Mehmet TIRAŞ
Bir binanın içinde kimin oturacağı ve oturduğu önemli değil,oturduğunuz konut yasalara uygun ise bir sorun yok, var ise, işte orası tartışılır ve tartışılıyor da.
Hukukun üstünlüğünün olmadığı, yargının da bağımsız ve tarafsızlığı ortadan kalktıysa o ülkede, güç dengesi ortaya çıkar ve zor oyunu bozar kuralı devreye girer, Erdoğan’da bunu yapıyor şuan ülkede.
Hangi binadan bahsettiğimiz anlaşılmış olmalı..
29 Ekim 2014 yılında 91.Yılı kutlanacak olan Cumhuriyetten çok, yargı kararıyla inşaatına durdurma kararı verilen Başbakanlık binası olarak düşünülen, Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilince ben Çankaya’da değil,bu binada oturacağım demesiyle gündeme oturan; yargı tarafından yasa dışı bir yapı olarak bilinen, Erdoğan’ın ve yandaşlarının adına “Aksaray” dediği binayı konuşur olduk.
Anakara Barosu’nun 2011’de açtığı davada 5.İdare Mahkemesinin 3 yıl sonra yürütmeyi durdurma kararı verdiği,Atatürk Orman Çiftliğinin (AOÇ) tarihi ve kültürel kimliğine vurgu yapılarak ve SİT alanına girdiği gerekçesiyle mahkeme bu binanın inşaatını durdurma kararı vermişti.
Erdoğan’ın yargının verdiği bu karara nasıl bir tepki vermiş hatırlatma da yarar var:
“Güçleri yetiyorsa yıksınlar, yürütmeyi durdurdular,bu binayı durduramayacaklar açılışını da yapacağım,içine de girip oturacağım.”
Bu sözler askeri darbeyle iktidarı ele geçiren,krallıkla ve kendinden başka rakibine seçilme hakkı tanımayan bir diktatörün değil,seçimle iş başına gelmiş, demokrasiyi araç olarak kullanan ama demokrasinin kuvvetler ayrılığını tanımayan, Yargı kararlarını uygulamayan bir siyasetçinin sözleri.
TBMM’nde Anayasaya bağlı kalacağı üstüne yemin eden; namus ve şeref sözü verip görevini tarafsız yürüteceğine yemin eden bir kişi, eğer yargı kararını tanımıyorsa,Cumhuriyetin 91.yıl dönümü için vereceği resepsiyonun demokratik bir değeri olur mu?
En çok merak ettiğimiz konu acaba bu binanın durdurulmasına yasa dışı olduğuna, yani mühürlenmesini isteyen yargı mensupları da Erdoğan’ın vereceği resepsiyona katılacak mıdır?
Katılacak olurlarsa kendi kararlarını Erdoğan’ın tanımamasını haklı çıkartırlar;doğal olarak ta yandaş medya ve Erdoğan şu soruyu soracak; karar veren yargı mensupları katılıyor da bu muhalefete ne oluyor, bu daveti reddediyor diyecekler..
Erdoğan ustalık dönemi olarak başladığı 2011 yılından bu yana gerçekten hukuku bay pas eden, çoğunluk üstünden demokrasinin kuvvetler ayrılığını yok sayarak ,kural tanımaz bir diktatör gibi davranmaya başladı.
Erdoğan,17/25 aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra kontrol edilemez bir tutum içine girdi ve cumhurbaşkanlığına halkın oylarıyla geldiğini göstererek;anayasa da olmadığı halde mevkisini başkanlık gibi kullanmak istiyor ama anayasanın buna uygun olamaması ise hiç umurunda bile değil.
Bütün konuşmaları ve tutumu kendini parlamentonun ve yürütmenin üstünde görmesi, yargı kararlarını da kendine göre milli iradeyi memnun etmesi diye bir deyim türetti..
