahun’un tarihi olmuştur. Bu kitap adeta Pantürkizm mefkûresini teşvik etmek üzere yazılmış gibidir,” diye yazmıştı.
MACAR TURANCILARI ANADOLU’DA
II. Meşrutiyet’in ilan edildiği 1908’de kurulan Türk Derneği’nin ülke dışındaki tek şubesi Budapeşte’de açılmıştı. Bu şubenin onursal başkanı Vambery idi.
1910’da Macaristan’da yayımlanan Turani Dalok (Turan Şarkıları) adlı şiir kitabı Macar Turancılığının adeta kutsal kitabı, şairi Arpad Zempleni de Turancılığın peygamberi (Son Şaman) mertebesine çıkarılacaktı. Aynı yıl Turani Tarsasag (Turan Cemiyet) adlı ilk örgütlenme ortaya çıktı. Macar Turancıları 1912’de Konya ve Ankara çevresinin coğrafi, jeolojik ve ekonomik yapısını incelemek için Tuz Gölü’ne geldiler. Bir başka hepet Aral Gölü ve Hazar Denizi’ni inceledi. 1913’te Turan adlı bir dergi çıkarılacak, Konya, Kayseri, Kilikya (Adana) havalisine geziler yapıldı. Ayrıca iki ayrı ekip Kafkasya ve Baykal Gölü’ne gidecekti. ‘Yalnızlık’ duygusundan kurtulmak için yeni ittifaklar arayan Macar Turancıları ‘Türkçü’ aydınlardan Ahmet Hikmet (Müftüoğlu) ile temas kurdular ve Turancılık fikri Osmanlı ülkesinde iyice bilinir hale geldi.
(‘Türklerin (Macarların) Kralı Geza’ 11. yüzyıl ikonu)
RUSYA KÖKENLİ ‘TÜRKÇÜLER’
İki ülke Turancılığı arasında elbette farklar vardı. Örneğin Macar Turancıları Macaristan’dan Japonya’ya uzanan bir coğrafyada yaşayan Fin-Ugor ve Türk-Tatar başlığı altında topladıkları ırkları Turani sayarken, Osmanlı ülkesindeki Turancılar sadece Orta Asya’daki ‘Türk’ ırklarını Turani saymışlardı. Genel anlamıyla Turancılık, Rus Çarlığı tarafından sistematik baskıya uğramış ‘Turanî’ toplumlardan yetişmiş ve Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmış (Kırım Tatarı) Gaspıralı İsmail, (Kazan Tatarı) Akçuraoğlu Yusuf, (Azeri) Hüseyinzade Ali, (Azeri) Ağaoğlu Ahmet gibi göçmen aydınlar tarafından Osmanlı başkentine yayılmaya başladı. Girişte sözünü ettiğim Turan şiirini Ziya Gökalp, 1910’da Hüseyinzade Ali ile tanışmasından sonra yazdı. Bu şiiri ‘Altun Destan’, ‘Ergenekon’, ‘Kızıl Elma’ ve ‘Kızıl Destan’ gibi adlarından anlaşıldığı üzere ‘Turancı’ şiirler izledi. (CB Erdoğan, Aralık 1997’de Siirt’te içinde “Minareler süngümüz, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker” dizeleri geçen tahrikçi şiirin Ziya Gökalp’in Asker Duası adlı şiiri olduğunu ileri sürmüştü ancak Gökalp’in 1912’de yazdığı şiirin orijinalinde bu dizeler yoktur.)
