Kurtuluş TAYİZ
Siyasetçileri anlamakta zorlanmıyorum; onlar, hükümetin meşruiyetini sorgulayabilirler. İşleri bu. Bunun doğruluğu, yanlışlığı tartışılabilir elbet. Muhalefet, hükümet aleyhindeki her gelişmeyi tabii olarak fırsata dönüştürmek isteyecektir. Ancak politik aktörlerden daha ateşli bir şekilde hükümet düşmanlığı yapan medya aktörlerini bir türlü anlayamıyorum. Siyasi görüşleriyle alıp veremediğim yok; hükümetin gitmesini de isteyebilirler, zehir zemberek yazılar da döşeyebilirler. Ancak kara propaganda yapmaya ve darbeye zemin hazırlamaya hakları yok.
Hükümetin meşruiyetinin kalmadığını ilan eden, Başbakan'ın istifa etmesini ve hemen yargılanmasını isteyen Hasan Cemal, Cengiz Çandar ve aynı görüşleri paylaşanlara sormak gerekmez mi?
Karanlık bir örgütün başını çektiği Başbakan'ı devirme operasyonuna katılanların meşruiyeti kaldı mı? Derin devletin yürüttüğü psikolojik harekâta ortak olan medya aktörlerinin meşruiyeti var mı? Hukuk kılıfına büründürülmüş bir darbe girişimine payanda olanların meşruiyetinden bahsedilebilir mi?
Bu soruların çok anlamlı olmadığını da biliyorum; zira bu çevreler, darbecilerin yerine Başbakan'ın koluna kelepçe vuracak heyette bulunmayı isteyecek kadar hevesliler. Maalesef, gayri meşru yollarla hükümet devirmenin her geçen gün normalleştiğini, giderek meşrulaştığını izliyoruz. Diktatörlükten şikâyet eden medya, adeta 'darbe sevenler kulübü'ne döndü. Siyasete dışarıdan müdahale, daha çok adını andığım yazarların katkısıyla meşru gösterilmeye çalışılıyor. Paralel çete, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı alenen hedef alan bir operasyon yürütürken, bu yazarlar eliyle de operasyona meşruiyet kılıfı geçirilmeye çalışılıyor. İnternete sızdırılan ses kayıtları, bu yazarlara verilen ara paslar gibi; onlar darbenin neden “gerekli” ve “kaçınılmaz” olduğunu halka pazarlamaya çalışıyorlar. Hasan Cemal'in bütün yazarlık hayatı, aslında derin devletten gelen bu ara pasları gole çevirmekle geçti. Cemal'in onlarca kitabı sırf bu kirli ayak izlerini örtmek için kaleme aldığı, bugün daha iyi anlaşılıyor.
Başbakanları eleştirmek bu ülkede hiçbir zaman yürek işi olmadı, hep hesap işiydi, zamanlama meselesiydi. Siyaset kurumu bu ülkede her zaman zayıf olmuştur. Bu ülkede en kolay iş Başbakan’ı eleştirmek, aslı astarı olmayan suçlamalar yöneltmektir. Başbakan'a saldırdığı için ödüllendirilen bu yazarların giydiği kahramanlık pelerininin altında aslında profesyonel darbeciler gizli. Bunlar, zamanında Başbakan'ın etrafında pervane olan, ona yaklaşan, dost görünen ama derin devletten gelen ilk işaretle de gerçek kimliklerine dönen, vesayetçi yüzlerini gösteren kişiler.
Bugün paralel devletle birlikte çıktıkları yeni bir darbe serüveninde işi Başbakan'ın kellesini istemeye vardırdılar. Korkutma, sindirme, tehdit, şantaj gibi her türlü yönteme başvuruyorlar.
Şu sıralar Hasan Cemal, Cengiz Çandar ve daha nicesinin yüzünde Adnan Menderes ve arkadaşlarına olmadık eziyetler yapan, onu ipte sallandıran adamların çirkin ifadesi var, o korkunç cinayeti işleyen cellâtların soğukkanlılığı.
Bu ülkede hiçbir seçmen, hiçbir vatandaş hükümetlerin yolsuzluğuna göz yummaktan yana değil. Aşağıladığınız, küçümsediğiniz AK Parti'ye oy veren insanlar da buna dâhil. Kimse bu ülkede ne padişah olarak kalabilir, ne de sultan. Ama halkın, daha önce yüzünü gördüğü, yakından tanıdığı paralel devlete, bu çetenin uzantısı olan darbeci medyaya teslim olmaya niyeti yok. Bu halkın güçlü bir sağduyusu var. İş sandıkta biterse, halk bu çetelere prim vermez. Ama işi sandığa bırakmadan, komployla, hileyle, darbeyle, suikastla bitirecekseniz o ayrı. Bu da imkân dâhilinde. Ama hayatın başka planları da olabilir; Başbakan öyle kolay lokma değil.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019