Bülent KORUCU
2012’de çıkarılan Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, Çankaya’ya aday olmak için istifa etmesi gerekenleri şöyle sıralıyor:
1) Hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları,
2) Yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanları,
3) Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri,
4) Kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri,
5) Yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri,
6) Belediye başkanları,
7) Subaylar ile astsubaylar,
8) Siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri,
9) Belediye meclisi üyeleri,
10) İl genel meclisi üyeleri,
11) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar,
12) Kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar; aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır. Bu durum Yüksek Seçim Kurulu’nca aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir.
2011 seçimlerinden sonra kurulan Parlamento’nun darbe dönemleri Danışma Meclisi’ne benzediğini söyleyebiliriz. Dört bakanla ilgili yolsuzluk ve rüşvet komisyonunun çalıştırılmaması denetim fonksiyonunun halini özetliyor. Son dönemlerde çıkan kanunlar da yasama kalitesini gözler önüne seriyor. Bunlardan biri de yukarıda alıntıladığım yasa. Üç yıldır kişiye özel, ısmarlama kanun üretildiği bir yasama faaliyeti ile karşı karşıyayız. Kanun yapma prosedürleri işletilmiyor, ana ve ihtisas komisyonları çalıştırılmıyor. Torbadan ne çıkacağını mabeyindeki birkaç kişi dışında bakanlar bile bilmiyor.
‘Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğu için görevinden ayrılmalı mı?’ sorusunun kanuna bakarak cevabı çok net: Hayır. Erdoğan’ın adaylığa son dakikada karar vermediği bu kanuna bakarak bile anlaşılabilir. 2012’den itibaren bugünlerin taşları döşenmiş. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği ve Abdullah Gül’ün yeniden aday olmasını engellemeyi amaçlayan geçici maddeyi de bu minvalde sayabiliriz.
Sözü çok uzatmaya lüzum yok; şu suallere verilecek cevap meseleyi tavzih ediyor. En küçük dereceli memurun bile görevini bırakmak zorunda olduğu bir seçimde başbakanın koltuğunda oturmaya devam etmesinin izahı var mı? İlçeyi yöneten kaymakam ve belediye başkanının istifa etmesi gerekirken ülkeyi yönetenin kalması düşünülebilir mi? Siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri vazifeden ayrılmadan aday olamazken partinin genel başkanı nasıl olabilir? Çemişkezek Belediye Meclisi üyeleri mi öncelikle koltuğunu bırakmalı, parlamenterler mi? Kamu bankaları yönetim kurullarında bulananlar ayrılmalı ama onları atayan kişi yerinde kalmalı öyle mi?
Bu yasa, en basit ifadeyle kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı. Seçimlerin adil ve fırsat eşitliğini sağlayacak rekabet ortamında yapılmadığının işareti olarak kayıtlara geçecek. Genel Başkanı’nın seçimi her şartta kazanacağına inanan AK Parti, bu gölgeyi üzerinden kaldırsın. Çok partili ilk seçim olan 46 seçimleri gibi tarihe geçmek istemiyorsa Erdoğan eşit şartlarda yarışmayı kabul etmeli. Başbakan Erdoğan, ‘Tayyip Bey hariç herkes istifa etmeli’ diye özetlenebilecek bir kanunla seçime girmek için ciddi endişe taşıyor olmalı. Bu eleştirilere tatmin edici savunmalar geliştirmeli en azından.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016