Mehmet ALTAN
Şimdi büyük felaketlerle uğraşan Japonya, dünyanın en büyük üç ekonomisi içinde yer alıyor...
Çok yakın zamana kadar ikinci sıradaydı, burun farkıyla Çin’e geçildi.
Bu yerkürede yaşayan yedi milyar insanın yuvarlak hesap bir yıl içinde ürettiği 55 trilyon doların onda birini Japonya tek başına üretiyor.
Bizim bu ülkeye toplam ihracatımız ise sadece ve sadece 250 milyon dolar, devede kulak bile değil...
Düşünün ki kan ter içinde yıllarca uğraşıp Japonya’ya greyfurdu bile çok yeni satabildik...
Neden?
Çünkü Japonya doğru dürüst bir devlet ve vatandaşının yiyip içtiğine son derece özen gösteriyor... Onlar için “gıda güvenliği” yaşamın özü gibi...
Kıyaslama için hatırlatayım; bizim geçenlerde on iki ton “virüslü eti” hamburger olarak yediğimiz resmen ortaya çıktı ama kimse yadırgamadı...
Galiba virüsü de “protein” olarak algıladık...
İnsan canına kast eden böyle bir skandal, Japonya’da mevcut faciaya yakın çalkantı çıkarırdı...
***
Geçen yıl müzakereye açtığımız “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının açılış kriterlerinden birisini de Türkiye’deki gıda işletmelerinin AB mevzuatına göre sınıflandırılması oluşturuyordu.
Türkiye, AB müktesebatına uyum amacıyla geçen yıl yeni gıda kanunu çıkardı.
Uyum çalışmaları çerçevesinde, önce gıda işletmelerinin mevcut durumu belirlendi ve bu işletmelerin AB’ye uyumu için izlenecek yol haritaları oluşturuldu.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, bu kapsamda, öncelikle gıda üretim yerlerinin gerçek sayısını belirlemeye yönelik çalışma yaptı.
Çalışmalar sonucunda beş-altı yıl öncesine kadar 20 binler civarında olduğu ifade edilen gıda üretim yerlerinin gerçek sayısının 53 bin civarında olduğu ortaya çıktı.
Bu bile ne halde bulunduğumuzu zaten yeterince anlatmakta...
***
Öte yandan Bakanlık, geçen yıl çıkarılan yeni gıda kanunu çerçevesinde, gıda işletmelerinin kayıt ve onay işlemlerine yönelik usul ve esasları belirlemek üzere yönetmelik hazırladı.
Yönetmelik uyarınca, gıda üreticileri, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan onay veya kayıt alacak.
Onay kapsamında bulunan işletmelerin AB’nin istediği hijyen şartlarını, kayıt kapsamında bulunan işletmelerin ise genel hijyen şartlarını yerine getirmesi gerekiyor.
Yönetmelik ile AB mevzuatına uygun olarak öncelikle gıda işletmeleri sınıflandırıldı ve “onay” zorunluluğu bulunan işletmeler, “et ürünleri, süt ürünleri, su ürünleri ve hayvansal yan ürünler” üreten işletmeler olmak üzere dört gruba ayrıldı.
***
Sonra ne oldu?
Bakanlığın belirlemelerine göre, Türkiye’de onaya tabi, hayvansal kaynaklı gıda üreten veya işleyen 5 bin 619 işletme olduğu ortaya çıktı.
Bu işletmelerin 476’sı halen onay şartlarını taşıyor, yani AB mevzuatına uyumlu.
Yanlış okumadınız, 73 milyon nüfuslu Türkiye’de, hayvansal kaynaklı gıda üreten AB standartlarına uyumlu yalnızca 476 işletme var...
Ancak, gerekli yatırımları yaparsa, 3 bin 115 işletmenin AB şartlarına iki yıl içinde uyum sağlayacağı tahmin ediliyor.
İşletmelerin AB mevzuatına uygun hale getirilmesi için ise 2 milyar 102 milyon 875 bin euro’luk kaynak gerekiyor.
***
Bu tatil günü “gıda güvenliği” nereden mi çıktı?
Çünkü AB sürecini bir iki liderin tıkadığına dikkat çeken Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “bu sabrımız nereye kadar gider bilemem” uyarısında bulunduğunu, ardından da “gelişmelere göre kendimizi kantara çıkaracağız, artık ilerleyen bir Türkiye var. AB kurumlarının karşılılıkları bizde de var. Er veya geç Türkiye’ye gel diyecekler” dediğini okudum...
***
Hâlbuki sorun siyasal değil, teknik...
Biz, “gıda güvenliğini” sağlayan tedbirleri Japonya ölçeğinde alalım, siyaseten işimize gelmediği için kulağımızın üzerine yattığımız “Rekabet Faslını” müzakereye hazır hale getirelim ve 2002 yılındaki azmimizi üstlenelim, bakalım AB’ye girer miyiz, girmez miyiz?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol15 Temmuz ve OHAL 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNETürkler, Kürtler şimdi de Araplar ve sonra yeryüzünün bütün halkları 16.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALU“Beraber yürüyeceğiz” ama nereye doğru Payidar! 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSürecin en büyük riski 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘AK Parti+MHP+DEM’ yetmedi, muhalefet de cepheye çağrılıyor 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluErdoğan, bir anda neden sürecin önüne geçti? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHükümet harcadıkça ülkenin refahı azalıyor 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBizim Hayırlı Cumamız 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENTürk – Kürt – Arap söylemi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Türkiyeli değil, Türk!” 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın silah bırakması ve feshi: Siyasetin gerekleri, toplumsal beklentiler 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuVahim ama ciddi değil… 11.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Palalı hukuk… 11.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025
10.05.2025
25.04.2025
4.04.2025
20.03.2025