Mehmet ALTAN
Ankara’da öldürülen eski Ülkü Ocakları başkanı Sinan Ateş’in dayısı Halil İbrahim Bozkurt ne diye feryat etti:
“Bizim evladımızın katili Meclis’tedir.”
Meclis’te işlenen ilk cinayette vurularak öldürülen Halit Paşa’nın yakınları da muhakkak aynı şeyleri haykırmıştı:
“Katil Meclis’tedir.”
O zaman da katilin bilinmesine rağmen cinayet aydınlatılmamıştı.
Bugünkü Meclis’te de yargının “planlayıcı ve uygulayıcı” olarak işaret ettiği 1980’den bu yana işlenen cinayetlerin zanlıları var…
xxxxxx
“Katil Meclis” te çığlıklarının işaret ettiklerinin listelere çoğalarak yerleştirilmelerinin şampiyonu 14 Mayıs olacak galiba…
Cinayet işleyen katillerinden söz ediyoruz… Bu seçimde sayıları daha da artacak gibi…
Savcı Doğan Öz neden öldürüldü? 12 Eylül öncesi kontrgerilla yapılanmasına ilişkin soruşturma yürüttüğü için…
Hizbullah cinayetleri neydi peki?
xxxxxx
Bir parlamentoda katillere rastlanılması dünyada sıklıkla söz konusu olmaz… Türkiye’de niye böyle oluyor?
Bu, kökleri epeyce derinlerde olan büyük bir çürümenin sonucu.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, Faili Meçhul Cinayetler, Susurluk, Roboski ve 15 Temmuz Araştırma Komisyonu raporlarının hiçbirini Genel Kurul’a indirmedi. Görüşmedi. Sorgulamadı. Peşine gitmedi…
Halit Paşa’nın katilleri gibi bu cinayetlerin de failleri hep korundu
xxxxxx
Büyük faciaların sorumluları da hep bir koruma kalkanının arkasına saklandı.
Roboski nedir?
Soma nedir?
Amasra nedir?
Depremlerdeki “siyasetçi-müteahhit-bürokrat” üçlüsünün sebep olduğu facialar nedir?
Bunların failleri ne oldu?
xxxxxx
Bugün katillerin Meclis’e girdiği, çürümenin yayıldığı, “Siyasetçi-müteahhit-bürokrat üçlüsünün facialara yol açtığı bir ülke var.
Cinayetlerin hesabı sorulmadığı gibi depremlere insanları kurban eden “rant sistemi” de hesaba çekilmiyor.
Bugün depremin 64. Günü… Resmi can kaybı 50 bin 399'a yükseldi.
Enkaz altında kalan insanlarımızın gerçek sayısını ise hala bilemiyoruz…
Onları sadece çürük binalar öldürmedi, yardımın gecikmesi de öldürdü…İletişimin kesilmesi de öldürdü…
“Deprem zamanı neden bant daraltması yaptınız” sorusuna Ulaştırma Bakanı insanın kanını donduran bir soğukkanlılıkla nasıl cevap verdi:
“Gerekli bir durum vardı ki yapıldı. Yapılması gereken bir konuydu, o yüzden yaptık.”
Böylesine umursamaz bir cevap olabilir mi?
Toplum bunun hesabını sormazsa, olur… Bunu bu kadar rahat söyleyen bakan, toplumun tepkisinden çekinmiyor demektir.
xxxxxx
Türkiye çürüdü… Ama galiba “siyaset kurumu” en önde koşarak çürüdü…
12 Eylül’den kalma anayasa, siyasal partiler kanunu, seçim yasası, Meclis iç tüzüğü hiçbir zaman doğru dürüst demokratikleştirilmedi ve sistem çürüye çürüye bugünkü halini aldı…
İşlenen cinayetlerin hesabı sorulmadı.
Ne Adalet Bakanları ne Hâkim Savcılar Kurulu ne de Meclis, bireysel ve sistemsel katliamları sorgulayarak bunların bir daha yaşanmamasını garantileyecek bir düzen oluşturdular…
12 Eylül rejimini değiştirmeyen “sivil siyaset” sonunda ülkeyi denetimsiz, keyfi bir İslamcı otokrasiye teslim etti…
Şimdilerde bunun da iyice cılkı çıktı… Her yanı irin kapladı.
xxxxxx
Demokrasi, verilen vergilerin nereye harcandığının denetlenmesidir…
Bunu Meclis adına yapan kurum Sayıştay’dır… Bu kadar önemli görevi olan Sayıştay kötürüm hale getirildi…
Meclis adına halkın vergilerinin nerelere ve hangi verimlilikte harcandığının denetlenmesinin gene parlamento tarafından engellendiği bir döneme gelmiş bulunuyoruz…
Vergilerine sahip çıkamayan bir toplumun parlamentosuna katillerin de liyakat yoksunlarının da doluşmasında da şaşılacak bir şey yoktur.
xxxxxx
Müteahhitlerin finansmanıyla yol alan çürümüş bir siyaset kurumu ile seçimlere gidiyoruz…
Bazı belediye başkanlarının kamu imkanlarıyla siyaseti tanzim etmeye çalıştığı…
Halktan kopuk, kapalı devre siyasal kariyer planlarının yapıldığı, al gülüm ver gülüm anlayışıyla oluşturulan delege sisteminin varlığını sürdürdüğü siyasi yapının amacı, sistemi en radikal biçimde dönüştürmek mi yoksa ikbal avcılığında ön almak mı olacak?
Şimdiye kadar ilk şıkkın sürekli muzaffer olduğunu hiç göremedik…
xxxxxx
Yakın zamanda “cehennemin kapıları” kapanacak… Bundan kimsenin şüphesi olmasın…
Ama sonrası?
Ortak ideal olarak seslendirilen “cumhuriyetin demokratikleşmesi” başarılacak mı?
12 Eylül’ün gölgesinde bataklığa dönüşen bir yapı, sağlam, sağlıklı, vergilerine sahip çıkan, katillere hesap soran, bakanların umursamazca konuşamadığı bir demokrasiyle kurutulabilecek mi?
xxxxxx
Milletvekili listelerinde bollaşan katilleri görünce insan sormadan edemiyor:
Cumhuriyetin demokratikleştirilmesi için önce siyaset kurumunun demokratikleştirilmesi gerekmiyor mu?
Bunu kim nasıl yapacak?
Bunu sormanın…
Ve ısrarla cevap istemenin tam zamanıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025