Mehmet ALTAN
6-7 Ekim’de onca insanın yok olduğu büyük facia yetmezmiş gibi ölümler toplumsal barışı çatırdatan bir şekilde arka arkaya sökün ediyor.
Önceki gün Yüksekova’da caddede yürüyen sivil giyimli 1 uzman çavuş ile 2 er, gencecik insanlarımız maskeli 3 kişinin silahlı saldırısında şehit oldu.
Saldırı ertesinde HDP yönetiminden yapılan açıklamada, “büyük üzüntü duyuyoruz. Yeniden çatışmaların yaşanacağı, canlarımızın yitirileceği, evlere ateşin düşeceği bir döneme doğru yaklaşıldığını hissediyoruz.
Kaygılıyız” deniliyordu.
Gelişmelere bakılırsa, ciddiye alınması gereken bir kaygı bu.
Diğer temel sorunlar gibi Kürt sorununu da Çarşamba günü 91’inci kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız Birinci Cumhuriyet’i demokratikleştirmenin çözeceği herkesin malumu iken, siyasal iktidar Kürt siyaseti başta olmak üzere herkesi seçimlere kadar kandırıp oyalayarak seçimi kazanmak, yolsuzlukların, kirliliğin, suçun üzerini de kara bir baskı dönemiyle kapatmak peşinde.
AKP iktidarı, Kürt sorununun öyle siyasi kurnazlıklarla ele alınmayacak kadar ciddi bir sorun olduğunu kavrayamıyor. Bu yaklaşımın ülkeyi altüst edeceğini görmüyor, görse de aldırmıyor. Onun tek derdi çeşitli kurnazlıklarla iktidarda kalmak ve yargının önüne gitmekten mümkün olduğunca kaçmak.
Ne yazık ki bu iktidarın ahlaksız kurnazlığının bedelini bu ülkenin genç insanları canlarıyla ödüyorlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Siyasal İslam katakullileri sadece Kürt sorununda su kaynatmıyor, Üsküdar Belediye Başkanı’nın şahsında da su alıyor.
Bölge halkının itirazına rağmen cami inşaatı bahanesiyle Validebağ Korusu’na inşaat yapma ısrarından vazgeçmeyen Üsküdar Belediye Başkanı, mahkemenin yürütmeyi durdurma kararını alenen çiğnemekten çekinmediği gibi, “arkadaşlar maalesef bu memlekette fazla tolerans, fazla iyi niyet karşındakini azdırıyor” deme küstahlığından da geri durmuyor.
Belediye başkanı böylesine küstahlaşma cüretini nereden alıyor?
Bağlı olduğu siyasal zihniyetten.
Aynen askeri vesayet döneminin azgın paşaları gibi kendilerinden olmayan herkesi küçümsüyorlar, herkesi aşağılıyorlar, herkesi tehdit ediyorlar.
Yargıya ve bu ülkenin insanlarına ‘tolerans’ göstermekten bahsedecek kadar gözleri karardı. Yakasına AKP rozeti takmış bir sürü ‘teneke Zeus’ dolaşıyor ortalıkta.
‘Tolerans’ gösteriyorlarmış... Zavallı divaneler... Para aşkı bunların akıllarını iyice başlarından aldı. ‘Para obezi’ oldular, ‘haram’ paraları yedikçe de sarhoşlaşıyorlar, içinde eşindikleri çöplüğü Olimpos sanıyorlar.
İşin garip yanı kolluk kuvvetleri mahkeme kararını uygulayacağına demokratik hakkını kullanan mahalleliye zulmetmeyi yeğliyor. Suçu önlemesi gereken görevliler suçun ortağı oluyor.
xxxxxxxxxxxxxxxx
Belediye başkanı böyle densizleşiyor çünkü onun ‘reisi’ de yargı karşısında onun gibi davranıyor.
Düşünün ki kendini Başkan gibi sunma gayretindeki cumhurbaşkanının 29 Ekim resepsiyonunu vereceği ve siyasal İslam anlayışının simgesi yapılmak istenen Ak Saray da Danıştay İdari Dava Daireleri’nin yürütmeyi durdurmasına rağmen suç işlenerek yapıldı. Erdoğan yargıya meydan okuyup ‘sıkıyorlarsa yıksınlar’ demeyi de ihmal etmedi.
