Bülent KORUCU
Hesaplarını Recep Tayyip Erdoğan’ı Köşk’e taşımak ve ‘başkan’ yapabilmek üzerine kuran AK Parti, seçim sistemini tartışıyor.
Toplum tartışıyor demenin anlamı yok; zira en hayati kanunlar oldu-bitti sistemiyle hızlıcaParlamento’dan geçiyor. Hatta AK Parti’de bile dar bir kadro dışında yasaların müzakere edildiğini söylemek mümkün değil. İktidar partisi, değişikliğin gerekçesini gizleme ihtiyacı da hissetmiyor. Hedef, anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşıp Erdoğan’ın başkanlık hayalini gerçekleştirmek.
Yüzde 10 barajının yüksekliğini ve temsilde adaleti ortadan kaldırdığını yıllardır konuşuyoruz. Açıkçası barajın faydasını en çok AK Parti gördü. Bilhassa 2002 seçimlerinde yüzde 34 oyla yaklaşık yüzde 65 temsil oranına ulaşmıştı. Baraj altında kalan partiler yüzde 45’e tekabül ediyordu. Kürt siyasi hareketinin yoğun şikâyeti, mağdurun tek olduğu algısını oluşturuyor. DYP’nin yüzde 9,5 ve MHP’nin 9’a yakın oy oranıyla baraj altında kaldığı unutuluyor. AK Parti kendi çıkarı gerektirdiği ana kadar taleplere kulağını tıkadı. Kürt siyasi hareketi bağımsızlar eliyle arkasından dolaşıp anlamsız hale getirdiği bir zamanda barajı ve sistemi konuşuyoruz. Anlayacağınız ‘zamanlama manidar’.
Erdoğan’ın işine en çok dar bölge yani tek sandalyeli seçim sistemi geliyor. Bizim daraltılmış bölge dediğimiz daha az sandalyeli seçenek de masada. Dar bölge, birinci partiyi kayırdığı için yönetimde istikrar öncelikli ülkelerin tercihi. Seçmenle seçilen arasındaki mesafeyi daraltması da önemli avantaj. Fakat diğer etkenleri göz ardı ettiğimizde ters sonuçlarla karşılaşabiliriz. Siyasi Partiler Kanunu’nu değiştirip parti içi demokrasiyi oturtamazsak nispi faydaları kaybederiz. Seçtiğimiz adamı tanıyacağız diye heveslenirken, ön seçim olmazsa adaylar yine kendini lidere beğendirmeyi yeterli bulacak. Yine Meclis İçtüzüğü’nü yenileyip parlamenterlere özgül ağırlık katamazsak kurşun askerlik devam edecek. 20 kişilik listeye ya da tek adaya oy vermişiz; pek farkı olmayacak.
Dar bölgenin temsilde adalet konusunda doğuracağı sakıncalar yüksek barajdan aşağı kalmıyor. Yüksek baraj, bölge partisine dönüşen Kürt siyasi hareketini engelliyordu. İngiliz tipi tek turlu dar bölge ise başta MHP olmak üzere diğer sağ partileri vuracak. Daha doğrusu birinci partiyle aynı yelpazede yer alan partileri. Fransa, yüzde 12,5’lik baraj ve iki turla temsil keyfiyetini yükseltmeye çalışıyor. Almanya ise sandalyelerin yarısını genel oyla ve nispi temsille dağıtarak aynı şeyi hedefliyor. Dar bölgede üç vekillik kazanan parti, yüzde 5’lik baraja takılmaktan da kurtuluyor.
Prof. Dr. Tosun Terzioğlu ve Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, 2006 yılında dar bölgeli iki tercihli oy pusulalı bir sistem önermişti. İki turu tek seferde uygulamak gibi düşünülebilir. “Seçmenin ikinci tercihini aynı oy pusulasında öğrenmek ve yüzde 50’yi geçen aday olmadığında buna müracaat etmek” şeklinde özetleyebiliriz. Öneri geliştirilebilir. En az 100 vekilin Türkiye seçim bölgesi üzerinden nispi temsille dağıtılması zararı asgariye çekebilir. Böylece yüzde iki oy alan parti bile Meclis’e girebilir.
Biz yeni sistemi konuşurken bütün enstrümanları masaya koymalıyız. Başta Almanya, pek çok Avrupa’da demokrasinin sigortası görülen koalisyonu tekrar düşünmeliyiz, mesela. Biz kötü uyguladığımızdan ‘koalisyon kötü’ deyip çıkıyoruz. Yasak garabetini sona erdirip benzeş partilerin seçime birlikte girmesini sağlayarak bu takıntıdan kurtulabiliriz. Böylece hem adil dağılım hem de yöneten demokrasi tesis edilebilir.
Erdoğan, eylül ayında açıkladığı ‘demokratikleşme paketi’ kapsamında baraj tartışmasını başlatmıştı; temsildeki adaletsizliği giderme çabası olarak sunmuştu. Geldiğimiz noktada adaletsizliğini artıracak alternatifler konuşuyor olmak talihsizlik. Bu arada 2015 seçimlerinde uygulanabilmesi ve Anayasa’nın öngördüğü bir yıl yasağına takılmaması için hazirandan önce kanunlaşması gerekiyor.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016