Ziya Gökalp (1876-1924) ve Yusuf Akçura (1876-1935)
YAHUDİLERİN TURANCILIĞA KATKILARI
Turancılığın (yarı Kürt olduğu iddia edilen) Ziya Gökalp’ten başka yerli ideologları da vardı elbette. Mehmet Emin (Yurdakul), Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ömer Seyfettin ve hepsi de Yahudi olan Moiz Kohen (daha sonra Munis Tekinalp adını alacaktır), Emmanuel Karasu, Avram Galanti ilk aklıma gelenler. Küçük bir parantez: Niyazi Berkes, “garip olanı Türkçü, ırkçı ve Turancı denen yazarların, asıl Türkçülük ve Turancılık akım ve fikirlerinde 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupalı ve yerli Yahudilerin özel bir yeri olduğunu görmezden gelmeleridir” der. Üstelik bu Yahudi kökenli ‘Türkçüler’ Türk kökenlilerden çok daha coşkuludurlar. Örneğin Yeni Cengizlik adlı çalışmasında Tekinalp şöyle yazar:
“Kanımda taşıdığım izler, benim tarihimin sonucudur. Atalarımın ünlü davranışlarını, tarih kitaplarının ölü, solmuş ve tozlu yapraklarında değil, kendi damarlarımda ve kalbimde okudum. Bu kuru sayfalarda benim Atilla’m, benim Cengiz’im, ırkımın onurlu geçmişini temsil eden bu kahraman kişiler, kötülük ve iftiranın hakim olduğu çağımıza utanç ve yüzkarasıyla örtülmüş gibi tanıtılır; oysa onlar aslında ne İskender’den ne de Sezar’dan aşağı kalmaz. Kalbimin daha iyi tanıdığı kişi ise, tarihin karanlık ve gizemli kişilerinden Oğuz Han’dır. O, içimde hala tüm ünü ve büyüklüğüyle yaşar. Oğuz Han bana esin verir ve sevinç ilahileri söylememe neden olur. Türklerin anavatanı Türkiye ya da Türkistan değil, sonsuza uzanan Turan ülkesidir. (…) “Evet Turan kurtulmalı, Turan kurtarılmalı, Turan kurtarılacak! -Fakat nasıl ve ne ile?.. -Nasıl ve ne ile mi? Pek basit: Demir ve ateş ile! Turanı kılıçlarımızın demiri ve fikirlerimizin ateşi feth ve teshir (zapt) edecektir. Tarih bize gösteriyor: Bir milletin vahdeti, istiklali ancak kılıç ve ile kalem ile temin olunabilir. Bütün Slavlar, bu yolda meydana çıktılar. Hakir bir Moskova Kenezliği, bütün Rusları etrafında topladı, sonra o ‘münci’ edebiyatı ile, kılıcı ile Balkanlara yürüdü ve Sırpları, Dağlıları, Bulgarları da kollarından tutup ayağa kaldırıverdi. … Siyaset ve medeniyet, demir ve ateş, kılıç ve çırağ! İşte bu iki kuvvetle onlar kurtuldular. Biz de bu iki hazırlıkla milleti esaretten kurtaracağız.”
TURAN’I KURTARMAK
1911 Trablusgarp hezimetinden itibaren 1908’de kurulanlara ek olarak adında ‘Türk’ kelimesi olan bir dizi dernek kuruldu. Bu dernekler eliyle Seton-Watson’ın terminolojisiyle söylersem ‘resmi Türk milliyetçiliği’ biçimlendirilmeye, örgütlenmeye başladı. Bu örgütlerden biri olan Türk Gücü Cemiyeti’nin kuruluş bildirisini yazan Kuzucuoğlu Tahsin Bey bu cemiyetlerin amaçlarını şöyle tarif etmişti: “Büyük Turanı özleyen yeni, uyanık Türk dünyası, Turanın altın tacını taşıyacak saltanat binasının dört direğini dikti: Türk Bilgi Derneği, Türk Yurdu, Türk Ocağı ve Türk Gücü! … Dernek’in meydancısı, Ocak’ın bekçisi, Yurd’un koruyucusu, Turan’ın akıncısı olacak. (…) Türkün Gücü ta Karakurum’da fışkırıp taşan, coşkun akınlarıyla bütün dünyayı kaplayan, bükmedik bilek, kırmadık kılıç, vurmadık kale bırakmayacak. Türkün o demir pençesi yine dünyayı kavrayacak, yine dünya o pençenin karşısında tir tir titreyecek.”
