Bülent KORUCU
7 Haziran seçimlerinden sonra patlak veren terör dalgası maalesef dinmiyor.
Şehit haberleri yüreklere taşınması zor bir acı olarak düşüyor. Bu sefer alışık olmadığımız görüntüler de ortaya çıkıyor. Şehit ailelerini merkeze alan bir öfke patlaması yaşanıyor. O öfke bakanları, milletvekillerini, müftüleri, başbakanı ve cumhurbaşkanını ayırt etmeksizin hedef alıyor. AK Parti'nin önünde iki yol var: Ya bu öfkenin sebep ve sonuçlarını analiz edecek; ya da işin kolaycılığına kaçıp tepki gösterenleri karalayarak başını kuma sokacak. Ne yazık ki iktidar mahfillerindeki genel yöneliş ikinci şık doğrultusunda.
Şehit Yüzbaşı Ali Alkan'ın cenazesinde ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ın yaşadığı duygu patlaması iktidar mahfillerinde bildik refleksle karşılandı. Alevi, paralel, HDP'li, Ergenekoncu gibi ipe sapa gelmez ve birbirini nakzeden karalamalar yapıldı. Diğer şehit yakınlarına reva görülen de bundan farklı olmadı. Hukuk, ahlak ve insanlık bir yana stratejik olarak bile yanlış bir tutum. Anlamaya çalışmaktan çok susturmayı amaçlayan yaklaşım ateşe benzin döküyor. Her cenazede tepki bir kademe artıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere iktidar sahiplerinin öncelikle “acınıza ve tepkinize saygı duyuyoruz” mesajı vermesi lazım. Ardından öfkenin dayandığı temeller analiz edilmeli.
Neden hep bağrına taş basan aileler şimdi farklı konuşuyor. O psikolojiyi anlamak için şehit Uzman Çavuş Mehmet Koçak'ın eşinin söylediklerine bakmakta fayda var. Dilek Koçak söze ‘yıkılmadık' ilanıyla başlıyor ve “İki evladım var, inşallah 20 yaşına geldiklerinde onları da koç gibi asker yapacağım” diyor. Bu insanın askerliği ya da şehitliği anlamadığını iddia edebilir misiniz? Kocasının çocuklarına hasret gittiğini ağlayarak anlatan Koçak, “Çözüm süreci çözüm süreci diye insanları 3-4 yıldır oyalıyorlar. Nasıl bir çözüm süreci bu. Her gün bir şehit haberi geliyor. Allah rızası için, kendilerinin çocukları Amerikalarda Avrupalarda okurken, Cumhurbaşkanı altın kaşıklarda yemek yerken benim kocam 5 gündür evine gelmedi. Aç mı gitti susuz mu gitti kimsenin haberi yok. Nasıl bir çözüm süreci…”
Başta Başbakan Ahmet Davutoğlu olmak üzere pek çok partili çözüm sürecinin PKK'ya yaradığını, silahlanıp taban bulduğunu söylüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yakınlığı müsellem Sabah gazetesi ‘PKK süreçte 80 bin silahı şehirlere yığdı' manşeti atıyor. Vatandaş haklı olarak soruyor “terör örgütü bunları yaparken sizin eliniz armut mu topluyordu?” Şehit yakınları neredeyse AKP'lilerle aynı cümleleri biraz daha sert söylüyor.
Bakanlar Yalçın Akdoğan, Mehmet Müezzinoğlu, Taner Yıldız sanki milletin öfkesini provoke etmek için konuşuyor. ‘Başkanlık olsaydı kaos olmazdı' ne demek? Evvela içinde bulunduğu hükümeti zan altında bırakıyorsun. Terörle mücadelede ne gerekiyordu da, 13 yıldır tek başına iktidar olan AKP hükümeti yapmadı? ‘Şehit olmak istiyorum' diyen adamı yapacağı belli değil mi? Gönüllü yazılır, gidip Yüzbaşı Ali Alkan'ın şehit olduğu karakolda kaderini beklersin.
Öfkenin iki sosyolojik dayanağı daha var. Birincisi, şehit cenazeleri hep aynı mahallelere gidiyor. Toplumsal sınıflar arasında diğer adaletsizlikler tolere edilebilir ama ‘hep biz ölüyoruz' algısını yönetmek imkânsız. İkincisi, ülke bu durumdayken hükümetin kurulamamasını vatandaş hayra yormuyor. Astsubay Kıdemli Başçavuş Nurettin Öztürk'ün annesi bütün liderlere bir araya gelin çağrısı yaparken başka bir şehit yakını da ‘Niye hükümet kurulmuyor?' diye soruyordu. ‘Bizim çocuklarımız ölüyor, bunlar siyasi rant peşinde' kanaati topluma hakim oluyor. “Oylarımız artıyor” açıklamaları ‘İstikrar oylarıyla en az 276' manşetleri vatandaşın gözünden kaçmıyor. Başınızı kumdan çıkarın artık!
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016