Mehmet ALTAN
Yüz iki insanımızı göz göre yitirdiğimiz Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümcül katliamının üzerinden ancak bir ay geçmişken, bu kez insanlık, aynı katilin barbarca saldırısıyla Paris cihetinden sarsıldı.
Bir ülkeyi ve toplumu öldürerek ve korkutarak esir alacağını sanan psikopat bir katil çetesine karşı nasıl kararlı bir duruş gösterilir?
Fransa, izi kolayından silinmeyecek büyük bir travma yaşarken, bunu tüm dünyaya ve çok az bir süre önce saldırı kurbanlarının üzerine polis gönderip gaz sıkan Ankara iktidarına gösterdi.
Fransa Cumhurbaşkanı sözü Başbakan ya da İçişleri Bakanı’na bırakmadı, anında devreye girerek, halkına cesaret ve güç vermeyi amaçlayan bir konuşma yapıp ardından gerekli ilk önlemleri aldı ve bakanlar kurulunu topladı.
Ertesi gün ise Cumhuriyet Başsavcısı’nın ağzından katliamın tüm ayrıntılarını ve katilin kimliğini de öğrendik.
Katliamı IŞİD yapmıştı, zaten kendisi de üstlendi.
***
Biz ise Ankara katliamından sonra kan üzerinden seçim kazanmak isteyen umacı bir yüz gördük.
Olayın ardından Türkiye, sırıtan ve 102 ölüme rağmen herhangi bir ihmal olmadığını iddia eden bakanlara rastladı, bu şahıslar hala bakanlık koltuklarında oturuyor.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Garı’ndaki terör saldırısıyla ilgili ‘yazılı’ açıklama yaptı. Başsavcılık, saldırının talimatının Suriye’deki IŞİD terör örgütünden verildiğini belirtti.
Hâlbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan, “burada DAEŞ de var, PKK da var, El Muhaberat da var… Burada Suriye’nin kuzeyindeki PYD terör örgütü de var” diyordu, konu mankeni gibi ortalıkta dolaşan bir diğeri ise ‘kokteyl eylemden’ söz ediyordu.
HDP oylarına akıllarını takmış olduklarından açıkça IŞİD diyemiyorlardı… İşin içine PKK’yı, PYD’yi sokmaya, insanların aklını karıştırmaya uğraşıyorlardı.
Fransa’da ise seçimlerde ‘oy kapma’ hesapları yoktu, toplumu ve devleti tehdit eden bir belaya karşı ortak hukuksal bir duruş vardı.
Katile katil diyorlardı.
***
Bu ikiyüzlülüğün, dünyayı kandırırım sanma ilkelliğinin ve kurnazlığının altını çizmemin bir nedeni var.
Ölüme susamışların Paris katliamı 21’inci yüzyılın da çok zor geçeceğini gösteriyor.
Batı dünyası kendi varlığına ve yaşam biçimine kast eden bir barbarlığa karşı Hollande’ın değişiyle ‘acımasız’ önlemler alacak.
Sadece içine kapanmak ve duvarlarını yükseltmekle kalmayıp, Ortadoğu’daki ‘İslamcı’ görünümlü çıldırmaya karşı da bölgede sert alternatif çareler üzerinde yoğunlaşacak.
‘Müslüman-demokrat’ bir sentezi boşa çıkararak, hırsızlık ve baskıda karar kılan Ankara da muhtemelen bu yeni gelişmeyi okuyamadığı, yalan dolan ile dünyayı kandıracağını sanan bir eblehlikle ortalarda dolaştığı için bu gelişmelerden fazlasıyla etkilenecek.
***
Küreselleşme, gelişme düzeyleri çok farklı olan dünyaları kolayından yan yana getiremeyecek gibi gözüküyor. Olup biteni, biraz da hala kendi etkin karakterini ve özellik çizgilerini oturtamayan 21’inci yüzyıl açısından değerlendirince, zor bir çağa girdiğimizi anlayabiliyoruz.
Paris’teki saldırı, insanlığın ortak kültürüne kendi kimliğine sahip çıkarak katılmak ve onu zenginleştirerek yeni çağa uyum sağlamak yerine, öldürmeyi, kafa kesmeyi, kaba kuvvetten medet ummayı tercih edenlerin dünyayı bir süre daha kalın duvarlarla böleceğini ortaya koyuyor.
Bu anlayış, değişik kültürlerin ve yolların birleşmesini değil, en azından şimdilik sert bir biçimde kopmasına neden olacak.
Çağın ilk yarısı, kendini maalesef bu içindeki kanlı ve sert iklim üzerinden tanımlayacak gibi.
***
Bu sert sarsıntıyı bütün dünya, özellikle Ortadoğu ve tabii Türkiye hissedecek… Bizim bölgemizin çok sert siyasi depremlerle sallanacağını tahmin etmek çok zor değil.
Devleti çökerterek, şiddet ve zorbalıkla kendi diktatörlük hayalleri peşinde koşan Ankara’daki iktidarın tüm bunları okuyup değerlendirme kabiliyeti hiç yok.
Onlar 17-25 Aralık dosyasını kapatıp, devlet hazinesinin başında patlayınca kadar kalmak için her şeyi yapmaya hazır görünüyorlar.
‘Kendileri gibi konuşmayanı’ ülke içinde susturmaya sıvansalar da 21’inci yüzyılın zor koşulları karşısında nasıl duracaklarına dair hiç bir fikirleri olmadığı yalpalamalarından açıkça anlaşılıyor.
Bu çizgide devam ederlerse sadece kendilerinin değil, Türkiye’nin de başını belaya sokacaklar.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025