Şevket Süreyya Aydemir, Suyu Arayan Adam’da bu ideolojik güdülemenin ne işe yaradığını çok açık anlatır: “Biz gençler, şimdi de muallim mektebinin dershanelerinin duvarlarına asılı olan haritaların başına toplanıyorduk. Bu haritaların üstünde yeni Türk vatanının sınırlarını çizmeye çalışıyorduk. Osmanlı Afrikası, Yemenler, Hintler, Bosna-Hersekler artık gözümüze görünmüyordu. Bir elimizi Balkan geçitlerinin, Tuna-Meriç havzalarının üzerine koyardık. Sonra diğer elimizi Kırım’ı, Kafkasya’yı, Başkırdistan’ı, Türkistan’ı sıralayarak Altaylara, Çin Türkistanı’na, Çangari’ye, Altın dağa uzatırdık: Buraları hep bizim! derdik. Buralarını hep biz kurtaracaktık. Rumeli’de sınırlarımız, gerçi bizim mektebin kapısından iki kilometre ileride, Edirne’nin şehir istasyonunda bitiyordu. Ama bu bizim gözümüze görünmüyordu. Bizim gözümüz dünyanın öbür ucunda, Kafkasya’larda, Türkistan’larda, Çin sınırlarındaydı. Oralara gidecektik. Köylere, avullara, obalara koşacaktık. Elde asa ayakta çarık, sırtta kitap çantalarını Anadolu’ya, Azerbaycan’a, Türkistan’a taşıyacaktık (..) Yakın mazi artık kasvetli bir rüyaydı. Hakikat, yalnız istikbaldeydi. Avrupa’da Birinci Dünya Harbi işte bu hava içinde patladı.” (Ayrıntılı bilgi için: “1914’te Cihan Harbi’ne nasıl girdik? Okumak için tıklayın)
KAZIM KARABEKİR’İN ŞERHİ
Tevfik Fikret’e taş atarak “‘Milletim nev-i bes¸erdir, vatanım ru^y-ı zemin’ diyen vatansızlar bizim mefku^remizi duyamazlar. Bizim mefku^remizdeki hakikati hissedemezler. Onlar fen ile temas etmemis¸ a^lim cahillerdir.” diyen Ömer Seyfettin Yarınki Turan Devleti (1914) adlı makalesinde “Harp fena idi, vahşilik idi, barbarlıktı. Sözde birgün bütün insanlar kardeş olup barışacaklardı. Halbuki hakikatte muharebe, milletlerin başlıca hayat nişaneleri olan büyümek ve yayılmak seciyeleri arasındaki içtinap olunamaz (kaçınılamaz) bir çarpışmadan başka bir şey değildir. Milletler tabii hayatlarını yaşadıkça muharebe en zaruri ve mutlak bir hadise idi,” der ama Kazım Karabekir, böyle düşünmez: “Cihan Harbi patladığı sıralarda Turancılık ve İslam Birliği (İttihad-ı İslam) idealleri propagandasıyla, edebiyatıyla hızını almış bulunuyordu.” “'Turan' ve 'Kızıl Elma' lokantaları, terzileri, berberleri, ticaret evleri.. Hatta 'îttiad-ı İslam Terzihanesi', 'Müslüman Kardeşler Berberi' gibi klişeler görülmeye başladı.” “Ancak tarihimize pek derinden bağlı ve bize çok uygun görünen bu iki ideal, sadece bizim içimizden mi doğmuştu? Bu iki idealin gerçekleşebilirliğini kendimiz kendi anlayışımızla ve kendi ölçülerimizle mi ölçmüştük? Daha açık bir ifadeyle bu ideallerin aramızda yerleşmesinde ve hızlanmasında yabancı unsurların kendi menfaatleri hesabına yaptıkları tahriklerin etkisi olmamış mıydı? Basının o zaman oynadığı ve başka zamanlar da oynayabileceği büyük ve sorumlu rolün önemini kavrayabilmek için bu sorular üzerinde düşünmeliyiz. Çünkü Alman basını da İslamcılık ve Turancılık ideallerini çok işliyordu. Almanların bu alanlarda yazdıkları eserler, makaleler bazı Osmanlı yazarları elinde bilmeyerek millileşti. Böylece de ‘İslam Birliği’ ve ‘Turancılık’ gibi iki büyük dava, çok yorgun düşmüş olan Anadolu Türkünün omuzlarına binmiş oldu.”
