Bülent KORUCU
Meslek hayatımın ilk yıllarından beri en yakın takip ettiğim siyasilerden biri Bülent Arınç. İlkeleri olan ve onlar uğrunda mücadele edebilen ender politikacılardandı. Bu özelliği ile öne çıkar ve muhaliflerinin bile saygısını kazanırdı. Refah Partisi’nin kapatılma sürecinde yıldızı iyice parladı. Fazilet Partisi Grup Başkanı olarak Parlamento’nun en etkili kişisi haline geldi.
Süleyman Demirel’i yeniden cumhurbaşkanı yapmayı amaçlayan 5 artı 5 anayasa değişikliğini partisindeki bölünmeye rağmen engelleyebildi. O parti içi çatışma aynı zamanda AK Parti’nin temelini attı. Oğuzhan Asiltürk’ün başını çektiği Gelenekçiler Grubu, Demirel’le pazarlığa oturmuş ve uzlaşmıştı. Arınç ve Yenilikçiler ise 28 Şubat’ın mimarı saydıkları Süleyman Bey’i yeniden Köşk’e göndermeyi ilkesizlik sayıyor ve direniyordu. Sonuçta direnişçiler kazandı ve anayasa değişikliği tasarısı akim kaldı. Ama partideki kırılma iyice belirginleşmişti.
Fazilet Partisi kongresi büyük bir hesaplaşma ve bilek güreşine sahne oluyordu. Abdullah Gül’ü aday gösteren Yenilikçiler iddialıydı. Gül istikbal vaat eden bir akademisyen olarak öne çıkıyordu ama nihayetinde siyasette yeniydi ve ‘aşı’ idi; teşkilattan çıkmamıştı. Bunun ne anlama geldiği kongre günü anlaşılacaktı. Bindirilmiş kıtalar olarak salona doldurulan gençler Yenilikçileri linç edecek gibi davranıyordu. Ta ki “Bülent Abi” kürsüye çıkana kadar. Arınç, kürsüden o gençlere bir diskur çekti ve her şey normale döndü. Planlananın aksine Gelenekçiler salon hâkimiyetini de kaybetmişti. Gül kürsüden o gafı yapmasa büyük ihtimalle tarih başka türlü yazılacaktı. Gül, rakipleri hakkında ‘yaş yetmiş iş bitmiş’ anlamına gelecek bir cümle kurdu. Bir ucu yasaklı lider Necmettin Erbakan’a ulaşan ifade, aksaçlılar için de vefasızlık olarak kayıtlara geçti. Recai Kutan az farkla kazandı.
Yenilikçi hareketin ayrılış vaktinin yaklaştığı ve yeni partinin taşıyıcı sütunlarının neler olacağı kongre sonrasında netleşti. Abdullah Gül hem vitrin yüzü özelliği hem uluslararası kamuoyundaki sempatisi ile ön saftaki yerini aldı. Abdüllatif Şener, partinin çocuğu bir akademisyen ve ekonomi politikalarının takipçisi olarak yanında durdu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazanarak siyasi hareket için dönüm noktası haline gelen Recep Tayyip Erdoğan da temeldeki taşıyıcı unsurlardan biri olmalıydı. Yerel yönetimlerdeki başarının sembol ismi, yasaklı olmasına rağmen kaptan köşkünde başköşeye oturtuldu. Belediyelerde iyi sınav verilmişti ancak halk, merkezî siyaset konusunda kuşkuluydu. Arınç’ın liderliğindeki Meclis grubunun performansı tereddütleri izale etti. Yeni partinin aslında iki ana sütunu vardı, yerel yönetim tecrübesini taşıyan Erdoğan ve parlamenter siyasetin kurdu Arınç.
Bülent Abi, bir başka şey daha getiriyordu partiye: Vicdan. Birçok kişi Zeki Ergezen ve Bülent Arınç gibi insanların varlığını partinin sigortası olarak görüyordu. Ertuğrul Yalçınbayır ve Hüseyin Çelik benzeri isimler ise merkez siyasete açılmanın işaretleriydi. Şahsen AK Parti’ye verdiğim oylarda demokrasi mücadelesi düşüncesinin yanında bu isimlerin varlığı da etkili oldu. Arınç’ın ailesi de kamuoyundaki sempatinin sebeplerinden biriydi. O dramatik ve göz yaşartan kaza dışında aile ile ilgili kamuoyuna yansıyan hiçbir şey yoktu. O ve Meclis başkanlığı sırasında protokolde yanıbaşında duran Münevver Hanımefendi’nin mütevazı ve müstağni duruşunu eşimle defalarca konuşmuşuzdur. Aynı bordo elbiseyi farklı zamanlarda farklı programlarda üstünde görünce gıpta etmiştik. Başkalarının da dikkatini çektiğini görünce kendisine de ifade etmiştim.
Bülent Bey, uzun müddet partideki ağırlığını korudu. Erdoğan’a rağmen Meclis başkanı oldu. Gül’ün cumhurbaşkanı olmasında da en büyük pay onundu. Erdoğan kerhen, “Abdullah kardeşinin” adaylığına razı olmuştu. 22 Temmuz seçimlerinden sonra adaylıktan çekilsin diye Gül’e az baskı yapılmamıştı.
Arınç, “Ben herhangi bir vekil değilim, bir özgül ağırlığım var.” diye muhatap olduğu muamelelere isyan ettiğinde haklıydı ama geç kalmıştı. Altındaki halı yavaş yavaş çekilmişti, kendisi bile fark etmemişti. Bir de o hakkı başkaları dillendirmeliydi, kendisinin söylemesi şık kaçmadı. Fakat AK Parti artık öyle bir yer değildi. Çok kısa sürede o özgül ağırlıktan eser kalmadığı ortaya çıktı. 1999’daki kongrede yeni yetmelerin Gül’ü parçalamasına izin vermeyen Bülent Abi, bugün herkesin gözü önünde bitiriliyor. Yeni yetme diye meydan okuduğu kişi son görevlendirmelerde inadına Arınç’ın elinden alınan kurumların başına getirildi. “Özgül ağırlık” açıklamasının cezası TRT elinden alınarak verildi. O şimdi sadece sözcü ve Bülent Abi’yi bitirenlerin değirmenine su taşıyor. Bu hikâye böyle bitmemeliydi. [email protected]
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016