Mahkeme kararına rağmen Ak Saray’ı inşa ettirmekten kaçınmayan Erdoğan, mahallelinin Validebağ
Korusu’nun yapılaşmaya açılmaması için verdiği mücadeleyi de, ‘orada mescit var ya, kimileri bundan rahatsızlık duymuş olabilir’ sözleriyle hedefe oturtuyor.
‘Orada mescit varsa’ yargının kararları dinlenmeyebilir, ağaçlar kesilebilir, rantlar cebe aktarılabilir.
Müslümanlık tarihinde bir ‘ibadet yerinin’ bu kadar kötü amaçlara alet edildiği kaç örnek vardır bilemiyorum…
Çıkarları için her şeyi, her kutsal değeri kullanıyorlar.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Mahkeme kararı dinlemeyen, adalete hesap vermekten fellik fellik kaçan, devletin yargı bacağını sakat bırakmaktan çekinmeyen bir siyasal iktidar ister istemez gayrı meşru bir ortamın genişleyerek yayılmasına da ön ayak oluyor.
17-25 Aralık sürecine, Mecidiyeköy’de ölen on işçi soruşturmasına verilen garip takipsizlik kararları da ekleniyor. Ölen işçilerin ailelerine verilen ‘kan parası’, ilgili bakanın buna destek çıkması da ayrı bir rezalet.
xxxxxxxxxxxxxxxx
Her türlü karanlık işe bulaşıyorlar, her suçu işliyorlar, sonra da insanlar bunlardan haberdar olmasın diye yayın yasakları getiriyorlar.
Bingöl’de iki polisin şehit edildiği olayın karanlık noktalarının aydınlatılması için HDP’nin Meclis Araştırma
Komisyonu kurulması isteğini pişkince reddettiler.
Polisleri ‘teröristlerin’ öldürdüğünü söylüyorlar ama o teröristlerle ‘işbirliği yaptığını’ iddia ettikleri parti ‘gelin bunu araştıralım’ deyince yan çiziyorlar.
O olaydan sonra nasıl olduğunu kimselerin bilmediği bir biçimde dört kişi de güvenlik görevlilerince öldürülmüştü, hala nasıl ve niye öldürüldüklerini bilmiyoruz.
Başbakan o dört kişinin ‘cezalandırıldıklarını’ söyledi… Artık mahkeme kararlarına da gerek duymuyorlar, arabaları tarayıp, insanları öldürerek ‘cezalandırıyorlar.’ Hem savcı, hem yargıç, hem cellat görevini rahatlıkla üstleniyorlar.
Bu adaletsiz iklimde failli meçhuller ve şiddet de artıyor, hızla eskiye dönüyoruz.
Gün geçmiyor ki Türkiye bir cinayet haberi almasın.
xxxxxxxxxxxxxxxxx
Faili meçhuller artarken, hukuksuzluğa karşı yeryüzünün sabrı da tükenmeye başlıyor…
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ‘Rüşvetle İlgili Çalışma Grubu’, Türkiye’nin ‘rüşvet uygulamalarıyla mücadele sözleşmesini uygulama seviyesine’ ilişkin saptamaların yer aldığı raporunu tamamladı.
Türkiye’nin 2013 Aralık’ta rüşvet, para aklama ve altın kaçakçılığının içinde bulunduğu, hükümetin en yüksek düzeydeki yetkililerinin karıştığı yüksek profilli bir soruşturma deneyimi yaşadığı kaydedilen raporda, ‘siyasi müdahalenin dış rüşvet soruşturmalarını ve savcıları etkileyebileceği riski, Çalışma Grubu’nun ciddi bir endişe kaynağı olmaya devam ediyor’ ifadesi kullanıldı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
ABD de, IŞİD’e maddi kaynak sağlayan petrol satışının yalnızca ‘kaçakçılık’ olarak değerlendirilemeyeceğini vurguladı.
‘Petrolün nereden geldiğinin önemine’ dikkat çeken ABD’nin terör finansmanıyla mücadeleden sorumlu
Hazine Bakanlığı Müsteşarı Cohen, ticaretin Türkiye üzerinden gerçekleştiğini belirterek ‘artık göz yumulmayacağını’ söyledi.
