Kurtuluş TAYİZ
PKK lideri Abdullah Öcalan, çözüm sürecinden çekilebileceğini açıkladıktan sonra nihayet Cengiz Çandar’ın övgüsüne mazhar oldu. Çözüm süreci yolunda ilerlerken Öcalan’a “AKP’nin STK yetkilisi” diyen bu çevreler, süreç zora girince Öcalan’ı yere göğe sığdıramamaya başladılar. Öcalan yine bir anda Türkiye’nin en büyük siyasi aktörü oldu, Ortadoğu’nun ve Balkanlar’ın en önemli siyasi lideri ve hatta Dünya’nın, Mars’ın…
Velhasıl, çözüm sürecinden çekilen Apo, candır; barışan Apo kötü, savaşan Apo iyidir!
Çandar’ın duyduğu coşku satır aralarından taşıyor. “Ama’sız barışı” destekleyenleri yandaş ilan eden Çandar, “Ama’sız savaş” yandaşlığı yapmaktan utanmıyor. “Kürtlere kulak veriliyor mu” başlıklı yazısında Çandar, BDP’li yöneticilerin kulağına ne kadar çok “süreç bitti, sürecin sadece adı var, sizi kandırıyorlar” diye fısıldadığını anlatıyor.
Anladığım kadarıyla bu süreç bitmeden ana akım medyanın önemli aktörleri muratlarına ermeyecek, rahatlamayacak.
Haklılar; 2013’ün kanlı geçeceğini öngörmüşlerdi ama olmadı; çözüm süreci bütün beklentilerini altüst etti.
Aralık 2012 tarihli Foreign Policy dergisi, 2013’te Türkiye’yi çatışma haritasına almıştı.
Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi devletle PKK arasında büyük savaş yaşanacaktı.
Çandar’ın katılarak aktardığı bu analizin bir kehanet olmadığı, daha çok bir beklenti olduğu ve bir planı yansıttığı bugün daha iyi anlaşılıyor.
Uluslararası güç merkezleri aralık ayında Türkiye için kanlı bir gelecek tahayyül ederken, siyasal iktidar, alttan alta çözüm sürecini hazırlıyordu.
Ama bu kez öncekilerden farklı olarak “üçüncü devletler” veya “üçüncü taraflar” masada yoktu. Kıyamet de bundan koptu; o günden beri Ankara’da roketler havada uçuşuyor, bombalar patlıyor. Doğrudan süreci başlatan Başbakan Erdoğan’ı hedef alıp, tehdit ediyorlar. İmralı da bu tehditlerden payına düşeni elbette aldı.
Öcalan, Selahattin Demirtaş’a (Gezi olayları patladıktan sonra, haziran ayında) adeta yakınarak süreci engellemek isteyen güçlerle ilgili şunları söyledi: “Türkler ve Kürtler adına son iki yüzyılda şiddet sarmalı üretildi. Bu barış süreciyle şiddet sarmalından çıkmaya çalışıyoruz. Barışı kendi özgücümüze dayanarak inşa etmeye çalışıyoruz. Ancak içeride ve dışarıda bazı çevreler var. Bunlar Kürtlerin-Türklerin birbiriyle barışmasından rahatsız. Bu şiddet sarmalını bize dayatanlar, bu defa bizsiz barışamazsınız demeye getiriyorlar. Yani savaşınızı da biz yaparız, barışınızı da biz yaparız diyorlar. Özgüce dayalı bir barışı inşa etmemiz lazım. Bunu başaramazsak, bu şiddet sarmalını Türklere ve Kürtlere bir kader olarak dayatmaya devam edecekler.”
Çözüm sürecine sadece yerli bir dinamiğin değil, uluslararası bir dinamiğin daha çok direndiğini düşünüyorum. Bu direncin varlığını kuşkusuz siyasal iktidar da, İmralı da yakından hissetmişe benziyor. Gelinen aşamada sürecin bittiğini düşünmüyorum.
“Stratejik konum” talep eden Öcalan, bu talebinin karşılanmaması durumunda süreçten çekileceğini açıkladı. 15 Ekim’e kadar devlet heyetiyle Öcalan arasında bir görüşme daha gerçekleşmesi bekleniyor. Görüşme gerçekleşirse orta bir yol bulunacağını tahmin ediyorum.
Öcalan’ın görüşmelerle ilgili olarak aklındaki modelin Mandela modeli olduğunu daha önce yazmıştım.
Görüşme koşullarının değişmesini istiyor.
Hükümet yetkilileri ise çözüm sürecinin başladığı ilk günkü mutabakata işaret ederek, Öcalan’ın Gezi olaylarından sonra çıtayı yükselttiğini düşünüyor. Bir ara formülün bulunabileceğini tahmin ediyorum. Konsensüs’ün “Türkiye Gündemi Araştırması-Eylül 2013” isimli anketini hatırlatarak yazımı bitirmek istiyorum.
Araştırmaya göre çözüm sürecine destek yüzde 62. Devletin Abdullah Öcalan ile görüşmesini onaylayanların oranı ise 9 ay içerisinde 25 puan artarak yüzde 43’e ulaştı.
İmralı’yla görüşmelere destek giderek artıyor.
Yani Türkiye halkı, Öcalan’la görüşmeye “devam” diyor.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019