Mehmet ALTAN
Daha önceleri, “hayal ettiğimiz” Türkiye’ye nasıl ulaşırız diye çabalayıp duruyorduk.
Birçok insan gibi benim de hayatım hep bu sorunun etrafında şekillendi.
Epeydir soru değişti…
Artık neden “hayal ettiğimiz” Türkiye’nin çok uzağına düştüğümüzü araştırıyoruz?
Tabii ki bu sorunun cevabı, Türkiye’nin sosyal yapısının teşrih masasına yatırılmasında gizli.
xxxxxxx
25 yıl önce İspanyol tarımı ile Türk tarımı arasındaki farkları gözlemlemek için İspanya’ya gitmiştim.
Tespitleri daha geniş bir kamuoyuna ulaştırmak için Sabah Gazetesi’nde de yazmıştım.
27 Temmuz 1998 tarihindeki “İspanya’da ne kadar köylü var” başlıklı yazımda, sorduğumuz soruların cevabını açıklayan şifrenin bulunduğu cümle şöyleydi:
“Toplam 20 milyon çalışan insanımızın yarısı tarımda. Bu 10 milyonun da çoğu genç kız olan, 6 milyonu ‘ücretsiz aile çalışanı.’ Yani gizli işsiz.
Üstelik bizde, tarımı çerçeveleyen bir tarım yasası yok. Kim işveren, kim işçi, çalışma şartları ne, bunlar yasa ile belirlenmiş değil. Sosyal güvence, emeklilik gibi kavramlar da tarım kesimine ulaşmış değil...”
10 milyon “ücretsiz aile çalışanı.”
6 milyonu genç kız.
xxxxxxx
Türkiye’yi sarsan ama bugün yaşadığımız sefilleşme kadar şiddetli olmayan 2001 krizi de beni köylülerin yanı sıra esnaf konusuna bakmaya itti.
Gene Sabah Gazetesi’nde 7 Nisan 2001 tarihinde “11 milyon köylü, 5 milyon esnaf” başlıklı yazıda akademik sorgulamayı popülerleştirmeye çalışıyordum:
“Önceki gün, Türkiye'de ne kadar esnaf olduğu konusu aklıma takıldı. Devlet İstatistik Enstitüsü'nün istihdam rakamlarına bir kez daha baktım.
Aile yanında ücretsiz çalışanların, kısacası tarımdaki işsizlerin, toplam ücretli ve maaşlı sayımıza eşit olduğunu görerek yeniden hayıflandım.
Bu da toplumsal iskeletimizin çarpıklığını çok net ortaya koyan ama kimsenin dönüp bakmadığı bir konu.
Mevsimlik ve arızi işçiler, işverenler, kendi hesabına çalışanlar ve ücretsiz aile işçileri sınıflaması, aradığım esnaf sayısını vermedi.
Devlet İstatistik Enstitüsü'nün Hane Halkı İşgücü Anketi'nde düzenli ve özel işyeri sayısı 7.5 milyon, sabit olmayan işyeri sayısı 1.5 milyondu. Onu da aklımın bir yerine not ettim ama esnaf sayısını bu da tam netleştiremedi.
Devlet İstatistik Enstitüsü'ne ve Devlet Planlama Teşkilatı'na çağa uygun bir ivme vermek istediği için olmadık haksızlıklara uğrayan Prof. Dr. Orhan Güvenen'i aradım. O, kendi zarafeti içinde, resmi rakamların arkasındaki Türkiye'yi tanımanın ne kadar zor olduğunu anlattı. Daha kesin bir rakam için de Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'nun kayıtlarına bakmamı önerdi.”
xxxxxxx
“Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu, esnaf sicil kalemine kayıtlı olanları 2 milyon 750 bin kişi olarak veriyor. Odalara kayıtlı esnaf sayısı ise bundan bir milyon fazla. İki rakam tutmuyor.
Özetle, Türkiye'de esnaf sayısını bile henüz net bir şekilde öğrenmemiz mümkün değil.
Akademisyen bir dostum ise, ‘akıl yürütme yöntemi’ ile çıkardığı bir tablo gönderdi. Toplam çalışanı 22 milyon kabul edince bunun on bir milyonu tarımda. On bir milyonu ise tarım dışında.
Tarım dışındaki on bir milyonun iki milyonu devlet memuru. Yarım milyonu KİT çalışanı. Gelir Vergisi beyannamesi veren "serbest meslek" erbabı ise bir milyon kadar. İki buçuk milyon özel sektör çalışanı var.
Bunlar ücretliler.
Geriye de beş milyon esnaf kalıyor.
Esnaflık, küçük ticaretle geçinen ya da el zanaatları ile meşgul insanlarımızı kapsıyor.
Hayatta hiçbir becerisi olmadığı için işporta arabasında yaşam kavgası verenler de kayıtlarda yer almasa da ‘esnaf’ sayılıyor.
Ayrıca, çalışanlarımızın yüzde sekseninin ‘meslek sahibi’ olmadığı düşünülünce, esnaflığın ne kadar geniş ve dalgalı bir grubu kapsadığı görülüyor.
O nedenlerle de resmi rakamlarda ortaya çıkmıyor.”
Bunları yazalı 22 yıl olmuş.
xxxxxxx
2023 yılında durum nedir?
Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu düzenli olarak yaptıkları anketlerde, Türkiye’de aktif nüfusun yüzde 30 ila 40 arasındaki bir bölümünün “yaşamında” hiç çalışmadığının ortaya çıktığını söylüyor.
Bunların büyük çoğunluğu kadın.
Bu kesimin 2010 yılında yüzde 8’i kendini “en üst düzey itibar” sahibi görüyormuş, 2023’de bu oran yüzde 30’a çıkmış.
Aklıma kaçınılmaz olarak “doktor dövmekle övünen” kadın geldi.
xxxxxxx
Kim bu “hiç çalışmamış” insanlar?
Benim 25 yıl öncesinde söz ettiğim çoğu genç kız olan “aile yanında ücretsiz çalışan” kesim.
Sistemin eğitimsiz, donanımsız bıraktığı insanlarımız.
Epeydir kentlere geldiler.
Üretim ağları içinde değiller ama muhtemelen sosyal yardım listesindeler… Ayrıca siyasal ağlar içindeler.
Ve siyasal iktidarın tabanını oluşturuyorlar.
xxxxxxx
Türkiye’de 25 yaş üzerindeki nüfusun okula gitme yılı resmi rakamlara göre ortalama 9.2 yıl.
Okullara gittiğimiz yıllar eşit olarak bütün topluma bölününce hiç kimsenin lise mezunu bile sayılmadığı görülüyor.
Kısacası mesleksiz bir toplum.
Tabii eğitimin kalitesi de bu yakıcı tablonun bir başka yüzü…
Türkiye’de eğitim “rejimin propagandasına” dönüşmüş… Amacından hep sapmış.
Dün de böyleydi, bugün de öyle… Ancak bugün bu uygulama iyice korkunç hale geldi.
xxxxxxx
Neden “hayal ettiğimiz” Türkiye’nin çok uzağına
düştük?
Nüfus arttı ve ağır zafiyetler baş edilemez toplumsal yaralara dönüştü.
Sosyal yapının analizi bunu göstermekte.
Bundan sonra ne olur?
Bu sorunun cevabını kesin olarak bilebilecek biri olduğunu sanmıyorum.
Siyasi kavgaların ardında saklı duran bu ürkütücü toplumsal tablo, büyük bir atılım programıyla düzeltilmeden ümitli bir cevap vermenin zor olduğunu biliyorum yalnızca.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025