Bülent KORUCU
Ankara'da 97 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının ardından akla ilk gelen soru ‘güvenlik zafiyeti var mıydı?' Cevabı çok belli değil mi, biz neyi tartışıyoruz anlamıyorum
Lise mantık kitaplarındaki basit önerme ile izah edeyim: Güneş varsa gündüzdür! Bomba varsa, onlarca ölü, yüzlerce yaralı yerde yatıyorsa en hafif ifadeyle ihmal vardır. Bu kadar apaçık gerçeğe rağmen hâlâ ‘ihmal yok' ya da ‘bir bakalım varsa gereğini yaparız' denilebiliyorsa, daha büyük bir açık söz etmemiz gerekiyor: Demokrasi açığı.
Bir ülkede demokrasi zafiyeti varsa, devleti yöneten siyasi kadrolardan ve bürokrasiden hesap sorulamaz. Diyarbakır saldırısında olduğu gibi ailesi, “Çocuğumuz IŞİD'e katıldı, onu bulun, çok kötü şeyler olabilir” diye şikâyet dilekçesi verir. Yargının takip sistemi olan UYAP'a müşteki ağabeyin ismi girer. Aranması gereken kişi de elini kolunu sallayarak mitingde bomba patlatır. Daha önce de müsteşar olarak adliyeyi yöneten ‘bağımsız' Adalet Bakanı Kenan İpek, bu itirafa rağmen koltuğunda oturmaya devam eder.
Başka neler olur? Diyarbakır bombacısıyla aynı çay ocağında doktrine edilen başka bir terörist, vücuduna sardığı bomba ile Suruç'ta 32 kişiyi katleder ve ülkenin bir ateş topuna dönmesinin fitilini ateşler. Yetmez, o çay ocağında yetişen ağabeyi ise Ankara'daki büyük saldırıyı gerçekleştirir. O ülkenin emniyet-istihbarat birimleri aynı delikten üç defa ısırılır fakat güvenlik açığı oluşmaz(!) Demokrasi zafiyeti, hesap sorma mekanizmalarının çalıştırılmasını engeller. Pişkince ‘yok' diyeni acı tebessümle izlemek dışında elinizden bir şey gelmez.
Listeyi uzatalım: Terör örgütü PKK/KCK şehirlere bomba ve silah yığar. Onlarla 150'ye yakın güvenlik görevlisini şehit eder. O yığınağı önlemekle görevli olanlar, itirafçı ve şikâyetçi pozisyonunda konuşmakta beis görmezler. “Sarı çizmeli Mehmet Ağa mı istihbarat toplayıp tedbir alacaktı?” sorusu demokrasilerde abestir. Lakin bizde muhataplar mahcup olmak yerine zeytinyağı gibi üste çıkmayı sürdürür.
Demokrasi zafiyeti sadece güvenlik riskini büyütmez; ekonominin sütunları da birer birer yıkılır. Enflasyon patlar, işsizlik rekor kırar, döviz hedefi üçe katlar. 13 yıldır Hazine'nin başında oturan bakan, muhalefet sözcüsü gibi yapısal sorunlardan ve yolsuzluğun zararlarından bahseder. Kendisine ve bürokratlarına yapılan ‘ihanet' imaları üstüne de bir bardak soğuk su içer. Hayat böyle sürer gider. Kimse de “hani bunlar haindi?” veya “Sayın Bakan, yakındığınız sorunları 13 yılda niye çözmediniz?” sorgulaması yapmaz. Yapsa da sonuç alamaz.
Yargı bir intikam aracına dönüşür. Anayasanın 90. maddesine göre üst norm olarak imza attığımız sözleşmelere ve ülke olarak aldığımız mahkûmiyetlere rağmen cumhurbaşkanına hakaret ülkedeki en tehlikeli suç oluverir. Gazeteci dövenler yakalanır ve salıverilir. Canlı bomba olduğu gazetelerde çarşaf çarşaf yazılan kişiler İstanbul'da emniyet müdürlüğüne saldıracak kadar yaklaşır, Başkent'i kana bular. Twitter kuşuna nefes aldırmayan savcılar, Diyarbakır bombacısının ilişki ağını 5 ayda çözemez. “Niye?” sorusu manasını yitirir.
Sandık, demokraside yerine göre seremoni ve en fazla bir araç. Halk, devlet yetkisi kullanandan hesap soramıyorsa, 97 can kaybı ve yüzlerce yaralıya rağmen ‘ihmal yok' denilebiliyorsa, her hafta seçim yapsak ne yazar. Demokrasi zafiyetini ortadan kaldırmadan arpa boyu yol alamayacağız. Anlayalım artık.
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016