Mehmet ALTAN
Eğer Türkiye Cumhuriyeti paramparça edilmiş organlarını yeniden teker teker yerli yerine oturtup işler hale getiremez ise ömrünü meflûç halde, sürüne sürüne bitirecek.
Bir ülkenin, kendi yöneticileri tarafından böylesine sert darbelerle ve böylesine inatla çökertildiğine herhalde tarih de çok az tanıklık etmiştir.
Hukukun ve bir hukuksal organizma olan devletin zorbalıkla sona erdirilmesi dönemini bütün acılarıyla birlikte yaşıyoruz.
***
Siyasal iktidar, 2010 yılındaki referandumdan sonra, özellikle de 17-25 Aralık'ın ertesinde hukuku zehirleyerek zorbalığa yöneldi.
Bana bugün “Türkiye Cumhuriyet'inin rejimi nedir” diye sorsalar, hiç tereddüt etmeden‘zorbalık' derim.
***
Ama artık zorbalık dayanılmaz boyutlara ulaştı.
Haliyle bu zorbalığa karşı tepkiler de artıyor.
Anayasa Mahkemesi'nin Can Dündar ve Erdem Gül ile ilgili aldığı son karar da özünde zorbalık rejimini durdurmaya yönelik.
Bunu resmi başa sardığınızda çok net bir biçimde görüyorsunuz.
***
Hatırlatayım…
31 Mayıs günü, dünyanın hukukunu, demokrasisini ve siyasal sağduyusunu kaybetmemiş hiçbir ülkesinde rastlanmayacak bir televizyon konuşmasına şahit oluyoruz… Bir gazete haberi, bu konularla hukuken hiçbir irtibatının olmaması gereken Cumhurbaşkanı tarafından şöyle değerlendiriliyor:
“MİT'e yönelik atılan o iftiralar bir ajan, bir casusluk faaliyetidir ve bu gazete de bunların arasına girmiştir.
…Bu haberi yapan kişi bunun bedelini ağır ödeyecek, öyle bırakmam onu.”
***
Sonra ne oluyor?
Kısa bir süre sonra sistem, Cumhurbaşkanı'nın ‘hukukçuluğunun' peşine takılarak ‘suçlamalara' girişiyor.
Dündar ve Gül'ün ‘Silahlı Terör Örgütü Üyeliği, Siyasal ve Askeri Casusluk, Gizli Kalması Gereken Bilgileri Açığa Çıkarmak' suçlarını işlediği iddia ediliyor.
İki gazeteci ‘tutuklama' talebiyle mahkemeye sevk ediliyor.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi de tutuklama talebini kabul ediyor.
İki gazeteciyi yaka paça Silivri'ye gönderiyorlar.
İtirazlara da Adalet Bakanlığı kurumları ‘kulaklarını' kapatıyor.
***
Hukuk görüntüsü altında yapılan bütün bu işlerin anayasayla da yasalarla da bir bağı olmadığını Anayasa Mahkemesi net biçimde belgeliyor.
“Tutuklamanın hukuki olmadığı ile ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği şikâyetlerine ilişkin olarak başvurucuların Anayasa'nın 19. maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine” karar veriyor.
Düpedüz ‘zorbalığı' teşhis ediyor.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Başkan Yardımcısı Işıl Karakaş da, “Anayasa Mahkemesi, AİHM kararları ve içtihatlarıyla uyumlu, Avrupa standartlarında bir karar vermiştir. Bunu, alkışlanacak bir karar, çok güzel bir gelişme olarak görüyorum” diyor.
***
Çıldırmış bir şekilde iktisat ve hukuk biliminde olmayan saçmalıkları zorbaca devlete ve topluma dayatma girişimlerinden medet umanların yediği sert bir hukuksal tokat bu karar.
Hukukla hiçbir alakası olmayan saçmalıkları emir kabul edip uygulayanlara da kendilerine çeki düzen vermeleri için ciddi bir uyarı…
***
Bu ‘zorbalık' rejimi zihniyeti nasıl bitecek, ne olacak?
Eğer bu devlet ve toplum, Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı gibi yeniden hukuku hatırlayıp harekete geçmezse, hukuku yeniden canlandırmazsa, anayasanın ve yasaların uygulanması için tepki göstermezse burası zorbalıkta boğulacak.
Ama son günlerde yaşadıklarımız, toplumun baskıya ve zorbalığa karşı neredeyse son bir refleksle harekete geçtiğini gösteriyor.
***
Bu zorbalıktan medet umanlar, Türkiye'yi bir var olma mücadelesi vermeye zorluyor.
Bu zorbaların yolunu kesmez, bunları yeniden hukukun içine çekemezsek bu ülkeyi bitirecekler.
Son gelişmeler bizi ümitlendiriyor. Türkiye kendini kurtaracak gibi gözüküyor.
Her zaman olduğu gibi zorbalık eninde sonunda kendi zorbalığında boğulup yok olacak.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025