ALMAN VE İNGİLİZLERİN TURAN’I KULLANIŞI
Kazım Karabekir, Turancılığı Almanların kendi yayılmacı emelleri için kullandığını söylerken Arnold J. Toynbee’ye göre ise İngilizler, Panturanizmi, Türk olmayan Müslümanlar arasında Türkiye'ye karşı bir propaganda aracı olarak kullanmıştır. Bu propagandayı özellikle ‘Türkleşme’ tehlikesiyle karşı karşıya kalan Osmanlı İmparatorluğu’nun Arapça konuşan halkı arasında yürütmüştür. İngiliz propagandasının en büyük darbesi, 1916’da Türkiye'ye karşı kışkırttığı ve Mekke Emirinin yönetiminde, Hicaz’da başlayan Arap ayaklanması olmuştur. Ve böylece Turan hayali Osmanlının cihadını da etkisiz bırakmıştır.
Ancak İttihatçı ideologlar ne böyle bir işlevin farkındadırlar ne de savaşın gidişatının farkında… Örneğin Ziya Gökalp, 1916 yılında, Rusya ordularının Anadolu içlerinde hızla ilerlediği günlerde, şunları yazabilmektedir: “Söylenme için için/Geldiler acab niçin?/Geldik senin zulmünden / Türkü kurtarmak için/Ey kardeşler merakta/Kalmayınız ırakta/Yükselecek ordunun/Şanı bu ak toprakta/Uygun düştü kelamlar/Halife’ye selamlar/Moskof’u ezeceğiz/Kurtulacak İslamlar!” Hatta 1917’de Rusya’da Bolşeviklerin iktidarı ele geçirmeleri Gökalp’i iyice ümitlendirir: “Çok geçmeden birdenbire/Parçalandı Rus ülkesi/Sevinçle düştü tekbire/ Elli milyon Türkün sesi/Artık Turan hayal değil/Hakikate döndü bugün/Türk bilecek yalnız bir dil/Bizim için bu bir düğün…” Ziya Gökalp değildir elbette tek coşan, esas Enver Paşa coşmuş ve Kafkasya harekatına girişmiştir. Hayatı da Orta Asya içlerinde sonlanacaktır…
(Cihan Harbi’nde esir düşen Osmanlı askerleri Malta’da)
ROMANTİZM Mİ BAKÜ PETROLLERİ Mİ?
