Barış Soydan
Kamu bankalarının Merkez Bankası'nın rezervlerini eritme pahasına milyarlarca dolar satarak bugüne kadar 6 TL'nin altında tutmayı başardığı dolar cuma günü nihayet bendi parçaladı.
Aslında bunda şaşıracak bir şey yok. Bir ülke parasının değer kaybetme sebepleri belli: Enflasyon, cari açık, gevşek para politikası. Enflasyon ocak ayında beklenin üzerinde geldi, yüzde 12'nin üzerine çıktı. Para politikası gevşek, Merkez Bankası'nın indirimleri sonucunda Türkiye eksi faiz seviyesine indi. Bloomberg'in hesabına göre, Türkiye yüzde eksi 0.9'luk reel faiziyle Japonya'yla aynı seviyede.
Buna rağmen kamu bankalarının doları 6 liranın altında tutmak için milyarlarca dolar satması Ahmet Kaya’nın şarkısındaki gibi “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça”ydı. Biraz kaba ama duruma cuk oturan bir atasözüyle, düşecek donun mabatta durmayacağı belliydi. Ya da başka bir atasözünün dediği gibi bu ne perhiz, bu ne lahana turşusuydu?
Bloomberg'e göre kamu bankaları geçtiğimiz hafta, çoğu doların 6 TL'yi aştığı cuma günü olmak üzere 4 milyar dolar sattı. Twitter'daki Emergingtrends adlı Twitter hesabı ise kamu bankalarının sadece Cuma günü yaklaşık 5 milyar dolar sattığını öne sürdü.
Hangi rakam doğru, bilmiyoruz ama kamu bankalarının TL'nin 6 lirayı geçmesini engellemek için dolar satması şaşırtıcı bir haber değil. Zaten Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak da kısa süre önce Japon Nikkei'nin konuyla ilgili sorusuna, "Serbest piyasa kuralları dahilinde kamu bankaları hem kamu yararını hem de kârlılığı izlemektedir ve bu böyle devam edecektir" cevabını vermişti.
Birkaç milyar veya beş milyar dolar... Kamu bankalarının TL'yi desteklemek için kullanıldığı açık. Sorun şu ki, kamu bankalarının piyasaya müdahalesi de dün TL'deki kanamayı durduramadı. TL son 8 ayın en düşük seviyesine indi.
Görünürde dolardaki yükseliş, beklenenden iyi gelen ABD istihdam verisi sonrasında "yeşil"in (Namı diğer dolar) tüm dünya paraları karşısında değer kazanmasından kaynaklandı. Ama bu tür durumlarda piyasa hep bir bahane arar. 2001 Krizinde o bahane dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Başbakan Ecevit'in başına anayasa kitapçığı fırlatması, 2018 Kur Krizinde Rahip Brunson'ın serbest bırakılmamasıydı.
Bu seferki bahane Amerikan ekonomisinin sanılandan da güçlü bir performans gösterdiğinin ortaya çıkması.
Doların dün 6 lirayı geçmesinin bahanesi bu oldu. Gerçek sebepleri ise yukarıda gördük: Enflasyondaki yükseliş, reel faizin eksiye inmesi... Durun, daha bitmedi.
Bloomberg Cuma günü geçtiği analizde kredi derecelendirme kuruluşu S&P'nin TL'nin artık serbest kur değil "Müdahaleli dalgalı kur" (Managed float) olduğunu açıklamasının da piyasaları olumsuz etkilediğini yazdı.
S&P'nin 31 Ocak'ta açıklanan raporu, her zaman olduğu gibi Anadolu Ajansı'nın birkaç satırlık haberiyle geçiştirilmişti: S&P, Türkiye'nin notunu değiştirmemişti, vs., vs., nokta.
Oysa S&P gerçekten de o raporda Türkiye'nin kur rejiminin artık serbest olmadığını altına basa basa vurguluyordu.
"Türkiye'nin FX rejimini, döviz piyasasına ara ara müdahalelerin olduğu müdahaleli dalgalı kur olarak tanımlıyoruz. Her ne kadar kuru savunmak için yapılan FX müdahaleleri sınırlı olsa da, kritik anlarda kamu bankaların satışa geçtiği yönünde bilgiler var. Ayrıca kamu otoritesi yerli bankaların yabancılarla türev ürün ticaretini (Swap kastediliyor. BS.) sınırlayıcı önlemler aldı. Bununla TL'ye karşı potansiyel spekülasyonu önlemeyi amaçlıyorlardı."
S&P'yi biz "kaale almıyor" olabiliriz ama uluslararası yatırım fonları, kuralları gereği yatırım yapmadan önce kulak vermek zorunda. Gördüğünüz gibi kulak verdiklerinde de nahoş şeyler duyuyorlar.
S&P'nin değerlendirmesinde başka şeyler de yazıyor, bankaların batık kredilerinin resmi açıklamanın söylediği gibi yüzde 5'lerde değil yüzde 10.1 seviyesinde olduğu (Geçen Eylül itibarıyla), önümüzdeki iki yıl boyunca artmaya devam edeceği, batıkların özellikle inşaat ve KOBİ'lerde yoğunlaştığı...
Kime inanalım, resmi veriye mi, S&P'ye mi?
Dünya yazarı Şeref Oğuz, dün "Müteahhitler canlı taklidi yapıyor" başlıklı yazısında inşaatta durumu şöyle anlattı:
"Ölü taklidi, saldırı altında iken hayatta kalma stratejilerinden bilinenidir. Canlı taklidi nasıl bir şeydir? Müteahhidimiz cevaplıyor; “2 yıldır yaprak kıpırdamıyor, şu anda yaptıklarımız 3 sene öncesinin işleri… Fiyatlar geri geldi, maliyetler arttı ve borçlar beklemede…”
"Borçların beklediği yer; bankalar… Çoğu son 2 yıldır kredi taksiti ve faiz ödeyemedi. Bir bakıma bankalar, müteahhitlerin borçlarını yüzdürüyor. Ekspertiz değerinin yarısına dahi satış yok. Taahhütler dâhil hiç kimse kamudan para alamıyor. Bu durumda canlı taklidi yaparak oyunda kalmaya, defnedilmemeye gayret ediyorlar."
Bütün bunların üzerine "jeopolitik risk" denen şeyi, yani İdlib'de ellerin tetikte olmasını ve Türkiye'nin bölgeye asker sevkıyatı yaptığı haberlerini ekleyelim.
Bu koşullar altında doların 6 lirayı geçmesinde şaşıracak bir şey yok. Şaşırmamız gereken şey, Merkez Bankası rezervlerinin umutsuz bir dava için bozuk para gibi harcanması...
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021