Ahmet TAŞGETİREN
Prof. Dr. Ali Erbaş’ın görevi sona erdi, yerine Prof. Dr. Safi Arpaguş getirildi. Diyanet İşleri Başkanlığına… Cumhurbaşkanı’nın kararıyla.
Erbaş “Siyasete yakın duruşu” sebebiyle çok tartışıldı. Kendi tercihi mi idi, yoksa mevcut yapının her alanı siyasallaştırma eğilimine tabi olmak zorunda mı kaldı tartışılır, ama Diyanet İşleri Başkanı’nın hangi sebeple olursa olsun, “çok tartışılır hale gelmesi” o makamın saygınlığını zedeliyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, resmi görev tanımı ne olursa olsun, Türkiye’nin “ortak paydası” diye nitelenebilecek bir alanı temsil ediyor. Ortak payda İslâm kimliği. Yüzde 90’larda bir rakamla ifade ediliyor toplumumuzun din ile alakası.
Bu dini alâkanın homojen olmadığı ise biliniyor. 5 vakit namazlı dindarlıktan, tasavvuf - tarikat bağlılıklarından, radikal aidiyetlerden, kültürel Müslümanlığa kadar geniş bir yelpaze söz konusu. Bu yelpaze hayat tarzı farklılığı halinde de ortaya çıkıyor. Örnek olarak aynı aile içinde nesil farklılığı ile ortaya çıkan tesettür farklılaşması uç örnekler sergileyebiliyor. Bunun yanında İslâm ile bir şekilde aidiyeti ifade eden ve uzun süredir iktidarda bulunan “muhafazakâr siyaset” yapısı da, aynı aile içine kadar uzanan din – siyaset tartışmalarını beraberinde getiriyor. Bunun yanında iktidarın uygulamalarına bakıp “Bunlar Müslümansa…” diye başlayan ve kendisini ayrıştıran toplumsal çizginin oluştuğunu görmek gerekiyor.
Hutbeleri çok tartışıldı geçmiş dönemin. Cuma hutbeleri toplumsal gündeme ilişkin dini bakışı veren metinlerdir. Belki “ahlâki öncelik” beklenebilir. Görülmüş olmalıdır ki, milyonlarca insana ulaşan hutbelerde kullanılan dilin – değerlendirmelerin “kapsayıcılığı” önemli bir niteliktir. Hutbeyi dinlememek için Cuma namazına hutbe bittikten sonra gelen bir kitle bulunduğundan bilmem Diyanet Camiası haberdar mıdır?
Hutbede her kelime, bana göre “Din dili”nin “diplomasi dili” kadar önemli – hassas olduğunu gösterir. Her türden insanın kalbine ulaşan bir dil bulmak, (buna eskiler -efradını cami ağyarını mani- derler) ancak Türkiye toplumunun hassas yapısını anlamakla ve o dil ustalığına sahip olmakla mümkündür.
Diyanet’in ve Diyanet İşleri Başkanı’nın itibarının – saygınlığının çok yükseklerde olmasını doğru bulurum ben. Ordunun saygınlığı gibi. “Milletin birliğini temsil” statüsünü içselleştirme konumundaki Cumhurbaşkanının saygınlığı gibi…
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı, ayrıca, küresel bir saygınlığa da sahip olmalıdır. Hem küresel insani meselelere duyarlılığı ile, hem sergilediği tavırla bu saygınlığı kazanmalıdır. Buna bugün, Gazze’de yaşananları da dikkate alarak bakarsak, her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır.
Diyanet İşleri Başkanı’nın ülkede tüm toplum kesimleri ile iletişimi olmalıdır. Medya bunun başında gelir. Sanat camiası, spor camiası, gençlik, eğitim alanı iletişimin kapsama alanında olmalıdır.
“Nasıl bir yaklaşım?” sorusu, tabii ki iletişim zaruretinden daha önemlidir.
Diyanet İşleri Başkanı’nın Türkiye’deki “mezhepler vakıası”nı doğru okuyor olması, doğru bir yaklaşım geliştirmesi de hayatidir. “Alevilik” çok önemli bir duyarlılık alanıdır. Orada “hakim irade” rolünde değil daha göz hizasında buluşabilmeyi başarmak, belki siyasetin bu alana ilgisinden daha sağlıklı sonuçlar doğurabilir.
“Diyanet” bana göre siyasetten daha hassas bir alandır. Siyasetçi yanlış yaparsa siyasi çizgisi zarar görür, Diyanet’in temsilinde yanlışlık olursa, kişi kendisi ile birlikte dini aidiyetleri aşağı çeker.
Yeni Diyanet İşleri Başkanı Safi Arpaguş, İstanbul’da müftülük yaptı. Fonksiyonel olduğunuzda İstanbul da “hassasiyet” itibariyle 86 milyonun küçültülmüş örneği sayılabilir.
Safi Hoca, akademik çalışmalarını “Tasavvuf” alanında yapmış. Aziz Mahmut Hüdayi’nin nasihatleri içinde yürümüş, Mevlânâ’nın “Din dili” üzerinde çalışmış… Mevlânâ’nın “Ne olursan ol gel” çağrısı, malum, İslâm’ın içinden evrensel bir barış çağrısıdır. Onun çok bilinen 7 öğüdü de şöyledir:
“Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Hoşgörülükte deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.”
Tasavvuf “Derya gönüllü olma”yı öğütler. “Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir”in eğitimini verir.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Safi Arpaguş hocaya tasavvufun içe dönük yoğunlaşma yoluna karşılık, “Dış”ta bir sınavı getiriyor. Bir anlamda “Dağdaki derviş”in şehre, üstelik karmakarışık bir şehre iniş sınavı bu. Bakalım tülbent içinde getirdiği süt, şehirde damlamaya başlayacak mı?
Siyasetçiler, sırf “Dine saygı” gereği, bu makam ile ilişkiyi saygınlığına halel gelmeyecek konumda tutmalı, derim. Siyaset eksiğini Diyanetle tamamlama yolu, evet, toplumun din ile ilişkisini yaralıyor. Bir yeni başlangıç söz konusu, eskiye yönelik eleştiri alanlarından sakınmak gerekir diye düşünüyorum.
Safi Hoca için de ülkemiz için de hayırlı olsun bu görevlendirme, dileklerimi bildireyim.
Yazarlar
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolArap rejimleri 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMuhafazakârlığın önlenemeyen düşüşü 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayGüney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.09.2025
16.09.2025
9.09.2025
7.09.2025
5.09.2025
4.09.2025
29.08.2025
26.08.2025
24.08.2025
22.08.2025