Bu noktada, çoğumuzun aklındaki soruyu sorar Tarık Zafer Tunaya: “Turancılık yalnızca bir hayale mi dayanıyordu?” Ve cevabı verir: “İttihatçılar bu sorunun somut ve gerçekçi yanıtını bulduklarından emindirler ve bu da yüzde yüz ideolojik bir madde olan petroldü.” Tunaya’ya göre Halil Paşa, 15 Ekim 1918’de Enver Paşa’ya gönderdiği mektubunda bunu “Arşimet heyecanıyla” şöyle bildirmişti: “Bugün Bakû’deki mahzenlerde toplanmış olan petrol ve mazotun bugünkü fiyatlara göre kıymeti yüzlerce milyon lirayı bulmaktadır. Tanrının bir lütfu olarak elde ettiğimiz bu kaynak, bütün mali sıkıntılarımızı karşılayacak mahiyettedir. (…) Bakû için verdiğimiz iki üç muharebede üç bine yakın can kaybettik. Binaenaleyh Bakû servetinin en büyük aksamından, fetih hakkı olmak üzere, bizim ve Azerbaycan’ın istifade etmesi icap eder…”
TURANCILARIN NADİM OLMASI
Savaşın nasıl bittiğini hepimiz biliyoruz. Yüzbinlerce şehit, esir, milyonlarca yaralı, hasta, kayıp… 30 Ekim 1918’de Osmanlı Devleti’nin teslimiyet belgesi olan Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından iki gün sonra bir Alman gemisi ile ‘suç mahallini’ terk eden Enver, Talat ve Cemal paşalar hesap vermekten kurtulmuş görünüyorlardı ancak, 13 Kasım’da İstanbul’u gayrı resmî olarak işgal eden İtilaf Devletleri’nin ilk işinin Birinci Dünya Savaşı ve 1915 Tehciri suçlularını mahkemeye çıkarmak olacağını anlayan daha alt düzeydeki kadroların durumu zordu. Geride kalanlar arasında bu kanlı sürecin ideolojik mimarı Ziya Gökalp de vardı. Gökalp yargılandığı İstanbul'daki Divan-ı Harb-i Örf’deki sorgusunda Turancılığın militarist yayılmacılığa zemin yapılmasıyla ilgisini tümüyle reddederek, Turancılığın bir kültürel bağ olduğunu ileri sürdükten sonra, kendisine şaşkınlıkla bakan mahkeme reisine “basit bir maarif müfettişiydim, başkaca da bir hizmetim yoktur” diyecektir. 1914’te Kafkaslar üzerinden Türkistan'a geçme özlemini dile getiren Ömer Seyfettin de görüşlerini revize edecek, 1919’da, ‘Turan bir devlet değil, harsi, milli bir vatandır’ değerlendirmesini yapacaktır. Turancılığın en önemli ideologlarından biri olan ancak sınıfsal analizlere de kapısı kapalı olmayan Akçuraoğlu Yusuf ise 1924’te “Turancılık Osmanlı emperyalizmi” diyerek günah çıkaracaktır. Halide Edip (Adıvar) ise 23 Ağustos 1918 tarihli Vakit’te Büyük Türkçülüğe, Turancılığa bağlılığını dile getiriyor, ama sonra “Müşterek idealin geniş yolunda herkes kendi mahallesinden, çarpık sokağından yürüyerek gidebilir” diyerek çizgisini koruyacağını ima ediyordu. (Ayrıntılı bilgi için “Türkiye yerine Anadolu Cumhuriyeti olsaydı ne olurdu? Okumak için tıklayın)
MUSTAFA KEMAL'İN REALİZMİ
Turancılık tartışmalarında adı hiç geçmeyen ama gerek halka açık toplantılarda, gerekse mecliste ırkçılığa varan yorumlarını bildiğimiz (bkz: “Ne mutlu ‘Türküm diyene’ mi ne mutlu ‘Türk olana’ mı? Okumak için tıklayın)
