Mehmet ALTAN
Hapisteki yazarların serbest bırakılması için Erdoğan’a açık mektup yazarak, imzalarını koyan Nobel Ödüllü 51 kişi...
Henüz yaşıyordum yeniden yeni,
Bir şubat gününün güzelliğini.
Cahit Sıtkı Tarancı’nın mısralarını anımsadım…
Şiirin adı “Şubat Şiiri”.
***
Türkü kalmasın diye söylenmedik,
Bendim o yağan kar, âsude şenlik,
Dağlara, ovalara, şehirlere;
Sevgilinin hülyalarına göre.
“Şubat Günü” şiirini mırıldanırken, Şubat ayında kaldım ama yılım saptı… Siyasal tarihimizin 28 Şubat’ını yazmayı tasarlar iken kendimi bir kez daha 28 Şubat 2018’de buldum…
***
4 yıl önce 28 Şubat’ta, basın tarihinin son halkasında yer alacak bir biçimde Silivri’deydim…
Bir yandan İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından “ağırlaştırılmış müebbete” mahkûm edilmiştim…
Ama bir de hakkımda Anayasa Mahkemesi’nin “hak ihlali” kararı vardı… Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, İstanbul 26 Ağır Ceza Mahkemesi’nin “ağırlaştırılmış müebbet” verdiği dosyanın en son halini önceden incelemiş ve “gözaltına bile alınamayacağıma” karar vermişti.
Yargının anayasal düzeni paramparça ettiği ve hukuk sisteminin tamamen çöktüğü böyle bir ortamda insanlık tarihine mal olmuş altın beyinli 51 Nobel sahibi, bizler için Erdoğan’a açık bir mektup yazdı…Daha önce de değinmiştim.
Silivri’deki hücreme bir kutup yıldızı düşmüş gibi oldu.
***
28 Şubat 2018 tarihinde Erdoğan’a hitaben yazılan mektubu imzalayanlar arasında başta 2017 Nobel Edebiyat Ödülü’nün sahibi Kazuo Ishiguro olmak üzere sekiz Nobel Edebiyat Ödülü sahibi, 11 Nobel Fizik Ödülü sahibi, 14 Nobel Kimya Ödülü sahibi, 13 Nobel Tıp Ödülü sahibi ve beş Nobel Ekonomi Ödülü sahibi var…
Yazımın sonunda isimlerini yeniden bir ömür sürecek olan derin teşekkürlerimle anımsatmak istedim.
***
Sadece imzalarını değil, dört yıl önceki açık mektuptan bir bölümü de hatırlatayım:
“Bu yazarların tümü meslekî kariyerleri boyunca her türlü darbe ve militarizme karşı tutum almışlardır, ancak buna rağmen silahlı bir terör örgütüne ve darbe girişimine yardım etmekle suçlanmışlardır.
Avrupa İnsan Hakları Komiseri, Altan kardeşlerin tutuklanmasını ve yargılanmasını daha geniş bir çerçevede, Türkiye’de hükümete yönelik muhalif tavır alan ya da eleştiride bulunanlara karşı uygulanan baskının bir parçası olarak görmüştür.
Bunun gibi tutuklamaların ve yargılamaların insan haklarını ihlal ettiği ve hukuk devletini zayıflattığı görüşünü dile getirmiştir. Birleşmiş Milletler İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye de bu görüşe katılıp, davaları ‘göstermelik yargılamalar’ olarak nitelemiştir.
Türkiye’nin Anayasa Mahkemesi de bu eleştiriye bizzat katılmıştır.
Geçtiğimiz 11 Ocak’ta verdiği kararda, tutukluluk nedeniyle Mehmet Altan ve bir diğer gazeteci, Şahin Alpay’ın haklarının ihlal edildiğine ve tahliye edilmeleri gerektiğine hükmetmiştir.
Ancak, birinci derece mahkemeler, üst mahkeme hüviyetindeki Anayasa Mahkemesi’nin kararını uygulamayı reddetmiş, bunun sonucunda da yargı, açıkça anayasayı ihlal etme suçunu işlemiştir. Bu gayrimeşru karar hükümet sözcüsü tarafından da desteklenmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı, alt Ağır Ceza Mahkemesi’nin Anayasa’ya bu meydan okuyuşundan şüphesiz endişe duymuş olmalısınız.”
***
Tek bir Nobel’i olan Türkiye’deki bir avuç insan dışındakiler bu gelişmeyi görmezden geldi.
Bu hazin körlüğe duyduğum acıma hissim bugün de devam ediyor.
