Bülent KORUCU
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı seçim beyannamesinde ‘Çözüm Süreci’ni göremeyenler şaşırmıştı.
Açıklamasını duyanlar hayrete gark oldu! Başbakan, “Çözüm süreci yok ama ruhu var.” dedi. Asıl bomba sonraki cümleler. Şöyle diyor Ahmet Bey: “Beyannamede son gece fasiküller giderken basım esnasında birkaç sayfa ve bir de ‘içindekiler’ kısmı da yok. Çünkü o gece bile çalıştık, oradan doğan bir eksiklik. Ayrıca çözüm süreciyle ilgili bir bölüm vardı. Bir şekilde düşmüş. O eklenecek, ‘içindekilerle’ birlikte. Asli metinde vardı ama İstanbul’a giderken dijital ortamda bir-iki sayfada kaymalar olmuş, onu şeyde de fark ettik, içindekiler de yok mesela. Yeniden basıyoruz. Son anda yapılan bazı düzeltmeler oldu, oradan kaynaklanan bir şey.”
İzahat doğru ise durum vahim; böylesine önemli belgenin bütünlüğünü koruyamayan, en hayati bölümlerden birinin yokluğunu sorular üzerine fark eden bir idare olabilir mi? Açıklamanın doğru olmama ihtimalini düşünmek bile istemiyorum. Ama ne yazık ki bu ihtimal daha güçlü. Hem de izleri Başbakan’ın sözlerinde gizli. İçindekilerin de olmaması hatayı değil kastı işaret eder. Zira içindekiler basılsa ilgili bölüm basılmasa sansür tartışmasız ortaya çıkardı.
Şimdi cevabı aranacak soru, sansürü kimin yaptığı… Normalde süreçle ilgili metinler İmralı ve Kandil’in onayından geçiyordu. Lakin Erdoğan’ın Dolmabahçe protokolünü çöpe atmasından sonra seçenekler arasından çıktı. Geriye tek alternatif kalıyor: Saray. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, HDP ve MHP’nin oylarının yükselişini fark ettiği andan itibaren süreçte frenler devreye girdi. Erdoğan, en yakını iki bakan, Efkan Ala ve Yalçın Akdoğan’ın başköşede durduğu fotoğrafı ve mutabakat metnini ağır dille eleştirdi. İzleme heyeti kurulmasını doğru bulmadığını söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Hükümetimizin bu yöndeki kararı geçerlidir, heyet kurulacak.” beyanatı da boşluğa düştü. Bırakın heyet kurmayı, çözüm sürecini seçim beyannamesine almayı başaramayan bir ‘lider’ duruyor karşımızda.
Davutoğlu’nun ilk kez ters köşeye yatırılışı da değil bu. Ahmet Bey, şeffaflık paketi açıkladı. Seçim kampanyasında önüne fazlasıyla getirilecek yolsuzluk eleştirileri için ön almak istedi. Ancak Saray’dan gelen sert zılgıtla geri adım attı. Erdoğan’ın “Bunlar seçimden önce konuşulmaz. İl, ilçe başkanı yapacak adam bulamazsınız.” fırçasıyla konu kapandı. Ekonomi konusunda da benzer tablolar yaşanıyor. En son Erdoğan’ın ‘kriz var ama geçici’ sözleri eminim hükümette şok etkisi yapmıştır. Patatesin kilosuna 5 lira ödendiği ortamda, hükümet ‘kriz yok, kriz yok’ diye kitleleri hipnotize etmeye çalışıyordu. Cumhurbaşkanı ‘kriz var’ deyiverdi. İnsanlar sonraki cümleleri duymaz artık; en üst düzeyden kriz itiraf edilmiş olarak algılanır. Ekonominin sarsılması konusunda ‘sebep’ tartışması da sürüyor. Başbakan ve Yardımcısı Ali Babacan “Rant ve inşaat ağırlıklı ekonomi sürdürülemez, katma değer üreten sektörlere ağırlık verilmeli” görüşünde. Erdoğan ise tam tersini düşünüyor. Cumhurbaşkanı bunu basit bir fikir ayrılığı olarak da görmüyor. Doların fırladığı tartışma sırasında Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ve arkasındaki siyasi irade Babacan’a ‘hain’ anlamına gelecek ithamlarda bulundu. MİT Müsteşarı Hakan Fidan konusunda Erdoğan ile Davutoğlu’nun yaşadığı çatışma en önemli kırılma noktasıydı. Başbakan’ın yönlendirmesiyle istifa eden Fidan, Cumhurbaşkanı’nın vetosu üzerine tıpış tıpış eski görevine geri döndü. Her ikisinin de karizması yerle bir oldu.
Davutoğlu ‘bir şekilde düşen’ sayfaları bulup beyannameyi yeniden bastırabilir. Ama kaybının o sayfalardan çok fazla olduğu muhakkak.
NOT: Bu arada Başbakan’ın -tabii ki Cumhurbaşkanı’nın- gazetecileri mesleğin iyice içini boşalttı. Bu kayıp sayfalar senaryosunu dinleyen bir kişinin bile ‘sayın Başbakan, millet kendileriyle alay ettiğinizi düşünür’ dememiş. ‘Evet efendimciler’ en büyük zararı devletlulara veriyor.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016