Barış Soydan
"Piyasalar" mı miyop, ben mi çok karamsarım? Bir süredir kendime bu soruyu soruyorum. Borsa rekor üzerine rekor kırıyor, Türkiye'nin risk primi geriliyor, sıcak para ürkek adımlarla da olsa geri dönüyor. Neden? Piyasalara inanacak olursanız, "Çünkü Lütfi Elvan'ın Hazine ve Maliye Bakanlığı'na, Naci Ağbal'ın Merkez Bankası başkanlığına atanmasıyla Türkiye Ortodoks ekonomi politikalarına geri döndü."
İktisat jargonunda genel kabul gören ekonomi politikalarına "Ortodoks politikalar" adı veriliyor. İktisat kitaplarında anlatılanlara uymayan, az sayıdaki ekonomistin savunduğu politikalara ise "Heterodoks politikalar".
Mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın savunduğu, faizin enflasyonun sonucu değil nedeni olduğu görüşü, heterodoks bir görüş. Faizi enflasyonun altına indirmek de heterodoks bir politika...
Berat Albayrak döneminde yapılan buydu. Merkez Bankası politika faizini bir yıldan kısa sürede yüzde 24'ten yüzde 8.25'e indirdi. Türkiye negatif (Enflasyonun altında) faiz veren bir ülke haline geldi. Ayşe Teyze, Ali Rıza Amca, bankadaki parasına verilen mevduat faizinin enflasyonun altında olduğunu görünce dolara, Euro'ya geçti. Bankalardaki döviz hesapları tarihte görülmemiş bir seviyeye çıktı. TL'nin itibarı kalmadı. Dolar 8.5 TL'ye dayandı...
Berat Albayrak bakanlıktan ayrılınca "heterodoks" politikalardan tornistan yapıldı. Naci Ağbal, Merkez Bankası'nın politika faizini 475 baz puan artırıp tekrar enflasyonun üzerine çıkardı. Bu arada bankaları daha fazla kredi vermeye zorlamak için getirilmiş olan "Aktif rasyosu" gibi uygulamalardan vazgeçildi. Döviz alım satımında bir günlük valör uygulaması (Aldığınız doların ertesi gün hesaba geçmesi) iptal edildi. Piyasalar, yaşanan değişimin adını "Türkiye Ortodoks politikalara geri döndü!" şeklinde koydu.
Üzerine bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söz verdiği "hukuk ve demokrasi reformları" hayata geçerse… İşte o zaman piyasalar için Şam'da kayısı!
"Piyasalar mı miyop, ben mi çok karamsarım?" derken işte bunu kastediyorum. Piyasanın daha önce defalarca olduğu gibi yine naifçe davrandığını, geleceği göremediğini düşünüyorum.
"Hukuk ve demokrasi reformları"nın, üç-beş vitrin hamlesiyle geçiştirileceğini, dağın fare doğuracağını düşündüğümü söylemeye gerek var mı? Turkeyanalyst sitesi için yazdığım "Albayrak'tan sonra Türkiye ekonomisi" başlıklı yazıda bunun sebeplerini anlattım.
Sadece hukuk ve demokrasi değil "Ortodoks ekonomi politikaları" konusunda da karamsarım. Nedenini açıklayayım.
Çünkü yüzde 26 işsizlikle (geniş anlamda) seçime gitmek AKP için intihar olur. İktidarın ekmek su gibi ekonomik büyümeye ihtiyacı var.
İyi de "Ortodoks ekonomi politikaları"yla bu nasıl olacak? Ortodoks politika demek yüksek faiz demek. Hangi şirket yüzde 24 faizle kredi alıp yatırım yapar Allah aşkına? Kamu bankalarının yüzde 0.65'le verdiği konut kredileri hafızalarda tazeyken kim bunun üç katı oranla borçlanıp ev alır? Faizler düşecek, krediler bollaşacak ki, insanlar ev alsın. İnsanlar ev alacak ki, inşaat şirketleri yeni projelere başlasın. İnşaat şirketleri yeni projelere başlayacak ki, işsizlik azalsın. İşsizlik azalacak ki, AKP'yi terk eden seçmen evine geri dönsün!
Araştırmalarla sabit: Krediler artınca ekonomi canlanıyor. İki kere iki dört, bu kadar net. Bunu son olarak Merkez Bankası uzmanları Hande Küçük Yeşil, Pınar Özlü, Çağlar Yüncüler'in birlikte kaleme aldıkları, "Türkiye'de banka kredilerinin dağılımı ve ekonomik aktivite" adlı akademik inceleme doğruladı.
Bu incelemeye göre Türkiye'de tüketici kredileri ile yatırımlar arasında çok yüksek bir korelasyon (0.63) var. Mesela konut kredilerinde yüzde 1'lik artış, ekonomik büyümeyi ilk çeyrekte (ilk üç ay) yüzde 0.22 artırıyor. Bir yıl sonra ekonomik büyümede birikimli artış yüzde 0.31'e dayanıyor.
Bu ne demek? İktidar için ekonomiyi canlandırmanın garantili bir yolu var demek: Kredileri artırmak.
Türkiye seçim sathı mailine girdiğinde, eğer ekonomi "Ortodoks" politikalarla canlanmamışsa Erdoğan sizce ne yapar? Ekonomi yönetimine, "Seçimi boş verin, iktisat kitaplarında ne yazıyorsa onu yapın!" mı der, yoksa Ortodoks politikaların bir kenara bırakılmasını, kredilerin artırılmasını, faizin düşürülmesini mi ister?
Tabii ki ikincisi. 2018 yılının Eylül ayında gerçekleşen 625 baz puanlık kallavi faiz artırımından sonra da böyle olduğunu, yerel seçimler arifesinde Merkez Bankası'ndan faiz indirimi talep edildiğini biliyoruz…
Lütfi Elvan ve Naci Ağbal'l esen bahar rüzgarı geçici. Kış geri gelecek.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021