Mehmet Ali ALÇINKAYA
“Eskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı” Bir Dönemde: Barışın ve Demokratik Toplumun İnşası, CHP ile DEM Parti’nin Ortak Direnişi...
Antonio Gramsci, yirminci yüzyılın fırtınalı dönemlerinde şu uyarıyı yapmıştı:
“Eskinin öldüğü ama yeninin henüz doğmadığı bu ara dönemde, çok sayıda canavar sahneye çıkar.”
Bugün Türkiye tam da bu tarihsel eşiği yaşıyor. Tek adam rejiminin otoriter düzeni kendi çelişkileriyle çözülürken; halkların özgürlük, eşitlik ve demokrasi taleplerine dayalı yeni bir toplumsal düzen henüz şekillenebilmiş değil. Bu “ara dönem”, hem büyük tehditler hem de demokratik bir geleceği kurma fırsatı barındırıyor.
Bu geleceğin inşası, farklı tarihsel köklere sahip olsa da ortak bir demokrasi iradesinde buluşabilen iki siyasal özneye —Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (DEM Parti)— büyük sorumluluklar yüklüyor. Bu iki gücün stratejik buluşması, Gramsci’nin sözünü ettiği “geçiş anı”nın karanlık canavarlarını geriletmenin ve yeniyi doğurmanın anahtarıdır.
Demokratik Toplumun Tarihsel Zorunluluğu
Barış ve demokrasi mücadelesi, Türkiye’de yalnızca güncel bir talep değil; cumhuriyet tarihinin kuruluşundan bu yana süregelen bir arayıştır. Cumhuriyetin halkçı mirası, işçi sınıfının grevleri, kadınların eşitlik mücadelesi, Kürt halkının kimlik ve özgürlük arayışı, gençliğin demokrasi direnişleri… Hepsi bu toprakların hafızasında biriken tarihsel deneyimlerdir. Bugün bu birikim, otoriter rejime ve neoliberal kuşatmaya karşı yeni bir demokratik modernitenin mayasını sunmaktadır.
CHP’nin Güncel Mücadele Stratejisi: Direnişten Demokratik Kuruluşa
Cumhuriyetin kurucu partisi olan CHP, bugün tek adam rejimine karşı en geniş toplumsal muhalefetin taşıyıcı güçlerinden biridir. 31 Mart 2019 ve 2024 yerel seçimlerindeki başarılar, halk iradesine dayalı yönetimin mümkün olduğunu kanıtladı.
CHP’nin güncel mücadele stratejisi üç temel eksende şekilleniyor:
1. Yerelden Demokrasi: Büyükşehir belediyelerinde geliştirilen şeffaf, katılımcı ve sosyal politikalar, merkeziyetçi keyfi yönetim anlayışına karşı güçlü bir alternatif ortaya koyuyor.
2. Toplumsal İttifaklar: Kadın hareketinden ekoloji mücadelesine, emek örgütlerinden Kürt siyasal hareketine kadar geniş kesimlerle kurulan ilişkiler, demokrasi cephesini büyütüyor.
3. Ekonomik Adalet ve Kamuculuk: Yoksulluğa ve neoliberal sömürüye karşı kamucu, sosyal devletçi anlayış, yalnızca iktidara değil sermaye düzenine de meydan okuyor.
Bu strateji, CHP’nin sadece seçim kazanmayı değil, Türkiye’nin demokratik yeniden kuruluşunu hedeflediğini gösteriyor.
DEM Parti’nin Mücadele Pratiği: Halkların Eşitlik ve Özgürlük Yürüyüşü
DEM Parti, Kürt halkının kimlik ve özgürlük taleplerinin taşıyıcısı olmanın ötesinde, Türkiye’nin çok kimlikli, çok kültürlü yapısını siyasete taşıyor. Kadın özgürlüğünü merkeze alan eşbaşkanlık sistemi, ekolojik duyarlılık ve yerel demokrasi pratikleriyle DEM Parti, yalnızca bir Kürt partisi değil, Türkiye demokrasi hareketinin öncü bileşeni konumunda.
Kayyum politikalarına karşı yürütülen direniş, halk iradesini savunmadaki kararlılığın en somut göstergesidir. Bu direniş, sadece Kürt halkının değil, Türkiye’de demokrasi isteyen herkesin ortak meselesi haline gelmiştir.
Kürt Sorununun Barışçıl ve Demokratik Çözümü
Türkiye’nin demokratikleşmesi, Kürt sorununun barışçıl çözümünden ayrı düşünülemez. Çatışma ve inkâr politikaları, yalnızca Kürt halkının değil, tüm toplumun özgürlük alanlarını daraltıyor. Çözüm için öne çıkan başlıklar:
Eşit Yurttaşlık ve Anayasal Güvence: Anadilde eğitim, kültürel haklar ve kimliklerin anayasal güvenceye alınması.
Yerel Demokrasi ve Özyönetim: Kayyum rejimine son verilip yerel yönetimlerin yetkilerinin güçlendirilmesi.