Cohen, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta ele geçirdiği rafinerilerden sağladığı petrol satışından günde 1 milyon dolar gelir elde ettiğini söyledi.
Cohen, petrol kaçakçılığının yeni bir durum olmadığını ancak şu anki durumun petrol terörist bir örgüt tarafından satıldığı için geçmiştekilerden farklı olduğunu vurguladı.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
İşler yürümüyor, ne içerde, ne de dışarıda…
Cumhurbaşkanı’nın baskısıyla seçimleri Nisan’a alma girişimi, Roboski’den Soma’ya üzerleri örtülmeye çalışılan hazin katliamların ortada durması, işçilerin iş cinayetlerinde sistemli ve sürekli yitip gitmeleri, demokratikleşme adı altında Jandarmayı siyasal iktidarın yeni bir baskı aracı olarak kullanma uyanıklıkları bu iktidarın derdine çare olur mu?
Olmaz…
Çok da sağlıklı olmayan Türkiye demokrasisini ve hukukunu delik deşik etmeyi sürdüren siyasal İslamcı anlayış su kaynatıyor.
Hem siyasal İslam hem de kaynattığı suyun ağır tehdidi altında Birinci Cumhuriyet’in 91’inci yaşına giriyoruz.
Biz Cumhuriyeti demokratikleştirme gayreti içindeyken, mevcut siyasal iktidar demokrasiyi yok ettiği gibi yargıyı da çiğniyor.
Ve ülkenin her yanında insanlar ölüyor.
Roboski’nin dağlarından, madenlerden, inşaatlardan, sokaklardan gittikçe artan sayılarda ölüm haberleri geliyor.
Bir ‘hırsızlar cumhuriyeti’ kurmaya çalışanlar da bu ölümlerden para kazanmak için tepiniyor.
Her şeye rağmen umudunuzu kaybetmeyin, bunlar Türkiye’yi batıramaz ama Türkiye bunları yargılar.
İster ‘tolerans’ göstersinler ister göstermesinler, o sanık sandalyesine hep birlikte oturacaklar. Türkiye, öldürülen insanların, soyulan ülkenin hesabını soracak bu iktidardan.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025 - Basın Tarihi: Fenerbahçe, Deniz Gezmiş, Yunanistan…
10.05.2025 - Basın Tarihi: “Batıda düello vardır, doğuda pusu”…
25.04.2025 - Ankara duymaz, U2 ve Bono duyar
4.04.2025 - “Yetmez Ama Evet” Referandumu…
20.03.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Hikmet Pala
Demokratik toplumda devlet; din, milliyetçilik ve sosyal sınıf ideolojilerini öğretmek üstüne vazife değildir. Hatta bizde olduğu gibi din adamlarına maaş ta vermez. Dincilik, milliyetçilik gibi ideolojileri de öğretmez. Müslüman olmak bir şeydir, İslamcı olmak başka bir şey. Türk olmak ile Türkçü olmak ta aynı şey. Biri kimlik diğeri ideolojidir. Ayrıca demokratik toplumda yasal yaşına ermiş bir Üniversite öğrencisi isterse içki de içer, sevgilisiyle de sevişir. karışmak devletin işi değildir
Ad Soyad Giriniz...
Bu genç yazar diyor ki: "Bu kişiler dindarlığı ve dindarları ... bir engelmiş gibi görüyorlar. Fakat atalarının o dindar kimlikle çağ açıp çağ kapattığını unutuyorlar." iyi güzel de, dindar kimlik ile kapattıkları çağ, İstanbulu ele geçirmelerinden dolayı Bizans bilim adamları ve sanatçılarının kaçarak batıda Avrupada yeni bir çağ [rönesansı] başlatmaları... Yani dindar kimlikten kaçıp yeniden doğuş çağını açmışlar, dindar kimlikle değil! Mesaj yeriniz çok kısa!
Cankat Zengin
Oy vermekten başka birşey yapamıyorsunuz demek. Sorulara cevap vermek sizin ne haddinize değilmi ortalığı bulandırın gerisi mühim değil bunuda oylayın ;)
Cankat Zengin
Şahsi düzeltmeme olumsuz oy vermişsiniz merak ettiğim bişey oluştu sözün hangi tarafı olumsuzdu? Yani Kurandan başka Allahın gönderdiği kitapları inkar etmeyişimmi? Yoksa Peygambersiz dönemlerde kaleme alınan çeşitli ideolojilerin etkisi altında birbiriyle çelişen kitaplar kısmımı? Allahın gönderdiği kitapları inkar etmiyor iman ediyorum Allahın gönderdiği kitaptan sonra kaleme alınan çeşitli ideolojilerin etkisi altındaki kitaplarada iman etmiyorum. Neresi olumsuz oylandı merak ettim gerçekten.
