Halil BERKTAY
Öyle bazı tavır ve söylemler var ki, ruhsuz gaddarlıkları içinde insanın kanını donduruyor.
Taraf’ın (ve Okuma Notları’mın) daha ilk zamanlarıydı. 21 Ekim 2007 çatışmasında PKK sekiz askeri kaçırmış ve sonra bırakmış; derken zamanın bakanlarından Mehmet Ali Şahin ve Cemil Çiçek’in işaretiyle bu askerlere karşı bir saldırı başlatılmış; şimdi Ergenekon tutuklusu olan küçük ve şişman yerli nazi lideri de esir askerlerin ancak “tabutlarının içinde” dönselerdi onurlarını korumuş olabileceklerini buyurmuştu.
Bu hezeyan ortamında, Hürriyet’te Ege Cansen de 3 Kasım 2007 köşesine Türkiye toplumunu ikiye ayırarak başlamıştı. Bir yanda “ülkenin ve milletin birliği ve bütünlüğünü savunanlar”; diğer yanda ise “AKP’nin akıl hocalığına soyunmuş, cumhuriyet düşmanı olmakla müftehir (Türkiye’yi Amerika ve AB yönetsin diyen) ‘mandacı aydınlar’” vardı. Ve bunlar şimdi bir de hümanist gerekçelerle barış istiyor, savaşın icaplarına karşı çıkıyordu. Oysa, diyordu bombastik sahteliklerin büyük mütefekkiri Ege Cansen, “1. Hayatın en büyük gerçeği ölümdür. Ölmeyecek olan doğmaz. Doğmayanın da hayatı olmaz. Yaşamak, her zaman bir savaştır. 2. Tarihin en büyük gerçeği savaştır.”
Bunların, 20. yüzyıl başlarının Sosyal Darwinist sahte-biliminden apartılmış ön-faşist fragmanlar olduğunu göstermeye çalışmıştım (bkz 17-22-24 Kasım ’07 ve devamı; Weimar Türkiyesi içinde, 2-8. yazılar). O gün bugündür, proto-faşizmin gerek İttihatçılık ve Kemalizm, gerekse Kürt milliyetçiliği ve PKK üzerindeki etkisini irdelemeye devam ediyorum. En son, KCK anayasasının Abdullah Öcalan’a tanıdığı özel konumun bir Führerprinzip uygulaması olduğunu, bu yılın Mart-Nisan aylarında döne döne yazdım. Kimseden farklı bir açıklama, bir reddiye, hayır, öyle değildir diyen bir cevap alamadım.
Belki şundandır : belirli bir tür “solcu”nun vahşet savunusu o kadar çıplak, teorik ve ilkesel değil; daha dolaylı, dolambaçlı ve gizli kapaklı olabiliyor. Eski Atina’da, İÖ 5. yüzyılın ikinci yarısında Sofistler denen düşünürler vardı. Zamanın zengin delikanlılarına iktidar danışmanlığı yaptıkları; içerikten bağımsız tartışma becerileri öğrettikleri söylenir. Plato birçok diyalogunda Sokrates’i bu Sofistlerin (Gorgias, Protagoras, Hippias, Kritias, Kratylus gibi) önde gelen temsilcileriyle kapıştırır ve objektif idealizmin genelleme gücü, hepsinin bölük pörçüklüğünü, soyutlama düzeyi zayıf argümanlarını dümdüz eder.
Sokratik yöntem ve değerlerin zaferi, en azından Plato’nun aktarımıyla, Sofistlerin ucuz ve âdî lâf cambazları olarak tanınmasına yol açtı. 12 Eylül 2010 referandumu öncesinden bugüne kadar, yani yaklaşık iki yıldır, hem PKK ve BDP’nin bütün barış olanaklarını sistematik biçimde sabote etmesine, hem de bu süreçte onlar lehine ileri sürülen “solcu” argümanlara bakıyorum. Bana en kötü anlamıyla sofistliği : söylediğine kendisi de inanmaksızın ilk akla gelen “açıklama”lara sarılmayı, alelacele lâf yetiştirme veya sokuşturmayı, formel mantık oyunlarıyla o ânı idare etmeyi çağrıştırıyor.
