Ali BAYRAMOĞLU
Siyasi başarı imajı vermek veya siyasi alternatif üretmek bir yönüyle güçlü olmakla, güç mesajı vermekle ilgilidir.
Türkiye bir örnek…
Seçmenin yarısı ya da yarısına yakın kısmı, iktidarı ve liderini bazı konularda, örneğin Suriye ve Ortadoğu politikalarında, global güç olma arayışında, yeni silahlarla ordusunu yenilemesinde başarılı görüyorsa, bu başarı siyasi beklentilerini önemli ölçüde tatmin ediyorsa; o toplumun, hak ve özgürlüklerden çok gücü veri alması, dahası değer olarak kabul etmesi kaçınılmaz olur. Bu gidişin, parlamenter bir düzenle değil, otoriter bir tek adam yapısıyla vücuda gelmesi toplum (topluluklar) -demokrasi ilişkilerinde de ciddi bir mesele olmaya başlar.
Toplumun hatırı sayılır, (hatta biraz coşkuya gelmesiyle bir siyasi lidere bir seçim kazandırabilecek) bir kısmı, ülkedeki adaletsizlik hali, hukuk devletinin iflası, yargının siyasallaşması, keyfi tutuklamalar, iktidarın CHP’ye yönelik boğma ve imha planını, “yükselen ve güçlenen Türkiye imajı” karşısında ya anlamsız buluyor ya da ikincil önemde görüyor. Siyaseti artan oranda devletle özdeş, devletin sırtına yüklenmiş, onun yürüttüğü bir mekanizma olarak algılıyor. Onlar nezdinde en güçlü ve güç, en başarılı ve başarı, “üst değer” haline gelmiş durumda. İktidar, ona yakın basın ve tüm propaganda araçları bunun zeminini hazırlamak için büyük bir çaba gösteriyor.
Muhalif kesimler ise korkarım, sıkça olduğu gibi, kendi mahallerindeki kabarmayı ülkenin kabarması sanıyor, oyunun diğer kısmına gözlerini kapıyor, kulaklarını tıkıyor.
Muhafazakar kesimde ise bir dönem kültürel haklar, aidiyetler, savaşlar ve fayda nasıl, ekonomik kriz, sosyo-ekonomik veriler ve bireysel çıkarlar karşısında galebe çaldıysa, bugün de benzer bir şey oluyor, kültürel siyasallaşma yerini milliyetçi hassasiyete ve milli duygu siyasetine bırakmış görünüyor.
Bu, Türkiye’nin önündeki büyük paradoksdur.
Muhafazakar kesimin büyük çoğunluğu için Erdoğan bugün yeni milliyetçiliğe sırtını dayayarak ülkesinin etki alanlarını büyüten, daha bağımsız söz söyleyebilmesinin koşullarını hazırlayan bir lider görünümünde.
Ama madalyonunun diğer yüzü de ortada…
Ve soru pek çok…
Erdoğan bu “başarılı ivme” duygusunu muhafazakar seçmeni vermeye devam edecek mi? Daha önemlisi bu ivme, toplumun çoğunluğunun otoriter yapıyı biraz daha içselleştirmesine yol açar mı?
Alternatif siyaset, alternatif güç olmazsa, dünyanın otoriter ikilimi sürmeye devam ederse, bunlar maalesef olabilir. Türkiye’nin otoriter anayasal düzeni derinleşebilir.
Seçimli düzenlerde alternatif siyaset, alternatif güç deyince akla, doğal olarak parlamenter muhalefet gelir...
Türkiye’de muhalefetin gerçek bir alternatif oluşturup toplumun çoğunluğunu ikna etmesi ve iktidara gelmesi, sadece yaşadığı mağduriyet üzerinden olabilir mi? Ya da çoğunluk seçmen, dolayısıyla önemli bir miktar muhafazakar bu mağduriyetin arkasında yatan ilkesel çöküş önemser mi ve onu üreten iktidara tepki verir mi?
Muhalif kesimlerin beklentisi bu.
Bence çok gerçekçi değil.
Muhalefetin siyasi alternatif olabilmesinin yolu, hukuk devleti sözü kadar, devlet, devlet siyaseti, güç siyasetinde sahada olmasından, en azından farkındalıktan geçiyor. CHP, bu farkındalığa yaklaşmak yerine her geçen gün ondan uzaklaşıyor.
İktidarın keyfi uygulama ve tutuklamalarla, CHP’ye attığı boğma kemendiyle kurduğu en ciddi tuzak belki de bu.
Yazarlar
-
Hakan TAHMAZCHP’liler için bir seçimlik başarı mı, Türkiye’nin demokratik dönüşüm mü? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞUR“Bize bir ömür daha lazım…” 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKültürel hegemoni savaşı: Türkiye’ye bak, Amerika’nın geleceğini gör 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet farkında mı? 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanTopunuz bir İspanya Başbakanı kadar olamadınız... 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluZeytine ağıt 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRCHP’ye kayyım davasında AK Parti’nin eli var diyen yok ki… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciKalıcı fakirlik ve pahalılık 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünyayı çılgınlar yönetiyor; akıllı olmak gerek… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolArap rejimleri 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖzgür Özel ve siyasi drama… 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunStalin ‘Huzur Türklükte’ demiş! Cidden mi? 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENYeni Diyanet İşleri Başkanı 19.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRAltın ve boksit madenleri, elektrik, kahveci… Yeni bir el koyma mı geliyor? 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİç Sömürge: Gücün İçeriye Yöneldiği Karanlık Düzen 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMuhafazakârlığın önlenemeyen düşüşü 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBaşkan’ın bütün akbabaları aşkına 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANTürkiye kötüye gidiyorsa AKP’nin oyu neden yüzde 30 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTeflon siyaset 18.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayGüney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTürkiye’nin Kürt Sorununu çözecek yaklaşım neden Suriye’de uygulanmasın? 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'nin umudu eğitim: Cumhuriyet’in en önemli başarısı, bugün sınav usulsüzlüğü ve fırsat eşitsi 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞGürsel Tekin konusunun pek konuşulmayan tarafı 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYolun sonu 8.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025
16.08.2025