Hüseyin ÇAKIR
Bir şeyin tekrarı demek bire bir kopyası anlamına gelmiyor. Filozofun söylediği gibi “Aynı nehirde (akan suda aynı anda) iki kere yıkanılamaz.”
1920’de kurulan Cumhuriyet rejimi değişen dünya, değişen akıl, zihniyet ve ideolojilere karşı kurucu felsefesinde zamanın ruhuna uygun, uyumlu olarak Anavatan Partisi (ANAP) iktidarı ile değişim ve yeniden yapılanma arayışı içine girmişti. İki temel noktada değişim öne çıkmıştı. Birincisi, ithal ikameci ekonomi politikaların terk edilmesi, Serbest Pazar Ekonomisi, ikincisi özgürlükler alanının genişletilmesi: Dini inanç, düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü. Özal bunu mealen şöyle tanımlıyordu; “serbest teşebbüsün gelişmesi için bireysel özgürlüklerin AB standartlarında olması lazım” diyordu.
141-142-163’ün kaldırılması, Kürt kimliğinin devlet tarafından tanınması (Kuşkusuz cumhuriyet tarihi boyunca, özgürlük, demokrasi mücadelesi verenlerin emeği, direncinin yarattığı birikim ) Özal ANAP’ı döneminde gündeme getirildi.Aynı zamanda devletin iktidar gücünü kıracak olan serbest pazarı geliştirmek için özelleştirme programı gündeme geldi. Bütün bu adımların özeti, ekonomide ve siyasal alanda liberalleşme, cumhuriyetin kurucu felsefesinde revizyon yapmaktı.
Bu revizyon süreci devletin “zinde güçler”nin PKK’ye ve bölücülüğe karşı “topyekun savaş” stratejisinin devreye girmesiyle başka bir yola girildi. Bu yol, “Bu memlekete komünizm gelecekse onu da biz getiririz” zihniyetinin yolu. İkincisi Doğan Avcıoğlu’nun tezleri bugünün devlet, iktidar, aydın ve sivil zinde güçlerine yol göstermeye devam ediyor. Avcıoğlu, “ Ordu gücü, son yüzyıllık Türk tarihinin gerçeğidir. Bu, Batı ülkelerindeki gibi, dar anlamıyla anlaşılan bir kapalı asker topluluğu değildir.
Ordu gücü, son yüzyıllık tarihine damgasını vuran, bazen başarılı, bazen başarısız denemelerle, bağımsız ve uygar bir Türkiye’nin inşası için çırpınan asker -sivil devrimciler topluluğudur.” Nereden çıktı bu denilebilir. “Akan suda aynı anda iki kere yıkanılamaz” ama aynı akan suda ikinci kere yıkanılabilir.
Bu canım güzelim memlekette ne zaman, devlet ve iktidar bir "operasyon" yapmaya karar verirse: Önce Çanakkale ruhu, şehitlik, şahadet şerbeti içme, beyaz kefen giyme ve bölünme, bölücük karşısında "milli birlik, beraberlik" kopya açıklamaları başlarsa, arkasından ya sopa, ya da "kes sesini" geliyor.
İkinci Cumhuriyet, demokratik cumhuriyet, yeni Türkiye falan, filan derken, az gittik uz gittik, döndük dolaştık “tek millet, tek devlet, tek bayrak ( sanki başka bayrak isteyen varmış gibi) yüce devlet, güçlü ordu, dört bir taraftan çevrili dış düşmanlar ( üst akıl) ve iş birlikçiler…” En sonunda iktidarın “devlet düşmanı, hain, teröre destek verenler…” olarak gördüklerini (Erdoğan ve derin AKP’liler belirliyor) vatandaşlıktan çıkartacağız noktasına gelindi, yani; “ya sev ya terk et.” İkinci nokta, Kürt meselesinde, Oslo, Habur, İmralı görüşmeleri, barış süreci ve Dolmabahçe protokolünden, “son teröristi yok edinceye kadar…” noktasına gelindi.
Özal’la başlayan liberalleşme, DP’nin de mirasçısı, AB sürecini tamamlayacak, askeri vesayet rejimine son verme iddiasıyla ortaya çıkan AKP’nin 2010’dan sonra ruhuna bir şeyler kaçtı herhalde! Biraz tek parti dönemi, tek adamlık, biraz 1930’ların Musollini, Hitler “millet” ideolojisi 1950’li yıllar çok partililik ve çoğunlukçu (19.yy demokrasi anlaışıyla) demokrasi ruhuyla harmanlanmış, kin, öfke dolu sesle bağıran, öfkeli, alkışlayanların dışındaki herkese her türlü muhaliflere, eleştiren kim olursa olsun hain, millet düşmanı diyen birinci cumhuriyet/ İttihat Terakki ruhu akarsu kenarında duran “ikinci tekrar cumhuriyet” kuruculuğu ortaya çıkıverdi.
Kim kuruyor ikinci tekrar cumhuriyeti, bu süreç hangi aşamada? Öyle görünüyor ki aynı ırmakta su akmaya devam edecek, kimler bu suda yıkanacak, kimler karşıya geçecek, kimler boğulacak? Kim kimin ayağına taş bağlıyor daha belli değil!
Suçlular ve güçlüler el ele kol kola…
http://kuyerel.org/yazarlarimizYaziGoster.aspx?id=2550&yazarId=29#sthash.BTm8zS3I.dpuf
Yazarlar
-
Akif BEKİKimmiş bakalım devlete saldıran? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBüyük eşik atlandı, sıra mayınlı alanda… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasPara vermeden diploma alanlarımız da bunlar 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSistem çürümüş ki nasıl çürümüş 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHayır, bu Türklük Sözleşmesi değil! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.05.2018
13.05.2018
6.02.2018
29.04.2018
22.04.2018
8.02.2018
1.02.2018
25.03.2018
19.03.2018
11.03.2018