Bülent KORUCU
Ülkemizde 30 yıldır akan kanı durdurmak için birçok girişim oldu. Her seferinde halk umutlandı ve barış ihtimaline kredi tanıdı.
Maalesef izahı pek mümkün olmayacak şekilde bütün denemeler hayal kırıklığı ile neticelendi. Şimdi de iki yıldır devam eden ve PKK terörünü bitireceği umulan ‘Çözüm Süreci'nin çöküşünü inkisar içinde takip ediyoruz. Başlarken temeli sağlam atılmamış, statiği iyi hesap edilmemiş ve doğru projelendirilmemiş bir inşaatın enkazı başındayız. Filmi başa sarıp ağır çekimde yeniden yeniden seyredip ‘nerede hata yapıldı?' sorusuna cevap aramalıyız.
Filmi başa sardığımda ilk karelerden biri şaşırtıcı ayrıntılarla karşıma çıktı. Çözüm Süreci ufukta henüz görünmeye başladığında Fethullah Gülen'in bir konuşması medyada yer almıştı. Hürriyet'ten Yeni Şafak'a kadar neredeyse bütün gazeteler o konuşmayı ‘Sulh hayırdır' başlığı ile haberleştirdi. Sürecin aktörlerini cesaretlendiren ve kamuoyundaki endişe dolu şüpheleri izale edebilecek bir yaklaşımdı. “Hangi dairede olursa olsun sulh-u umumîyi temin etmeye çalışmak ve barış içinde beraberce yaşanabileceğini ortaya koymak lazımdır. …Şimdi bunlar arasında da esasen bir sulh temin etmek gerekir. Bunun için de elden gelen her şeyin yapılması, gerekirse kan kusulması ama “kızılcık şerbeti içmiştim” denilmesi gerekir. Kur'an, “Hayır sulhtadır, anlaşmada, uzlaşmadadır. (Nisâ, 4/128)” diyor. Kur'an toplumun en küçük dairesi, aile açısından meseleye bakıyor. Kur'an-ı Kerim çok küçük dairede, molekül dairesinde meseleyi ele alıyor. Orada bu mesele hayırlıysa, kasaba dairesinde evleviyetle, şehir dairesinde evleviyetle, devlet dairesinde evleviyetle, cihan dairesinde evleviyetle hayırlıdır.”
O gün ihtiyaç o yönde olduğu için herkesin aynı başlığı atması doğaldı. Gülen, ülkenin parçalanmasını önlemek uğruna Hudeybiye Sulhu'ndaki mantık ve muhakemeyle hareket etmek gerektiğini vurguluyordu. Bugün o konuşmanın metnini okuduğumda karşıma bambaşka başlıklar çıkıyor. Gülen, öncelikle moda tabiriyle bir kırmızıçizgi çiziyordu: “Milli onur, milli gurur ayaklar altına alınmama kaydıyla, o mefkureye saygı devam ettiği müddetçe -bence- el de öpülebilir, etek de öpülebilir. Heyet-i İslamiye, heyet-i milliye arasında huzurun temini adına katlanılabilecek her şeye katlanmak lazım.” Bu ifadelerden şunu anlıyorum: Kişisel onurunuzdan feragat etmelisiniz ama devletin egemenlik hakkının devri anlamına gelecek şeyler yapmayın. Haftalarca kesilen karayollarına bigâne kalmayın, indirilen bayrağı sineye çekmeyin, sokak ortasında şehit edilen askeri, polisi görmezden gelmeyin...
Konuşmanın bir yeri var ki nasıl gözden kaçırmışım diye hayıflandım. Adeta bugünleri görmüş gibi şunu söylüyor Hocaefendi: “Ağır bile olsa sulha açık bulunmak gerekir. Böyle açık bulunursa insan, yine meşruiyet çizgisinde sulh stratejilerine de açık bulunur. Ama böyle bir şeye hep kapalı bulunuyorsa, belki o mevzuda sulh stratejileri oluşturmak mümkündür ama bazen enaniyetine, bazen hizip telakkisine, aidiyet mülahazasına, bazen de parti sevdasına feda edebilir.”
Yani sulh düşüncesini içselleştirmemişseniz, geçici süreyle sulh stratejileri oluşturabilirsiniz ama sonunu getiremezsiniz. Bazen şahsi egonuza ya da hizip ve parti sevdasına bir çuval inciri berbat edebilirsiniz. Daha ne desin!
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016