Basın tarihinin daha sonra yazılacak olan son halkasındaki bu unutulmaz zavallılığı şimdiden altını çizmek için yeniden hatırlatıyorum…
***
Sanki 51 Nobel sahibi insan her gün bir araya gelip ülke yönetimlerine “açık mektup” yazarmış gibi, sadece utanılacak bir sessizlik olmadı, o sırada bir gazetenin başına iliştirilmiş biri “Nobelcik’ler” diye yazı yazdı…
Bu kadarını yapabildiği için mi oraya iliştirilmişti, bu kadarını yapabildiği için mi iliştirildiği yerde bile tutunamadı, önemsenmeyecek düzeyde bir rezillik olduğu için çok da fazla düşünmedim…
Ancak hayasızlık, sadece aşağıda adlarını hatırlattığım altın beyinlere “Nobel’cik” demesi de değildi, hiçbir kanıt olmadan bizleri suçlu ilan etmesiydi…
15 Temmuz medyası hayasız bir edepsizliğin çukurudur.
Herhalde bu ilerde daha detaylı incelenecektir gelecek kuşaklar tarafından.
***
Basın tarihi çerçevesinde dört yıl önce 28 Şubat 2018’de 51 Nobel sahibinin bizler için Erdoğan’a yazdığı açık mektubu yeniden anımsadığım yazıyı bitirirken gene Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Şubat şiiri” nin iki mısrasını mırıldanıyordum:
Henüz yaşıyordum yeniden yeni,
Bir şubat gününün güzelliğini.
***
Erdoğan’a açık mektup yazarak, imzalarını koyan Nobel Ödüllü 51 kişi:
Svetlana Aleksiyeviç (2015 Nobel Edebiyat Ödülü)
Philip W. Anderson (1977 Nobel Fizik Ödülü)
Martin Chalfie (2008 Nobel Fizik Ödülü)
Aaron Ciechanover (2004 Nobel Kimya Ödülü)
J.M. Coetzee (2003 Nobel Edebiyat Ödülü)
Claude Cohen-Tannoudji (1997 Nobel Fizik Ödülü)
Elias J. Corey (1990 Nobel Kimya Ödülü)
Peter Diamond (2010 Alfred Nobel'in Anısına Ekonomi Bilimlerinde The Sveriges Riksbank Ödülü)
Gerhard Ertl (2007 Nobel Kimya Ödülü)
Albert Fert (2007 Nobel Fizik Ödülü)
Edmond H. Fischer (1992 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Andrew Z. Fire (2006 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Andre Geim (2010 Nobel Fizik Ödülü)
Sheldon Glashow (1979 Nobel Fizik Ödülü)
David Gross (2004 Nobel Fizik Ödülü)
Serge Haroche (2012 Nobel Fizik Ödülü)
Oliver Hart (2016 Alfred Nobel'in Anısına Ekonomi Bilimlerinde The Sveriges Riksbank Ödülü)
Leland H. Hartwell (2001 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Richard Henderson (2017 Nobel Kimya Ödülü)
Dudley Herschbach (1986 Nobel Kimya Ödülü)
Avram Hershko (2004 Nobel Kimya Ödülü)
Robert Huber (1988 Nobel Kimya Ödülü)
Roald Hoffmann (1981 Nobel Kimya Ödülü)
Tim Hunt (2001 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Kazuo Ishiguro (2017 Nobel Edebiyat Ödülü)
Elfriede Jelinek (2004 Nobel Edebiyat Ödülü)
Daniel Kahneman (2002 Alfred Nobel'in Anısına Ekonomi Bilimlerinde The Sveriges Riksbank Ödülü)
Eric Kandel (2000 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Leon Lederman (1988 Nobel Fizik Ödülü)
Anthony James Leggett (2003 Nobel Fizik Ödülü)
Eric S. Maskin (2007 Alfred Nobel'in Anısına Ekonomi Bilimlerinde The Sveriges Riksbank Ödülü)
Hartmut Michel (1988 Nobel Kimya Ödülü)
Craig Mello (2006 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Herta Müller (2009 Nobel Edebiyat Ödülü)
V.S. Naipaul (2001 Nobel Edebiyat Ödülü)
William D. Phillips (1997 Nobel Fizik Ödülü)
John C. Polanyi (1986 Nobel Kimya Ödülü)
Richard J. Roberts (1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Jean-Pierre Sauvage (2016 Nobel Kimya Ödülü)
Randy W. Schekman (2013 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Wole Soyinka (1986 Nobel Edebiyat Ödülü)
Thomas A. Steitz (2009 Nobel Kimya Ödülü)
Joseph Stiglitz (2001 Alfred Nobel'in Anısına Ekonomi Bilimlerinde The Sveriges Riksbank Ödülü)
Thomas C. Südhof (2013 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Jack W. Szostak (2009 Nobel Fizyoloji veya Tıp)
Mario Vargas Llosa (2010 Nobel Edebiyat Ödülü)
J. Robin Warren (2005 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Arieh Warshel (2013 Nobel Kimya Ödülü)
Eric F. Wieschaus (1995 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
Torsten Wiesel (1981 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü)
David Wineland (2012 Nobel Fizik Ödülü)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025