Diyalog ve Müzakere: Silahların susacağı, toplumsal katılımı esas alan bir barış sürecinin başlatılması.
Ekonomik ve Sosyal Adalet: Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi, savaşın yarattığı tahribatın onarılması ve barış ekonomisinin inşası.
Bu çözüm, yalnızca Kürt halkının değil, tüm emekçilerin ve ezilen halkların eşit ve özgür bir geleceğinin anahtarıdır.
CHP ve DEM Parti Arasında Stratejik Diyalog ve Ortak Mücadele
CHP ile DEM Parti arasındaki ilişki, Türkiye’nin demokratik geleceği açısından belirleyicidir. Farklı tarihsel kökenlere sahip bu iki güç şu noktalarda buluşuyor:
Kayyum Rejimine Karşı Ortak Direniş
Yeni Anayasa ve Demokratikleşme İçin İşbirliği
Barış Politikası ve Kürt Sorununun Demokratik Çözümü
Toplumsal İttifakların Genişletilmesi
Bu stratejik diyalog, yalnızca iki parti arasındaki bir işbirliği değil; tüm demokratik güçlerin birleşerek otoriter rejimi aşmasının yoludur.
Yeniyi Doğuracak Ortak İrade
Gramsci’nin “eskinin öldüğü ama yeninin henüz doğmadığı” sözü, bugünkü Türkiye’nin siyasal manzarasını çarpıcı biçimde tanımlar. Eski düzen çözülürken, demokratik bir geleceğin inşası için toplumsal irade hâlâ şekilleniyor. CHP’nin yerelden yükselen demokrasi deneyimi ile DEM Parti’nin halk temelli özgürlük mücadelesi, bu yeni düzenin iki vazgeçilmez sütunudur.
Barışın ve demokratik toplumun inşası, ancak bu iki gücün stratejik aklının birleşmesiyle; Kürt halkının eşitlik talebini tanıyan, emekçilerin haklarını güvence altına alan, kadınların özgürlüğünü merkeze koyan ve ekolojik bir dönüşümü hedefleyen ortak bir siyasal irade ile mümkündür.
Türkiye, bu iradeyi halkların dayanışmasıyla hayata geçirdiği ölçüde, Gramsci’nin sözünü ettiği “ara dönemin canavarları” geriletilecek ve yeni bir demokratik cumhuriyetin kapıları aralanacaktır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- DARBELERE VE FAŞİZME KARŞI DİRENENLER KAZANDI...
14.09.2025 - “Muaviye’nin İpleri”ni Değil, Demokratik Toplumu Güçlendirelim...
10.09.2025 - Barış, Demokratik Toplum ve Ortak Geleceğimiz...
7.09.2025 - Umut Hakkı, Özgürlük ve Demokratik Gelecek: Toplumun Vicdanına, İktidara ve Halklara Çağrı
3.09.2025 - Barış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası..
31.08.2025 - “İmralı Kapısını Kapatmak, Süreci Sabote Etmektir”
27.08.2025 - Kürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü...
24.08.2025 - Kadın Özgürlüğü, Barış, Demokratik Toplum ve Demokratik Sosyalizmin İnşası...
21.08.2025 - Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan: Özgürleşmeden Kürt Sorunu Çözülemez...
18.08.2025 - Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu..
14.08.2025
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEskinin Öldüğü, Yeninin Henüz Doğmadığı Bir Dönem.. 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURİsrail’in yükünü Kürtlerin sırtına yüklemek… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Al sana misilleme”… 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyolİslam-Arap bildirisi ve Gazze 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAdnan Kahveci: “Yöneticiler fakir…” 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanBari zekamızla alay etmeyin: Meğer yargı siyasal değilmiş 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİktidar cephesi ülkenin geleceğini düşünmeli 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENİsrail sorunu- Amerika sorunu 16.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluHukuksuzluktan daha pahalı bir nesne yok 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemokrasi krizi yaşanırken çözüm nasıl mümkün olacak? 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“BACASIZ SANAYİ” ALARM VERİYOR… 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSınırsız küstahlığın sınırları; acziyetin sınırsızlığı 15.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANGerilimle yönetmek ya da gerilimi yönetmek 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKKıyamet saatini durdurmak 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayGüney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRİmamoğlu: İddianameyi seçimde onu yeneceğimi bilen kişi yazdırdı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUYeni dünya, yeni Türkiye: Aynı pota… 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESokak çağrısı 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalCharlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Em hemû Tirk in!” 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKaos nereye açılır… 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİAK Parti CHP'ye demokratik dayanışma heyeti gönderse 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasÇözüm süreci Suriye virajında 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYanaşma kültürü ve siyasetin çürümesi 11.09.2025 Tüm Yazıları
































Keramettin Gençtürk
Tespitleriniz değerli sevgili Alçınkaya