Mehmet Ocaktan
Gazze’deki soykırım karşısında, Müslüman dünyanın sergilediği utanç halini görünce kahrolmamak mümkün değil.
Hele de İspanya Başbakanı Sanchez’in Gazze konusundaki insani duruşunu görünce, Müslümanlar adına bir ez daha kahroluyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde “Tarih, Gazze’ye karşı duyarsız kalanları yargılayacaktır” diyerek hem Avrupa’ya hem de uluslararası topluma sert bir mesajlar gönderen Sanchez, bir ileri adım daha attı ve dedi ki: “Rusya Ukrayna yüzünden Dünya Kupası’ndan dışlandıysa, İsrail de dışlanmalı. İsrail sahadaysa İspanya Dünya Kupası’nda olmayacak.”
İşte bunun adına ‘insanlık duruşu’ denir. Peki Müslüman ülke liderleri ne yapıyor dersiniz… Haydi yüreğiniz varsa ve Gazze konusunda samimi iseniz, bütün İslam ülkeleri Dünya Kupası’ndan çekilin…
Bizimkilerin sergilediği manzara ise şöyle… İslam dünyası liderlerinin geniş katılımıyla Doha’da düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi’nden soykırıma karşı ‘kınama’ mesajı hazırlandığı saatlerde İsrail, Gazze’yi topyekun imha için tam kapsamlı kara harekatı başlattı. ABD Başkanı Trump’ın onayını alan Netanyahu’nun emriyle yoğun bombardıman eşliğinde tanklar şehir merkezine girerken Müslüman ülkelerin liderleri, en iyi bildikleri hamasi nutuklarla kendi halklarına numara yapmaya devam ediyorlardı.
Şu hale bakar mısınız, ellinin üzerindeki İslam ülkesinin liderleri uluslararası anlamda hiçbir diplomatik, ekonomik ve siyasi güç kullanamadıkları gibi doğru dürüst bir kınama metnini bile yazmaktan aciz durumdalar.
Eminim her biri memleketlerine gittiklerinde, kendi halklarına bol bol Gazze üzerinden cihadın faziletlerini, konuşmalarına biraz gözyaşı katarak Mescidi Aksa’nın “Miraç rotası” olduğunu anlatarak ‘ümmetin lideri’ olma hayali kurmaktadırlar.
Ancak gerçek şu ki ‘ümmet masalları’ anlatarak İsrail’in katliamlarını durdurmak ne yazık ki mümkün olmuyor.
Eğer İslam ülkelerinin liderleri, siyasi şovlarını bir tarafa bırakarak Gazze’de Natanyahu tarafından katledilen, açlık yüzünden ölümü bekleyen çocukların acısını gerçekten yüreklerinde hissediyorlarsa, çok emin değilim ama varsayalım ki hissediyorlar, o zaman Sumud filosundaki vicdanlı insanları örnek alarak somut bir adım atsınlar.
Onlar kadar cesur ve vicdanlı olmadıklarını biliyoruz ama bari en iyi bildikleri işi yapsınlar. Biliyoruz ki Trump, Suudi Arabistan Veliaht’ı Muhammed bin Selman’ın, BAE lideri Sultan Âl-i Nahyan’ın, Mısır’ın darbeci lideri Sisi’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kadim dostu. Neredeyse bütün konuşmalarında Trump’ın ne kadar büyük bir dost ve müttefik olduğunu anlata anlata bitiremiyorlar.
İşte tarihi bir görev bu liderleri bekliyor, eğer yüreğiniz yetiyorsa ister tek tek isterse topluca dostunuz Trump’a gidip, en sert sözlerle bebekleri katleden Netanyahu’yu durdurmasını isteyin, dostluk böyle günde belli olur…
Bu vesileyle Müslüman ülke liderlerine, Kral Falsal’ın İsrail karşısındaki duruşunu hatırlatmakta yarar var. Bilindiği gibi 1973’te Mısır, Suriye kuvvetlerinin önce İsrail’i yenip, sonra büyük bir mağlubiyet yaşamalarının ardından Suud Kralı Faysal, bu mağlubiyete fazlasıyla öfkelenmiş ve tüm dünyayı krize sokacak bir karar alarak petrol sevkiyatını durdurmuştu.
ABD’nin ‘petrol kuyularınızı bombalarız’ tehdidi sonrasında, Kral Faysal’ın Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’a verdiği şu cevap manidardır: “Tabii ki petrol kuyularımızı bombalayabilirsiniz. Fakat unutmayınız ki biz ve atalarımız hurma ve deve sütüyle yaşıyorduk yine öyle yaşayabiliriz; ancak artık siz petrolsüz yaşayamazsınız.”
Bu arada, icraata dönüşmesinden çok emin olamasak da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, İsrail’e yönelik yüksek perdeden uyarılarının altını çizmek gerekiyor.
Geçtiğimiz Salı günü iktidara yakın birkaç gazete, “İsrail’i durduracak güce sahibiz” manşetiyle çıktı. Doha’daki İslam ülkeleri zirvesinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan: “İsrail’i durduracak güce sahibiz. Netanyahu’nun amacı bölgeyi istikrarsızlığa sürüklemek. İslam alemi bu yayılmacı emellerini boşa çıkartacak dirayete sahiptir.”
Türkiye dahil, Müslüman ülkelerin şu ana kadar sergiledikleri acziyet hali, hiçbir umut ışığına imkan tanımıyor ama kim bilir belki de bu durum, Müslüman dünyada bir insani duruşa vesile olabilir.
Evet Müslüman ülkelerin içine düştüğü bu zilletten hepimiz utanıyoruz. Eğri oturup doğru konuşalım, bugün itibariyle ellinin üzerindeki hiçbir Müslüman ülkenin hukuksal anlamda eli temiz değil. İtiraf edelim ki kendi halklarından hukuku, özgürlükleri esirgeyen Müslüman ülke liderlerinin Gazze’deki mazlumların derdine çare olmasını beklemek sadece bir hayalden ibarettir.
Yazarlar
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025
24.09.2025
22.09.2025
19.09.2025