Mustafa Kemal ise konuyu 16/17 Ocak 1923’teki ünlü İzmit Basın Konferansı’nda şöyle değerlendirecekti: “Efendiler! Milletimiz, yüzyıllarca bu [fetihçi] bakış açısıyla hareket ettirildi, fakat ne oldu? Her gittiği yerde milyonlarca insan bıraktı. En sonunda oralardan kovuldu, kovuldu. Ve bugün sekiz milyona indi. Yemen çöllerinde kavrulup mahvolan Anadolu evlatlarının sayısını biliyor musunuz? Suriye’yi, Irak’ı koruyabilmek için, Mısır’da barınabilmek için, Afrika’da tutunabilmek için, Viyana kapılarına kadar fetihler yapabilmek için ne kadar insan ziyan oldu, bunu biliyor musunuz? Ve sonuçta ne oldu, görüyor musunuz? (…) Efendiler! Diğer bir noktayı da gözlerinizde canlandırmak isterim, bir an için farzedelim ki Türkiye, (…) İslamları kurtarmak ve bir noktada birleştirerek sevketme ve yönetme amacına yürüsün ve başarılı bile olsun! Pekala ama Mısır’ı kurtardıktan sonra, Mısırlılar dese ki çok teşekkür ederiz, fakat biz sizin yönetiminiz altına girmeyiz! Mısır Mısırlılarındır! Biz bağımsızlığımıza ve milli egemenliğimize kimseyi müdahale ettirmeyiz. Bağımsız kalacağız. Hint’in 70 milyon Müslümanı derlerse ki, bize büyük hizmet yaptınız, fakat bizim egemenliğimize ve bağımsızlığımıza karışmayınız. Biz kendi kendimizi yönetecek güçteyiz. (…) Görüyorsunuz ki bir hava için, bir heves için, bir kuruntu için, bir hayal için, bu zavallı milleti mahvetmeyi öneriyorlar! İşte hilafet makamına ve Halifeye görev ve yetki verme önerisinin niteliği bundan ibarettir! Efendiler! Kendimizi dünyaya egemen sanmak gafleti artık devam etmemelidir. Gerçek mevkiimizi, dünyanın durumunu tanımaktaki gafletle, gafillere uymakla zavallı milletimizi sürüklediğimiz felaketler yetişir. Bile bile aynı faciayı devam ettiremeyiz!”
Turancı yayılmacılıkla ulusalcı kapanmacılık parantezine mahkum olmadığımızı hatırlatarak ve bir başka yazıda ‘İslam ittihadı’ ve ‘halifelik’ tartışmalarına daha yakından bakmaya söz vererek burada noktayı koyayım…
Özet Kaynakça: Günay Göksu Bozdoğan, “Turan”dan “Bozkurt”a, Tek Parti Döneminde Türkçülük (1931-1946), İletişim Yayınları, 2002, Şerif Baştav, Tarih ve Toplum, Macaristan Özel Sayısı, C. 36, S. 215, Kasım, 2001, Judith Winternitz, “The ‘Turanian’ Hypothesis and Magyar Nationalism in the Nineteenth Century’, Culture and Nationalism in Nineteenth Century, Editorler: Roland Sussex and J. C. Eade, Slavica Publishers, Inc. 1985, A. Gün Soysal, “Rusya Kökenli Aydınların Cumhuriyet Dönemi Türk Milliyetçiliğinin İnşaasına Katkıları”, Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce, Cilt 4, Editör: Tanıl Bora, s. 483-504, Fevziye Abdullah Tansel, Ziya Gökalp Külliyatı-1, Şiirler ve Halk Masalları, TTK Yayınları, 1989, Yusuf Akçura, Yeni Türk Devletinin Öncüleri-1928 Yılı Yazıları, Yayına Hazırlayan Nejat Sefercioğlu, Kültür Bakanlığı Yayınları,2000, Rıdvan Akın, Osmanlı İmparatorluğu’nun Dağılma Devri ve Türkçülük Hareketleri, 1908-1918, Der Yayınları, 2002, Jacop M. Landau, Pan-Turkism, from Irrendentism to Cooperation, Indiana Uni. Press, 1995, a.g.y., Tekinalp, Bir Türk Yurtseveri (1883-1962), İletişim Yayınları, 1996, Erdoğan Aydın, Osmanlı’nın Son Savaşı, Literatür Yayınları, 2013, Tarık Demirkan, Macar Turancıları, Yayıma Hazırlayan: Ayşen Anadol, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2000, Masami Arai, Jön Türk Dönemi Türk Milliyetçiliği, Çeviren: Tansel Demirel, İletişim Yayınları, 2000; Hugh Seton-Watson, Nations-States, an inquiry into the origins of nations and the politics of nationalism, Methuen Co. Ltd, 1977, Abdullah Şengül, “Ömer Seyfettin’de Milli Kimlik”,http://www.aku.edu.tr/aku/dosyayonetimi/sosyalbilens/dergi/III1/1.pdf.
Yazarlar
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016