Mehmet ALTAN
Geçen haftaki yazımda şöyle bir hatırlatma vardı:
“İktidarla Doğan Holding’in arasının tamamen açılması ise Hürriyet gazetesinin, 2008 Eylül’ünde manşetine taşıdığı Deniz Feneri Davası ile doruğa çıktı.
Haftaya artık unutulmuşa benzeyen bu ‘Deniz Feneri Davası’na da bir bakarız.”
xxxxxxx
“Almanya'da faaliyet gösteren ‘Deniz Feneri e.V’ derneğinin, topladığı 41 milyon avroluk paranın bir kısmını amaç dışında kullanmasıyla ilgili dava kayıtlara ‘Deniz Feneri e.V. Davası’ olarak geçti.
Almanya'nın Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesinde görülen davada, 17 Eylül 2008 tarihinde mahkemenin hâkimi Johann Müller'in verdiği kararla tutuklu yargılanan dernek yöneticileri hapis cezası aldı, derneğin mal varlığı ise kamuya devredildi.”
xxxxxxx
“2 Eylül 2008 tarihinde derneğin muhasebe sorumlusu yardım için toplanan paralarla gayrimenkul alındığını ve şirketler kurulduğunu itiraf etti.
Frankfurt Eyalet Yüksek Mahkemesinde davanın savcısı Kerstin Lötz, davanın asıl faillerinin Türkiye'de bulunduğunu iddia etti.
Yapılan soruşturmada toplanan 41 milyon avronun 17 milyonunun Türkiye'ye gönderildiği, bunun 8 milyon avroluk kısmının Türkiye'deki Deniz Feneri Derneği'ne verildiği, geri kalanının ise akıbetinin tespit edilemediği belirtildi.”
xxxxxxx
Sonrasını, geçen hafta sözünü ettiğim doktora tezinden aktarayım:
“Deniz Feneri e. V. Davası’nın en önemli sanığı Mehmet Gürhan’ın Başbakan Erdoğan’a para aktardığı iddiası, NTV’de CHP lideri Deniz Baykal tarafından dile getirilmesinin ardından Doğan Grubu’na ait Radikal, Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde manşet oldu.
Doğan Grubu, ilgili haberleri manşetlere taşırken; Başbakan Erdoğan, Grup’un Deniz Feneri davasına ilişkin yayınlarını, Doğan’ın satın aldığı Hilton Otel’ine inşaat izni verilmemesine bağlayarak, halkı söz konusu gazeteleri boykota çağırdı.”
xxxxxxx
“Başbakan Erdoğan’ın 7 Eylül 2008’de, Doğan Medya Grubu'na, ‘Deniz Feneri e. V. skandalını haber yapmalarının esas nedenini’ açıklama çağrısı yaptığını ve ‘aksi takdirde gerçek nedeni kendisinin 13 Eylül Cumartesi açıklayacağı’ yönünde bir ültimatom verdiği hatırlatılan bildiride, IPI Başkanı David Dadge'in de ‘Erdoğan’ın Deniz Feneri e.V. skandalı gibi toplumsal önemi olan bir konunun medyada yer almasını sorgulama ve eleştirme hakkı kesinlikle bulunmamaktadır. Medya bu tavrı için bir gerekçe göstermek zorunda değildir’ sözlerine yer verilmiştir.”
xxxxxxx
“Doğan Holding’le iktidar arasında meydana gelen bu çatışmanın bir sonraki adımı ise 2009 yılında Holding’e kesilen rekor düzeydeki vergi cezası olmuştur. Bu rekor cezanın nedeni ise Doğan Yayın Holding'in yüzde 25 hissesinin Axel Springer’e satışıyla ilgiliydi. Vergi elemanları bu satışın 2006 yılında yapıldığını iddia etti. Oysa belgeler Alman yayıncı kuruluşun parayı 2007 yılı Ocak ayında gönderdiğini ortaya koyuyordu.