Cankat Zengin
Yorumumun yanlış anlaşılmaması için bu düzeltmeyi yapmak zorundayım. Kurandan başka kitaplara tepki sözümde kastım Allahın gönderdiği dinlerin Kutsal kitapları değildir. Bu kitapların devamı niteliğinde ortaya çıkartılan Peygambersiz dönemlerde kaleme alınan çeşitli ideolojilerin etkisi altında birbiriyle çelişen kitaplardır. Kastım Allahın gönderdiği kitaplar değildir. Bu düzeltmeyi yapmazsam rahat edemem kusura bakmayın yanlış anlaşılmaya sebebiyet vermek istemem.
Cankat Zengin
Tepkilerin çoğu dindar görünüp dinden çıkanlara üstelik bunu Allahın emriymiş gibi gösterip dini konuda kendi mezheplerine dahil ettikleri insanları o mezhepten başka bir mezhebin doğrularının doğru olmadığına inandıranlara, Kurandan başka kitaplara, Arap milliyetçiliğini din gibi sunanlara, En acı ve üzücü olanıda Peygambersiz bir şeriate kabul diyenlerdir işte tepki bunlaradır. Çünkü Peygamber olmadan Allahın adaletini sağlamak mümkün değildir. Yoksa kimse Allahın adaletine karşı değildir.
Ad Soyad Giriniz...
BU ÜLKEDE ÇOCUĞUNU DİNDAR YETİŞTİRMEK İSTEĞİNDE MÜSAADE EDİLMEYEN YILLAR YAŞANDI VE YAŞANMAYA DEVAM EDİYOR. "DİNDAR NESİL" TARTIŞMALARINA DİNDARLARI DİNLEYEREK BAŞLAYIN. KİMSE AHKAM KESMESİN.
Ad Soyad Giriniz...
Ben BEYİN YIKAMAK İSTİYORUM demenin başka çeşitidir DİNDAR NESİL YETİŞTİRECEĞİM demek. Dindar da olsa olmasa da ONURLU bir nesil isteseydik senin gibi bir yazarın yazısına şaşmıyordum şu an.
Ad Soyad Giriniz...
Bugün o dindar neslin yatları, katları, villaları, gemicikleri, reklam tabelası kiralama şirketleri, yumurta akıtanları var. hepsi 4 çekerle geziyor. Bunlar peygamberin izindeki dindar nesil. Yazından çıkardığım kadarıyla da bu konuya taraf olmayanı da dinden bertaraf edecek kadar da kedini tanrının yerine koyabilmişsin. Nesilin nasıl olacağına da karar veriliyorsa Hitlerden, musolliniden ne farkı kalır bir yöneticinin.
inci çapan
TOPLUMDAKİ AHLAKİ ÇÖKÜŞÜN NEDENLERİNİ DİNİNE BAĞLI OLARAK YETİŞTİRİP-YETİŞTİRMEMEKLE ENDEKSLEMEK ANCAK DİNDARLARA ÖZGÜ BİR AT GÖZLÜĞÜ TAKMAKTIR.DİNADR ÇALMAZ,ÇIRPMAZ,ÖLDÜRMEZ,TECAVÜZ ETMEZ,EZMEZ ,KADIN HAKLARINA SAYGILIDIR İDDİALARINIZI ÇÜRÜTMEK İÇİN BENİM ÖNÜNÜZE KANIT KOYMAMA GEREK YOK HABERLERİ TAKİP EDİN KAFİDİR.DİNDARLAR ALLAHI BIRAKIP DİNİNE TAPMA EĞİLİMİNDE VE YOLUNDADIR.HERKESBEN SENDEN DAHA GÜZEL DAHA İYİ DAHA FAZLA İNANIYORUMUN YARIŞINDA BİRİNCİ GELME TELAŞINDADIR.
hasan
Şu satırlara bakarsanız yazının ne demek istediğini anlarsınız: "dindar nesil çalmaz, masum cana kıymaz, kimseyi ezmez ve değerlerini de ezdirmez. Dindar nesil herkesten çok Allah’tan korkar , her şeyden önce O’na vereceği hesabı düşünür ve hayatını buna göre şekillendirir.Bunların yanında dindar nesil çalışkandır, merhametlidir, adildir ve en önemlisi de manayı maddenin önünde tutar."