PKK’nın (a) 2011 yılında barış umutlarını berhava etmesi ve (b) sivillere yönelen çıplak şiddet, kelimenin gerçek tanımıyla terör eylemleri karşısında, işi hafifletme (trivialize etme), vahşeti normalleştirme ve vicdanî tepkiyi küçümseme ahlâksızlığını, geçmişte de çeşitli biçimlerde yaşadık.Taraf ve Radikal sayfaları dahil birçok yorumcu, “ezilen”in “haklı şiddet”ine derece derece mazeretler buldular. Çaresizlik dediler; tarihsel asimetri dediler; “savaş zaten var” dediler. Özellikle bu sonuncu mantığa göre, bir “savaş” vardı, bir de (benim “vahşet” dediğim) bazı kötü şeyler. “Savaş”ın kendisi yanlış ve kötü değildi, çünkü “haklı [devrimci] şiddet”ten kaynaklanıyordu. Zaman zaman yol açtığı kötü şeylere ise katlanmak gerekirdi, çünkü “savaşta böyle şeyler olur”du. Burada akıl yürütüş tarzı, [haklı, devrimci] savaşın “normal”liğinden, münferit olaylar şeklinde orada burada yol açtığı vahşetlere o kadar da kızmamaya ve PKK ile müttefiklerinden bunun hesabını sormamaya uzanıyordu.
Bu arkadaşların aklına hiç tersi gelmedi yani vahşetin “anormal”liğinden geriye doğru düşünüp, bizatihî bu savaşın “anormal”liğine varmak. Yapamadılar, çünkü işte o “haklı, devrimci şiddet” teorisiyle göbek bağlarını bir türlü kopartamadılar, kopartamıyorlar.
Buna karşı, 18-22-23-25-29 Şubat 2012 ve sonrasında bir yığın yazı daha yazdım, söz konusu “haklı şiddet” teorisinin hangi çağda ortaya çıktığı, o koşullar kalmayınca da nasıl parçalanıp enflasyona uğradığına dair. “Haklı şiddet”in 1970 ve 80’lerdeki dejenerasyonu (suikastler, adam kaçırmalar, 1972 Münih Olimpiyatları, Kara Eylül, şehir gerillası, Leyla Halid, Tupamaro’lar, Achille Lauro’lar) için söylediğim her şey, şimdi PKK’nın eylem çizgisinin tıpa tıp aynı dejenerasyonunda somutlanıyor.Tesadüfî değil, kaçınılmaz bir dejenerasyondur bu. Temelinde, en azından bugün haksızlaşmış, Türkiye’deki Kürt halkının temel talep ve ihtiyaçlarından kopmuş bir savaşın, bir “silâhlı mücadele”nin gereksizliği, dolayısıyla haksızlığı, dolayısıyla anormalliği yatıyor.
Önümüzde kötü, karanlık yıllar var. Yeni bir barış mücadelesi, tuzla buz olan inandırıcılığını tekrar kazanacaksa, şiddete en küçük bir şekilde prim vermeyi yüzde yüz reddetmek; sadece özel terör eylemlerinin vahşetini değil, bizatihî onları doğuran savaşı anormal saymak zorunda.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir toplum geleceğe nasıl hazırlanır? 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTürkiye’nin dilleri, İslam’ın lehçeleri, Allah’ın ayetleri 20.10.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKültürel hegemonya: “Hay Bin Yakzan” bize ne söyler? 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRMilyonlarca dolarlık LPG filosu ve otel zinciriyle Paramount operasyonunun en dikkat çekeni: Şaban K 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERFransa’yı krizden kurtaran emeklilik hakları 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuHukuksuz Türkiye inadı ve af… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIREkonominin düzelmesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bağlı… 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞTrump’ın meşruiyeti var mı ki! 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Bora“Çetin Ceviz Çıkan Ankara Ahalisi” 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENSadece DEM mi, ya CHP'nin ettikleri? 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRDEMOKRATİK TOPLUM VE "YILIŞIK" FOTOĞRAF 4.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024