Doğan Holding’e kesilen vergi cezası, o döneme kadar görülmemiş meblağlar içeriyordu. Nitekim kesilen vergi cezası, Avrupa Birliği İlerleme Raporu’na da yansımış ve basın özgürlüğüne yönelik bir tehdit olarak gösterilmişti.”
xxxxxxx
Almanya’daki dava sonuçları bu kadar ağırken Türkiye’de ne oldu?
“Türkiye'de Deniz Feneri Derneği hakkında yürütülen soruşturmada ise Türkiye Deniz Feneri Derneği'nin tüm yöneticileri hakkında takipsizlik kararı verildi.
19 Ekim 2011 tarihinde Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı; soruşturma şüphelilerinin, derneğin kuruluş tarihinden önce edindikleri mallar üzerindeki tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararını Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'ne gönderdi.”
xxxxxxx
Peki ya davanın Türkiye bacağını kurcalayan hakimlerin başına ne geldi?
Bunu da 30 Eylül 2011 tarihinde Medya Radar’ın “STAR BAŞYAZARI KENDİ GAZETESİNİ TOPA TUTTU!
BUNA GAZETECİLİK DENİLEBİLİR Mİ?” başlığıyla verdiği yazımdan aktarayım:
“Savcıların yargıya havale edilmesini ilk sayfadan duyuran ama savcıların açıklamalarına yer vermeyen gazetelerin pas geçtiği haberde, Deniz Feneri soruşturmasından el çektirilen savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz hakkında ‘resmi belgede tahrifat yapma’ suçundan kovuşturma izni verilmesinden sonra Savcı Tamöz’ün soruşturmanın başından bu yana yaptıkları işlemler ile ilgili bir metin hazırladığı duyuruluyordu.
Metni sadece hâkim ve savcıların kullandığı ‘adalet.org’ isimli internet sitesine gönderen Tamöz, soruşturma boyunca yaşadıklarını anlatırken mahkemedeki tahrifat iddialarıyla ilgili Bakan Ergin’e 2010’da bilgi verdiğini ileri sürmekteydi.
Ergin’in, bilgilendirilmesine rağmen TV’de savcıların tahrifat yaptığı iddiasını dile getirmesinin üzüntü verici olduğunu da vurgulayan Tamöz, HSYK’nın kararının anında internet sitesine konulmasına da tepki gösteriyordu.
Bakan Ergin ise görüşünü almak isteyen gazetecilere basın müşavirliği aracılığıyla ‘açıklama yapmayacağını’ bildirmişti...
***
Ben yeryüzü ilkelerinin geçerli olacağı, tutarlı, saygın, saydam bir Türkiye istiyorum...Ama...‘Eski tas, eski hamam, yalnızca tellaklar değişti’ özdeyişini de bu toprakların doğurduğunun tabii ki bilincindeyim...
Zor ama insanların kör bir taraftarlık yerine kendi mesleğinin ilkelerinden yana tavizsiz tavır aldığı Türkiye’yi de belki bir gün görürüz... Umudumuz bu. Yıllardır aynı umudu besler dururuz.”
xxxxxxx
Deniz Feneri Davası konusunda yazı yazanlar ve yazmayanlar… Konuya hukuksal titizlikle yaklaşıp yaklaşmayanlar… Kaybolan paranın peşine düşenler, düşmeyenler… Bunu Almanya kumpası gibi sunanlar…
Bugünkü Türkiye’ye nasıl geldiğimizin laboratuvar raporudur.
xxxxxxx
Bu yazıdan 4 ay sonra benim Star ile yollarım ayrıldı.
Almanya’daki soruşturmanın peşine düşen yargıçların hayatı karartıldı.
Oralardan “sübliminal mesajla darbe” iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet isteyen savcılara, bunu uygun bulan mahkeme üyelerine geldik.
Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayan hakimlerin HSK tarafından Yargıtay üyeliğine atandığı çürümeye ulaştık.
xxxxxxx
Deniz Feneri deyip geçmeyin…
Dikkatli gözlerle bakarsanız, bir davanın macerasında Türkiye’deki yargının uluslararası hukuktan nasıl koptuğunun bütün ipuçlarını görürsünüz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025