Bülent KORUCU
AK Parti hükümeti, kamuoyuna kabul ettirmekte zorlanacağı şeyler için kullanışlı bir formül buldu.
Daha doğrusu, önceki devletlûların araçlarını kendi diline ve önceliklerine adapte etti. Evvelki vesayet yapıları da bir “iç düşman” tanımı yapardı. Tehdit algısını pekiştirmek üzere düşmana destansı yetenekler izafe ederdi. Halk yeterince korktuktan sonra o iç düşmanla mücadele kapsamında layüsel biçimde adımlar atılırdı. AK Parti de “paralel” diye bir öcü tarif etti ve “onunla mücadele ediyorum” iddiasıyla devleti yeniden kurguluyor. Asıl hedefi ise iktidarını mutlaklaştıracak toplumu inşa etmek.
Bunun en somut örneği eğitimde yaşanıyor. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan, “paralel”in “insan kaynağı” olduğuna inandığı dershaneleri bitireceğini söyledi. Bir yandan hukuka aykırı yasak kararı çıkarılırken, öte yandan eğitim sistemi baştan ayağa dizayn ediliyor. “Dershaneye ihtiyaç bırakmayacak okul” hedefinde geldiğimiz nokta tam bir kaos. Sadece İstanbul’da 1200 okul, müdürsüz eğitime başladı. On binlerce öğrenci yerleşme mağduru. Eğitim yılının üçüncü haftasında, hâlâ okulsuz öğrenci, kapasitesinin iki-üç misli kayıt gönderilmiş veya öğretmensiz-yöneticisiz okulları konuşuyoruz. Ve kadrolaşma tırpanından ne sosyal demokratlar ne de milliyetçiler kurtulabildi.
Emniyet Teşkilatı da farklı değil. Sırf 17 ve 25 Aralık gibi yolsuzluk operasyonları bir daha olmasın diye binlerce polis, sürüldü, meslekten atıldı ve uzmanlık alanı hiçe sayılarak alakasız alanlara kaydırıldı. Güvenlik tehdidi had safhada, uyuşturucu hiç olmadığı kadar yaygınlaştı. Güneydoğu’da PKK’nın en rahat günleri yaşadığını örgüt yöneticileri söylüyor. Örgüte katılımın rekor düzeyde olduğunu bizzat yöneticileri söylüyor. Yakın ve açık bir tehlike olan IŞİD’in içimizdeki uzantılarının ne yapacağını kestirmekte zorlanıyoruz. Bunları takip eden birimler dağıtıldı. İstihbarî dinleme hukuka rağmen suç gibi sunuluyor. Herkes gölgesinden korkuyor, “paralel ihbarcılığı” almış başını gidiyor.
AK Parti, aynı senaryoyu şimdi de yargıda sahnelemek istiyor. Yolsuzluk soruşturmalarını yapan savcılar medya linçine muhatap edildi. Ortam müsaitleşince tenzili rütbe ve sürgünle cezalandırıldılar. Açık yüreklilikle “yolsuzluk yok” diyen çıkmıyor; ama bunlar paralel! Paralelle mücadele için anayasa ve temel hukuk normlarına aykırı biçimde ‘proje’ mahkemeler kuruldu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nu (HSYK) dizayn etmek üzere kanun çıkarıldı. Anayasaya aykırılığı açıkça biliniyordu, nitekim Anayasa Mahkemesi tereddütsüz iptal etti. Önümüzde HSYK seçimleri var. Paralelle mücadele adına her şeyin mubah olduğu bir süreç yaşanıyor. AK Parti Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, istedikleri liste seçimi kazanamazsa gayri meşru sayacaklarını söylüyor. Referandum hesapları yapılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, B ve C planları bulunduğunu “tarafsız” bir dille “uçak gazetecileri”ne aktarıyor.
Çok açık ve net: Yargıda herhangi bir cemaatin, tarikatın, mezhebin hegemonyası kabul edilemez. Doğru değil, mümkün olduğu da söylenemez. Bu, hayatın olağan akışına aykırı bir iddia. 2010’dan önce Yargıtay ve Danıştay’dan gelen üyelerin tekelinde olan HSYK’nın bütün kadrolara paralelleri doldurduğu tezine ancak fanatikler inanır. Yargıtay genel kurullarına uzanan yüksek yargı zincirinin bütün halkalarının işgal edildiği ileri sürülüyor.
Mevcut HSYK da paralel suçlamasına muhatap ama Erdoğan’ın istediği bütün atamalar gerçekleşti. 40’a yakın başsavcı tenzil yedi, 2224 savcının yeri değişti. Hükümet gazeteleri yalınkılıç “cephe”de. Yargıtay ve Danıştay’daki seçimler tamamlandı. Hayatını sosyal demokrat çizgide yaşamış adayları ‘kripto cemaatçi’ diye yaftalıyorlar. Milliyetçi olana bu levhayı asmak haliyle daha kolay. Biat etmemiş herkes bu suçlamayla yok edilmeye çalışılıyor. Yandaş medya isim ve fotoğraf yayınlayarak yargısız infaz yapıyor. “Paralel öcü”sü bahane edilerek parti devletine giden yoldaki en önemli aşama böylece geçilecek. ‘Ak yargı’ için gün sayanlar var.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016