MUSTAFA KEMAL
SUUDİ ARABİSTANA GİDİNCE TÜM DAYANAK NOKTALARI ÇÖKEN YAZI TÜM AHLAKSIZLIK DOLAN, YALAN VE GERİ KALMIŞLIKLAR NEDEN DİN İLE YÖNETİLEN ÜLKELERDE SORUSUNU CEVAPSIZ BIRAKAN YAZI...
Ad Soyad Giriniz...
harika bir yazı.Eline sağlık
Ad Soyad Giriniz...
Kapitalist sistemin ve sermaye ideolojisinin egemen olduğu bir ülkede "dindar nesil" yetiştirilemez. Karada balık yetiştirilemeyeceği gibi. Ancak küresel sermayenin oluşturmaya başladığı "küresel dine biat etmiş ılımlı dindarlar" yetiştirilir.
murat ufacık
oysa kurana sorsa idi kuran ona bütün insanların fıtraten dindar olduğunu ama esas sorunun atalar yorumunu devre dışı bırakıp "rab"( terbiye eden eğiten ve kuluna yeten) olarak yalnızca Allahı seçmenin doğru dindarlık olduğunu öğrenecekti.Ve dünyayı gözlemlediğinde en vahşi cinayetlerin en büyük soygunların en adi tecavüzlerin arkasında yanlış din yorumunun olduğunu görürdü.Dindar her türlü suçu işlemeye daha uygundur Ama Dindarlığını Yalnızca Allaha göre oluşturan ise mutlu olmaya adaydır
murat ufacık
" Zira biz biliyoruz ki; dindar nesil çalmaz, masum cana kıymaz, kimseyi ezmez ve değerlerini de ezdirmez. Dindar nesil herkesten çok Allah’tan korkar ".... Bu arkadaşımız kuran okusada sevap kazanacağı düşüncesiyle okumuş ve Allahın dinini Allahın kitabından değil ataların allah yorumundan öğrenmiş bunun adı ise islam (yalnız allaha teslim olmak) değil başka birşeydir.
Ad Soyad Giriniz...
İçeriksiz, akıl yürütme erdeminden yoksun, yazanın darbakışlılığını açıkça belli eden bir yazı...
istanbullu
Seni candan tebrik ediyorum
Ad Soyad Giriniz...
dinci tayfasının çalmaması, ezmemesi, ezdirmemesi tamamen uydurma. ahlakı cinsellikte değil dürüstlükte tanımlarsanız dincilerin sınıfta kaldığını göreceksiniz. asıl dinciler ahlaksızdır.
erol129
Akil var mantik var. Cocuklari dindar yetistirme hakki devletin degil anne babanin hakki ! 21. yuzyilda devletin dikta edecegi sekilde din egitimi isteyen kisiler ve toplum cahildir. Kendi evladini dindar yetistimek kisinin kendi hakkidir. Baskalarinin cocuklari icin nasil edelimde dindar yapalim bunlari diye dusunmek fasist bir gelenegin devamindan baska birsey degildir
selim
süper yazı
Ad Soyad Giriniz...
Helal
Ad Soyad Giriniz...
evet dindar nesil istiyoruz
zeynep şarkışla
sayın AHMET ENES ÇELEBİ size içtenlikle katılıyorum.yeni neslin bırakın dindar yetişmeyi ,dindar olmaktan korkuyorlar.çoğuinsanlar bundan çekiniyor. .artık insanların gözünde din sevgisi ALLAH sevgisini farklı görmek isteyenlerde var .ama neolursa olsun ALLAH yolunda giden her zaman kazanır .kim nederse desin insan olan insan hedefleri her zaman doğru çıkar.görmek isteyen görür istemeyen yanlışlara gider .birgün mütâ nasız insanlar inşallah görmeyide öğrenir
hakan
ahmet kardeş güzel yazı... tebrikler.