Bülent KORUCU
17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarıyla başlayan ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ‘ikinci Kurtuluş Savaşı' olarak nitelediği süreç, kalıcı hasarlar bırakacak.
Sosyal yapıdaki gerilim ve ayrışma hiç olmadığı kadar keskinleşti ve kılcallara indi. Hukuk, ancak darbe dönemlerinde eşine rastlanacak şekilde siyasetin güdümüne girdi. Erdoğan'ın ‘proje' diye müjdelediği yeni yargı düzeni son sürat gidiyor. Gitmeyenler en üst ağızdan hain olarak yaftalanıyor. Parlamento kişiye özel bir ferman fabrikası hüviyetinde; yasama ve denetleme yetkilerinden feragat etmiş durumda. En az bunlar kadar önemli bir kan kaybı medya sektöründe yaşanıyor.
Hükümetin doğrudan yönlendirdiği ve sermayedarlarını kontrol ettiği büyük bir medya ağı oluştu. Bu havuzun dışındakiler ise bazen reklam ve ihale havucuyla, bazen de vergi vb. denetim sopasıyla yola getiriliyor. Tek sesli medya yeni dönemin en baskın karakteri. Gazeteler aynı mutfakta hazırlanmış gibi birbirinin kopyası manşetlerle çıkıyor. Televizyonlarda hep aynı kadro dönüşümlü olarak ve her konuda konuşuyor. Bunlar nazikçe ‘pozitif propaganda' diyebileceğimiz tarafgir yayınlar olsa belki görmezden gelinebilir. Ancak bir kara propaganda makinesine dönüşen ve bunun için her yolu mubah gören bir yeni gazetecilik türüyle karşı karşıyayız. Aslında yeni değil; her dönem vardı ama hiç bu kadar yaygınlaşmamış ve pervasızlaşmamıştı. Bu gazetecilik türünün ayırt edici özelliği çok kolay yalan yazabilmesi; metinlerde mantık ve tutarlılık gibi kaygıları taşımaması. Ortalama zekâ düzeyi haberin tamamını okuduğunda başlık ve birinci sayfada yazılanların tam aksini görüyor. Haberi sonuna kadar kim okuyor ki? Onların pervasızlaşmasını sağlayan da bu kanaat. Başlığı at, algıyı oluştur; gerisi önemli değil. Haftalar sonra tekzip bile yayınlasan sorun etme; atı alan Üsküdar'ı geçmiş oluyor.
Yakın zamanda yayınlanan ve bir solukta herkesin aklına gelen bazı örnekleri sıralayarak mesleğimizin içler acısı haline dikkat çekmek istiyorum. Sonuncusundan başlayalım: Star Gazetesi, önceki gün ‘Paralel Tibnet' diye bir manşetle çıktı. İddiaya göre 2009 yılında emniyette bir korsan çalıştay yapılmış ve bilgileri kopyalayacak bir gölge program devreye sokulmuş. Çalıştaya zamanın İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kağan Köksal da katılmış oysa. Ya Atalay ve Köksal'ın ya da okurların zekâsıyla alay ediliyor. Adı geçenler korsan çalıştaya katıldığını anlayamayacak insanlar mı? Hayır. Okurun zekâsıyla alay edildiği şuradan da belli; haberin iç sayfadaki halinde, sistemin bütün emniyet müdürlüklerine kurulduğu yazıyor. Az bir araştırmayla aynı sistemin hâlâ kullanıldığını öğreniyorsunuz.
En güldüğüm ve sıralamanın ilk sırasına yazabileceğim haber Sabah'ın ‘5 bin kişilik darbe toplantısı' manşeti. “Cemaate bir dönem destek veren bir işadamı, paralel yapının içyüzünü anlattı: İzmir Yamanlar Koleji'nde 5 bin kişi buluşup 17 Aralık darbesini planladılar.” diye yazan gazeteyi düzeltmeye çalışan okul yöneticilerinin çabası beyhudeydi. “Okulumuzda 5 bin kişilik salon yok, bahçemiz ve otoparkımız bu kadar kişiyi taşıyan araçları üst üste üç sıralı parkla bile almaz vs. vs.” Yahu adam 5 bin kişiyle darbe planlandığını yazıyor, arabalara gelinceye kadar akşam olur.
Yine ilk üçe girebilecek haberlerden biri “Bank Asya piyasadan dolar toplayarak 2 milyar dolar kâr etti” iddiası. Bilindiği üzere İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın iddialı açıklamasıydı. Önce matematik, sonra da ilgili kurumlar tarafından yalanlandı. Karşısında dikilen onca ‘gazeteci'den biri ‘yahu sayın bakan siz sayı saymayı da bilmiyorsunuz' diyemedi. O utancın özrünü dilemedikleri halde gazeteci kimliklerini taşıyıp yazıp çizmeye devam ediyorlar. ‘7 bin kişi dinlendi' manşeti atıp operasyonu yaptıktan sonra üçte biri İranlı olmak üzere 240 kişinin dinlendiğini itiraf edenleri listeye koyalım. Dışişleri Bakanlığı'ndaki dinleme skandalıyla ilgili haftada bir ‘hain yakalandı' haberi yapıp ardından aylardır tek kelime etmeyenleri unutmayalım.
Taraf Gazetesi günlerdir sosyal medya üzerinde kara propaganda yapan trolleri deşifre ediyor. Ne yazık ki bunların bir kısmı da gazeteci. Geldiğimiz nokta ‘ört ki ölem'in bir adım öncesi…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sansür VAR!
10.07.2016 - AYM kavgasının perde arkası
4.02.2016 - 28 Şubat'ın konuşulmayanları
1.02.2016 - 28 Şubat deyince kızmayın o halde!
23.02.2016 - Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
5.02.2016 - Bülent Arınç'ın özgül ağırlığı var mı?
2.02.2016 - Paralel avcılarına bir öneri!
29.01.2016 - Küfürlü siyaset!
22.01.2016 - Güvenlik zafiyeti yoksa…
15.01.2016 - Anayasa değil baba yasa!
1.02.2016
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Samet Gençarslan
Gün gelirde düşüncelerime tercüman olabilecek biri çıkarmı diye düşünürken bu yazıyı okudum ve pes dedim açıkçası... Gerçekten yüregine ve kalemıne sağlık abi... Selam ve dua ile S.a
erdal kaya
Nİihat bey din merhamet ve şefkat dinidir diye yazmışsın,batıl dinler ile hak olan dini islamı aynı kefeye koyup ta diyalog kurmaya çalışanlar acaba kendi dinlerindeki diğer mezheplerden müslümanlara bu kadar müsamaha gösteriyorlar mı?göstrermiyorlar.