Bülent KORUCU
Oda TV Davası'nın tutuksuz sanığı Ahmet Şık yeni kitabıyla gündemde. Gözaltına alınması öncesinden alarak bugüne kadar yargılandığı davayı ve diğer güncel meseleleri kendi penceresinden anlatıyor.
Oltanın ucundaki yem gibi bir de 'belge' eklemiş kitabına. Yem işe yarayacağa benziyor, daha şimdiden birkaç gazetede haber oldu. Belge dediğime bakmayın, lafın gelişi ve Şık'ın sunma çabası öyle. Nerede ve kimin hazırladığı belli olmayan imzasız birkaç sayfa 'excel kitapçığı' söz konusu. Yeni kitabında kendisine 'kısa, imzasız bir Word belgesi' ile komplo kurulduğunu ileri süren birinin biraz daha dikkatli olması gerekmez mi? Kaldı ki onun suçlanmasına yol açan 'kısa, imzasız bir Word belgesi'nin en azından hangi bilgisayardan çıktığı belli.
Ahmet Şık'ı yalanlayan Ahmet Şık bir önceki kitapta daha fazla var. Hani şu üzerine fırtınalar koparılan ve aynı konudaki kitaplardan 'kes yapıştır'la hazırlandığı anlaşılan kitap. 'Dokunan yanar' kitabında Ahmet Şık, 'Fethullahçı Polis' listelerine ağır eleştiriler getiriyor. Bunu yaparken de Uğur Dündar, Tuncay Özkan ve Avni Özgürel gibi güvendiği kalemlerden alıntılara yer veriyor. Mesela Tuncay Özkan şöyle yazmış: "...Ankara'da hazırlanan Fethullahçı polisler listesinde Emniyet Genel Müdürlüğü'nde daire başkanı olarak görev yapanlar, Alevi kökenli olanlar, Fethullah Gülen'den çok 'Yeni Rakı'yı sevenler de var. Ama hepsi Fethullahçı oluveriyorlar. Neden? Sanki durum öyle gerektirdiği için birileri okul yıllıklarını önlerine açıp liste yapmışlar. Sonra, bazı abileri uyardıkları için, o listeleri 1992 yılında hazırlanan Fethullahçılar raporlarında adı geçenlerle birleştirivermişler. Aslında bu olayların gizlenen yönlerini Ankara DGM'nin savcı kadrolarının bildiği kesin. Silahlı Kuvvetler'den de bilenler var. Çünkü bu raporlar oralara da gönderilmiş."
Avni Özgürel'in yazdıkları daha açık ve isim veriyor: "...Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral ve ekibinin ekseninde ortaya çıkan tablonun hedefi ne Fethullahçılar, ne Yeşil, ne de Özal Baysal. Telefon izlemenin tek amacı var: Bürokraside arzulanan hedeflere ulaşmakta faydası olacağı düşünülen siyasilere özel bilgi taşıyıp onları borçlandırmak... Bilican'ın 'kol kırılır yen içinde kalır' mantığıyla soruşturma yapılmaması eğilimi içine girmesi. Ama izlemeyi yapan alt düzeydeki emniyetçiler görevlerinden alınınca, onların feryatlarıyla ip koptu. Fethullahçı izlemesi ve raporu işte bu feryatların yol açacağı sonuçları gören Ankara Emniyeti'nin ayaküstü bulduğu bahane. Öylesine eller ayaklara dolaşıyor ki, listeye koyulan isimlerden birinin Alevi, birkaçının askerde, kiminin Bosna'ya tayin edilmiş olduğu bile araştırılamıyor, aceleden aynı isim birkaç kez yazılıyor. Müfettişlere Fethullahçılar Raporu konusunda bilgi veren bir emniyetçi, "Bizden teşkilatın albümleri ve iç hizmet için hazırlanan rehberler istendi, liste hazırlandı. Hatta Ferruh Tankuş'un hatırı için İstanbul'da onu kovan Müdür Muavini Ahmet Pek'in adı da eklendi."
Kaçıncısı olduğunu takip etmekte zorlandığımız listelerden sonuncusu Şık'ın kitabında servis yapılıyor. Albümler, almanaklar, iç hizmet rehberlerinden yararlanarak bu tür listeler çok hazırlandı. Ama hakkını teslim edelim, en profesyonelce olanı bu! Şimdi güya içeriden sızmış! Böylesi daha inandırıcı olur diye düşünmüş olmalılar. Bir de bazı ayrıntılarla süslemişler. Yalanı eskiden ikiye ayırıyordum: yalan ve kuyruklu yalan diye. Şimdi üçüncüsünü de ekliyorum: ayrıntılı yalan. Teyit edilmesi mümkün olmayan ayrıntılar eklenerek inandırıcılık katsayısı artırılıyor. Düz 'işte Fethullahçı polisler' desen kimse inanmıyor; teferruata girmek lazım. Birinin yanına bilgi olarak '10 YTL himmet verdi' yazıyor mesela. Himmetin ne demek olduğunu bilenler katıla katıla gülebilir. Fakat öyle yapmayın, bakın çocuklar her listede kendilerini geliştiriyor. Üç-beş liste sonra inandırıcı kıvamı bulabilirler, azimlerini kırmayın! Bu arada Ahmet Şık'a iyi satışlar dileyelim. Beklentisini çok yükseltmesin, Hanefi Avcı kadar iyi satması imkânsız. Son bir not: Umur Talu'nun, Şık'ın 2. kitabının önsözünde dediği gibi "kimse, arşivinden, tarihinden, kendinden kaçamaz."
Yazarlar
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye süreci’ ile 15 Temmuz’u birlikte anma… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluAKP’nin AB planı: Çözüm süreci, sermaye akışı için nasıl kullanılacak? 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
4.02.2016
1.02.2016
23.02.2016
5.02.2016
2.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
15.01.2016
1.02.2016