Bülent KORUCU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bedelli askerlikle ilgili soruyu cevaplandırırken ağzından şu cümleler döküldü: “Birileri zaman zaman çıkıp bu işi kaşıyorlar.” Durumdan vazife çıkaran ‘Her şeyi Paralele Bağlama Teşkilatı’ (HPBT) anında hummalı bir çalışma başlattı.
Hemen soruyu soran muhabir mercek altına alındı. ‘İmkânsız’ dedi kıdemli eleman: “En son havaalanında MİT’in Reza Zarrab’la ilgili raporunu sormuşlardı. Ondan sonra yurtiçinde ve dışında akreditasyon uygulanıyor. Zor soru soracak kimsenin yaklaşmasına izin verilmiyor.” O halde ‘Yayınlayan gazete’ diyecek oldular. Anında çürüttü: “Ondan da bir şey çıkmaz. Damat beyin kardeşinin yönettiği gazete manşet yaptı. ‘Bedelliye yeşil ışık’ başlığını bizimkiler attı.” Manşette güzel bir fotoğrafıyla birlikte beyanatın sahibinin Başbakan Ahmet Davutoğlu olduğunu hatırlayınca ‘kim söyledi’ kısmına hiç odaklanmadılar bile. Kaldı ki ondan önce de Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş başta olmak üzere birçok AK Partili yetkili konuşmuştu. O ana kadar sessizce tartışmayı izleyen ekip başı, tedirginlikle karışık öfkeyle sesini yükseltti: “Arkadaşlar, Reis Diyarbakır’da inen bayrağı ve Kobani olaylarını bile Pensilvanya’ya bağladı. Mantıklı olması gerekmiyor. Sadece HPBT’nin yönettiği gazeteleri okuyan insanlar sizin bildiklerinizi bilmiyor. Otosansür yapmayın, kendinizi sınırlamayın.” Bu çıkış sonrasında kısa bir sessizlik oldu. Sonra uğultu tekrar başladı.
Ekip Şefi onları uğultularıyla baş başa bırakarak elindeki listeyle odadan çıktı. Daha yapılacak epey iş ve denetlenecek çok birim vardı. Sıradaki işi kısaca ‘ayakkabı’ diye not almıştı. Ermenek’teki maden ocağında hayatını kaybeden Tezcan Gökçe’nin babası ve ayakkabıları önemli sorundu. Sosyal medya ayakkabılar üzerinden çalkalanıyordu; en ürkek gazeteler bile o kareyi basmak zorunda kalmıştı. Cenaze törenine yırtık lastik ayakkabılarla katılan baba Recep Gökçe’nin, “Param yok, param olsa ben bu ayakkabılarla gezer miyim milletin içinde?” sözlerinin şoku atlatılamadan bir de valiliğin verdiği lastik ayakkabılar gündeme düşmüştü. Hâlbuki Soma’da daha büyük krizler kolayca halledilmişti. Algı mühendisliği adına en zor konu olduğu için ayakkabı meselesini en sona bırakarak ‘saray’ ekibinin yanına gitti.
‘Bin odalı Ak Saray’ aslında en hayati konuydu. Ayakkabıları bile böylesine önemli kılan aslında gazetelerin sayfalarında yer bulan bin odalı Ak Saray fotoğraflarıydı. İki kare arasındaki mukayese bütün algı balonlarını patlatıyordu. Odaya biraz abartılı bir hışımla girdi. Meselenin ciddiyetinin yeterince fark edilmediğini düşünüyordu. Sesinin yüksekliğine, salladığı parmak ve çattığı kaşlar eşlik ediyordu. “Patron dışarıda diye hemen rehavete kapılmışsınız. Yurtdışından televizyonlardaki alt yazıya müdahale edebilen bir patronumuz olduğunu unutmayın. Amerika dedi, Küba dedi; o yapabileceğinin en fazlasını yaptı. Sizden hâlâ tık yok. Böyle giderse sizi ben bile kurtaramam.” Çalışmaların özetini aktarmak üzere kıdemli eleman söz aldı: “Aslında Reis 750 odalı mütevazı bir bina düşünmüştü. Ancak inşaatı yapan paralel müteahhit, sırf onun zor durumda bırakmak için bin oda yapmış. Devlete bir de yıkım masrafı çıkarmayalım diye mecburen razı olduk. Reis kendini feda etti, eleştirileri göğüslemek pahasına devletin malının yıkılmasına ve yeni masrafa izin vermedi.” diyebiliriz.
Şef memnun olmuştu ama belli edip gevşekliğe yol açmak istemedi. ‘Biraz daha çalışın’ talimatı ile birinci odaya gitmek üzere ayrıldı. Bedelliyi paralele bağlayacak senaryo öncelikliydi. Zira onu hem tek adam hem de ikinci adam takip ediyordu. Ancak gazete yayına hazırlandığı sırada henüz sonuca ulaşamadıkları için şimdilik son bilgiyi aktaramıyoruz.
NOT: Bu hikâyede anlattığımız kişi ve olaylar tamamen hayal mahsulü değildir. En azından bir kısmının gerçek olduğunu hepimiz biliyoruz.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016