Mehmet ALTAN
Devlet tekelindeki silahlı gücü, “yargı bağımsızlığını” ve “herkesin yasalar önünde eşit olmasını” öngören anayasal düzeni yıkmak için kullandığınızda bu bir darbedir.
25 Aralık’ta siyasal iktidarın yaptığı da bir darbeydi.
Siyasal iktidar, demokratik hukuk devletini korumak için kendilerine emanet edilen silahlı devlet gücünü, “yolsuzluk ve rüşvet” sanıklarının yakalanmasını öngören mahkeme kararlarının “uygulanmaması” için kullanarak meşruiyetini yitirdi…
Yargı bağımsızlığını ve eşitliği yok etti.
Silah zoruyla kendini yargı denetiminin dışına çıkardı.
Arkası da sökün etti.
xxxxxxxxxxxxxxxx
Alelacele, el çabukluğuyla geçirilen torba yasa marifetiyle yüz elli yıllık sulh mahkemeleri kapatıldı ve “sulh hakimliği” diye elverişli bir yapı oluşturuldu.
Yeni düzenlemeye göre soruşturmalarda gözaltı, arama, tutuklama, malvarlığına tedbir, yurtdışı yasağı, takipsizliğe itiraz gibi bütün adli işlemleri bu yeni atanacak hâkimler yapacak ve üyeleri sıfırdan HSYK tarafından atanacaktı…
Karanlık ilişkileri somutlaştıran MİT Belgesi, ayakkabı kutuları, yatak odasındaki kasalar ve dört bakanın mecburen istifasıyla ayyuka çıkan 17 ve 25 Aralık “yolsuzluk ve rüşvet” sürecini zorbalıkla söndürmeye girişen siyasal iktidar, bu kirliliği şiddet kullanarak örtebileceğini sanma gafletine kapıldı ve toplumun olup biteni unutacağını sandı.
Önce 17 Aralık soruşturmasının hemen ardından HSYK’nın 7 üyeli 1. Dairesi’nde Adalet Bakanı’nın isteğiyle iki üye yer değiştirdi.
Bu yeni 1. Daire kış ortasında acul bir şekilde ve kendi “atama kriterlerine” aykırı atamalar gerçekleştirdi.
Yaz Kararnamesi’nde de iktidarın hoşlanmadığı hâkim ve savcılar, yönetmeliğindeki “bir yerde en az iki yıl görev” şartı çiğnenerek yine aynı Daire tarafından dereceleri düşürülerek çil yavrusu gibi dağıtıldılar.
Ardından da İstanbul’daki sulh hakimliklerine “hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk” sürecinde, 25 Aralık darbe sonrası sanıklarını salıverenler atandı.
Siyasal iktidar kendisine yönelik hırsızlık, yolsuzluk ve rüşvet iddialarını adalet sistemi içinde aklamaya girişmek yerine, artık hukukla ilgisi olmayan bir düzenlemeyle kendi mahkemesini kurmaya ve iddiaları yargıya taşıyanları alenen ve illegal bir anlayışla cezalandırmaya girişti.
xxxxxxxxxxxx
Hırsızın peşine gidenin cezalandırılacağı, “yılışık hırsızlar cumhuriyeti” ihdas edilmiş oldu.
Şimdi bu gayrı meşru darbe süreci, freni kopmuş bir koca kamyon gibi her gün kendi skandal rekorunu aşarak ürkütücü bir şekilde yokuş aşağı gidiyor.
Son olarak gözaltı süresi bitmesine rağmen dağa adam kaldırır gibi 17 Aralık nedeniyle sanık konumuna düşürülen polislerin özgürlüklerinin gasp edildiği rezaleti naklen izledik.
Şimdi “yok hükmünde” bir sorgu süreci yürüyor.
xxxxxxxxxxxxxxxx
Süreci de belli ki “kaç İsmail” yönetiyor…
49 polisi sorgulayacak hâkim İslam Çiçek'in, odasında bulunan ve kimliğini açıklamak istemediği bir şahsa “kaç İsmail” dediğini, İsmail’in de kameraların önünde nasıl kaçtığını televizyonda gözlerimizle gördük.
Başsavcılık açıklamasında ise “İsmail isimli kişinin Terörle Mücadele Şubesi'nde çalışan polis memuru olduğunu” iddia etti.
Sorgu hakimliğinin güvenliği için oradaymış.
Başsavcılık, “güvenliği sağlayacak” polis memurunun avukatlardan niye kaçtığını ise açıklayamadı.
“Kaç İsmail”in adı sanı belli bir istihbaratçı olduğu iddia edilirken, böylesi bir açıklama ancak yargıyı istihbarata bağlamaya uğraşan bu “yeni döneme” uyar…
Hem de Türkiye’nin hızla çöküşünü hüzünlü bir şekilde sergileyen Soma’laşmasına yakışır.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Önümde Başbakan ve MİT müsteşarının imzasını taşıyan, dava dosyasına girmiş bir belge var.
Bu belge, MİT’in beni sahte adla dinlemesinin “hakimlerin koordine edilerek yapıldığını” ifade ediyor ve adli soruşturmaya izin vermiyor.
Beni ve benim gibi insanları MİT’in sahte belgeler düzenleyerek dinlemesi, yargıyı kandırıp kullanması suç sayılmıyor.
Hırsızlık, yolsuzluk ve rüşveti ortaya çıkaran yasal dinleme ise suç sayılıyor.
Siyasal iktidarın her türlü suçu işlediği bir dönem yaşıyoruz.
Bu suçların yargılanması da, bazen polis gücüyle, bazen de anayasaya aykırı yasalarla engelleniyor.
xxxxxxxxxxxxx
Devlet çöküyor… Hukuk çöküyor.
Türkiye Soma’laşıyor…
İktidar ise bu korkunç uygulamalarını sürdürebileceğini sanıyor.
Ama bence çok yanılıyor.
Bugün İsmail kaçıyor... Yarın onlar kaçacak…
Çünkü hırsızların polisi kovaladığı bir ülke ya çöker ya da yılışık hırsızlar dönemini bitirerek ağır tahribatını restore eder.
İşlediği suçlarla böyle bir durumu yaratan iktidar ise çöksek de kaçmak zorunda kalır, hukuku yeniden kursak da kaçmak zorunda kalır.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
"Aydinindan" ne hayir gorduki bu memleket devletinden gorsun. Hala bir teror muhabbetidir surup gidiyor. Once siz daha objektif bir dil tutturmayi ogrenin, sonra baskalarinin vicdanlarina cagri yapin. Esyayi adiyla cagiramayacak kadar angaje olmus insanlardan sogukkanli fikirler beklenemez.