Mehmet ALTAN
Henüz askeri şura başlamamıştı, baktım borsa toparlanıyor, dolar da geriliyor...
Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının istifası piyasanın pek de umurunda değil...
Askeri bürokrasinin konumundan ziyade, kendi halkını katleden Suriye rejimine karşı İngiltere Dışişleri Bakanı’nın ‘askeri operasyondan’ söz etmesi, Türkiye’yi de fazlasıyla etkileyeceği için çok daha fazla ilgimi çekti...
Gazetelere geri döndüm...
***
Milliyet Gazetesi’nde Aslı Aydıntaşbaş’ın ‘’1. Cumhuriyet bitti’ demek yanlış mı?’ başlıklı yazısına rastladım.
Benzer soru ve tartışmalar gün boyu televizyonlarda da sürdü...
Aslı’nın yazısı şöyle bitiyordu:
“Gerçek şu ki artık 1923’de kurulan ve askerin garantörlüğünde laik bir rejim öngören 1. Cumhuriyet dönemi kapandı. Kötü değil, tam tersine tarihin akışıyla uyumlu.
Artık tereddütsüz İkinci Cumhuriyet evresindeyiz.
Cumhuriyetin ikinci evresinin karakterinin ne olacağı, hangi sıfatla tanımlanacağı, henüz tam net değil.
Onu belirleyecek olan önümüzdeki dönem Türkiye’nin demokrasi ve bireysel özgürlüklere bağlılığı olacak.
Ve hep birlikte izleyeceğiz.”
***
Birinci Cumhuriyet’i asker ve sivil bürokrasi kurdu.
Sağlıklı ülkelerde modernleşme ve demokratikleşme sürecini toplumsal dinamizm gerçekleştirirken, bizde askeri ve sivil bürokrasinin hâkimiyetindeki devlet kendi çıkarını gözeterek süreci belirledi.
Türkiye bu doğum hatası nedeniyle hep eksik kaldı.
Askeri vesayet...
Yargı vesayeti...
Denilen şey de buydu zaten...
Şimdi bu süreç tamamıyla aşılmış olmasa da eski etkisini yitirmekte...
Nitekim, Cuma günü Genelkurmay Başkanı ve üç kuvvet komutanının ‘pasif bir başkaldırı’ tavrıyla istifaları da üç saatte tortu bile bırakmadan hızlıca aşıldı.
Kuruluş ittifakı ve zihniyeti açısından Birinci Cumhuriyet’in geride kaldığı, İkinci Cumhuriyet’e doğru viraj alındığı çok doğru bir tespit.
***
Cumhuriyetin ikinci evresinin karakterinin ne olacağı, hangi sıfatla tanımlanacağı konusuna gelince...
‘İkinci Cumhuriyet’in tam anlamıyla gerçekleşmesi için Türkiye’nin ‘devlet eksenli’ bir yapıdan tam anlamıyla kurtulup ‘toplum eksenli’ bir yapıya geçmesi gerekiyor.
Her şeyin ‘politik devlet’ tarafından belirlenip kotarılacağı bir Türkiye yerine, çoğulcu, demokratik, vatandaşlık hukukunu yeryüzü standartlarında sürekli geliştirerek, sonuna kadar kullanan bir Türkiye...
Türkiye son üç günde demokratikleşme açsısından büyük bir gelişme kaydetti ama demokratikleşme tüm sistemi bir bütün olarak kapsamadığı için olup biteni ‘kışla-cami’ ekseninde değerlendirip, İkinci Cumhuriyet konusunda endişe beyan eden epey de insan var.
Bunu aşmanın yolu, vicdani retten cemevlerine, Heybeliada Ruhban Okulu’ndan bekleyip duran sendika yasalarına tüm reformları sıra gözetmeden topyekûn gerçekleştirmekten geçiyor.
‘Muhafazakâr bir Kemalizm’in söz konusu olmadığını, mevcudu ele geçirmek yerine, yeninin inşasının hedeflendiğini icraatla ispatlamaktan geçiyor...
AB reform süreci de hem ‘kışla-cami’ endeksli değerlendirmeleri anlamsız bırakmak, hem de değişimin ‘demokratik reçetesi’ olarak kullanmak açısından son derece hayati bir öneme sahip.
İkinci Cumhuriyet, AB üyesi olmayı hak etmiş, devletin mağdur yaratmadığı, toplum bireylerinin de birbirlerini mağdur etmediği demokratik bir cumhuriyet demek...
***
Biz ‘Birinci Cumhuriyet’ten ‘İkinci Cumhuriyet’e doğru yol alıyoruz ama dünya da hızla değişmeye devam ediyor...
Bizler ‘askeri vesayeti’ alt etmeye boğuşurken, Jacques Attali, ‘Geleceğin Kısa Tarihi’ adlı kitabında orduların da özelleştirileceğini söyler... Ona göre, dünyaya piyasa kuralları hâkim olacak, özelleştirme sadece geleneksel kamusal alan için değil, sağlık, eğitim, ordu, dış politika ve adalet için de geçerlilik kazanacaktır...
Kısacası, zihinsel açıdan çağın geldiği noktada, sadece sevindirici kıpırdanmalara değil, son sürat koşmaya ihtiyacımız var.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025