Mehmet ALTAN
Önceki gün, önemsediğim bir haberin okur nezdindeki karşılığını araştırıyordum… Ne kadar okunmuş, okunma sıralamalarında yer almış mı diye bakıyordum.
O sırada ‘Yolsuzluk Algı Endeksi’nde paldır küldür yuvarlanmaya devam ettiğimizi gördüm.
Türkiye, 168 ülkenin değerlendirmeye alındığı 2015yılı ‘Yolsuzluk Algı Endeksi’nde, üç puanlık gerileme ile iki basamak birden düşmüştü.
Haberde bu yuvarlanışın bir yorumu da vardı:
“Türkiye, 2014 yılında yaşadığı dramatik düşüşle son 6 yıldaki ilerlemesini sıfırlamasının ardından, bu yeni düşüşle de olumsuz konumunu sürdürmüş oldu.
Puanı yanında ülke sıralamasında da iki sıra daha düşüş yaşayan Türkiye, 2014 yılı endeksinde 64. sıradan 66. sıraya düştü.
Açıklamaya göre, Yolsuzluk Algı Endeksi sıralamasındaki bu düşüş, son yıllarda ilerleme olarak belirtilen tüm reformlarda bunların tersine ve olumsuz olarak değerlendirilen bir gerilemeye işaret ediyor.”
Durumumuz açıkça ortada.
***
17-25 Aralık ve sonrasında yapılanlar aklıma geldi.
Yolsuzluk ve rüşvet iddiasıyla başlatılan soruşturmadan sonra siyasal iktidar, öncelikle Adli Kolluk Yönetmeliği’nde bir değişiklik yapmıştı.
Bir cümlelik yönetmelik değişikliği ile ‘zorunluluk halinde’ bile artık cumhuriyet savcılarının polise görev ve yetki alanı dışında operasyon yaptırma yetkisi kaldırılmıştı.
Daha sonra bu değişiklik Danıştay’dan döndü.
***
‘Anayasaya karşı hile’yi de o dönemde gördük.
HSYK’yı ‘yürütme’ye bağlamak için anayasaya aykırı olduğu bilindiği halde bir yasa çıkarıldı ve Anayasa Mahkemesi’nin iptali halinde bile uygulamalar geri dönmeyeceğinden HSYK hallaç pamuğu gibi atıldı.
Sulh Ceza Hâkimlikleri denen ‘tek kişilik’ mahkemeler de bu dönemin büyük icadı olarak doğdu.
Adalet sisteminin ‘yönetenlerin’ sorgulanmasını önlemek amacıyla içine düşürüldüğü hazin durum böylece ortaya çıktı.
***
Peşine düştüğüm haber de tam bu nedenle ilgimi çekmişti. Haberin başlığı şöyleydi:
“Adalet Bakanı istifa etti.”
Besleme basın tarafından sessizce geçiştirilen bu haberdeki bakan, doğduğu Fransız Guyanası’nda fırtınalı bir gençlik geçiren Fransız Adalet Bakanı Christiane Taubira idi…
13 Kasım Paris katliamları sonrasında Fransa’da ‘acil durum’ adı altında Olağanüstü Hâl ilan edildi… Ardından geniş bir mutabakatla Meclis bu yasayı üç ay daha uzattı.
Ancak daha sonrasında uygulamalar geniş bir eleştiri dalgasını da beraberinde getirdi.
Siyasal iktidarın hoyratlaştığı, temkin ve denetimden uzaklaştığı söylendi. Tepkiler arttı.
***
Sonrasında Fransa’da terörle mücadele kapsamında yapılması planlanan tartışmalı anayasal değişiklikler gündeme geldi.
Terör suçlarından hüküm giyen çifte vatandaşların Fransız vatandaşlığının geri alınması söz konusuydu.
Cumhurbaşkanı François Hollande’ın önerisi olan bu tasarıya birçok noktada Adalet Bakanı Taubira karşı çıktı. Yapılacak düzenlemelerin yanlış ve Cumhuriyetçi değerlere ters olduğunu söyledi.
Tasarının Meclis’te görüşüleceği gün de istifa etti.
***
Fransa sallandı, Sosyalist grup kendini ayakta alkışlayarak uğurladı, sağcılar da bayram etti…
Bu istifanın solda yeni bir ayrışmanın işaret fişeği olup olmadığı tartışılır oldu.
Adalet Bakanı, ‘derin ayrılıklar’ nedeniyle hükümetten istifa ettiğini vurguladıktan sonra bir de tweet attı:
“Bazen direnmek kalmaktır, bazense gitmektir.”
***
63 yaşındaki Fransız eski Adalet Bakanı’nın hayat hikâyesine ve eğitim kalitesine baktım.
Etkileyiciydi…
Ama beni daha da çok etkileyen tarafı ilkelerinden taviz vermeyen siyasal duruşu ve ahlâkı oldu…
Acaba dedim, 17-25 Aralık sürecinde buralarda olsa ne yapardı?
Bir de, neden bizden hiç böyle bakan çıkmıyor diye düşündüm.
Bazen, tek bir istifanın iki toplum arasındaki büyük farkları ortaya koyabileceği geçti aklımdan.
Üzüldüm.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025