Demokratik hukuk devletinde yargı kararlarında çoğunluk ve milli iradeyi menün etme diye bir kavram yoktur.
Her sorunu ve konuyu Erdoğan;din,mezhep ve ırk üzerinden çoğunluğu öne alıp, çoğulculuğu yok sayarak, muhalefeti darbeci, medyayı da kendine göre dizayn etmesi, teme hak ve özgürlükleri budaması kabul edilir bir durum değil.
İşte yapmak istedikleri ve konuşmalarından bir kaçı:
“Benim Reyhanlı’da 53 Sünni vatandaşım şehit oldu demesi.”
“Neslimizi bozdular dindar nesil yetiştireceğim..”
“Alevilerin ibadet yeri olan Cem Evlerini tanımaması, Ruhban okulunu açmaması. Kürtlerin ana dilde devletin eğitim vermesine karşı çıkması.”
Tutturmuşlar bir Uludere,her kürtaj bir Uludere diyerek 34 insanın ölümünü küçümser oldu.
Zorunlu din dersi uygulaması, daha 10 yaşında bir kız çocuğun özgürlüğü diye baş örtüsünü serbest bırakması; bunu yaparken üniversitede okuyan genç kız ile erkeğin aynı evi paylaşmasını ahlaksızlık olarak kabul etmesi ve bizim değerlerimizle bağdaşmaz deyip,daha da ileri giderek..
Bireylerin özel hayatına müdahale ederek,döğmesinden,eteğinin kısalığına, kaç çocuk yapacak, nasıl doğum yapması gibi,alkol alanları ayyaş-keş ilan etmesinden tutun da, çevre duyarlılığı olan parklara ve yeşil alanı korumak isteyenlerin buralara AVM’ler ve yeşil alana cami yapacağım diyen iktidara karşı çıkanların; hukuksal dayanağı olmasına rağmen iftiralar atarak, bu insanları dinsizlik ve imansızlıkla suçlaması akıl alır gibi değil.
Ya ayyuka çıkmış yolsuzluk ve rüşvet karşısında bu kadar pişkin davranmasına ne demeli..
Erdoğan 1994 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığı koltuğuna oturunca ilk basın toplantısında şöyle diyor:”parmağındaki evlilik yüzüğünü göstererek işte benim sermayem bu,ayrılırken de bu olacak diyor.”Ama aradan yıllar geçiyor iktidar hırsına ve paraya teslim oluyor; iki oğlundan birisi 5 tane gemi sahibi oluyor (Erdoğan buna gemicik) derken, diğer oğlu ise AKP’nin kazandığı illerin Belediye Başkanlarına baskı yaparak;TÜRGEV vakıfını geliştirmek ve zenginleştirmek için almadığı arsa yok gibi..Arsa temin etmeyenleri bir daha seçilemezsin diye tehdit ediyor,TÜRGEV vakfının mal varlığı kamudan ihale alanlardan elde edilen gelirlerle bu duruma geldiği ayan beyan ortada. Birde 17/25 Aralık yolsuzlukla ve rüşvetle suçlananların içinde olanlardan biri de Erdoğan’ın büyük oğlu Bila Erdoğan olması ise başlı başına üstünde durulması gerekmiyor mu? Erdoğan’ın dinlemelere takılan telefon tapelerinde oğluna evdeki milyon Euroları sıfırla demesi ortada duruyor, bu iddiaları Erdoğan yargıya taşımadı.
Erdoğan bu iddiaları yalanlamadı, beni yasa dışı yoldan dinlediler hem de kripto(devlete ait) telefonumdan dinlediler dedi.
Yolsuzlukla suçlananlardan Erdoğan’ın hayır sever iş adamı Reza Zarrap ve eski bakan Muammer Güler’in oğlu Barış Güler TBMM’ne ifade vermesiler.
Yargı 17/25 Aralık’tan sonra o kadar siyasallaştı ki Erdoğan’ın istediği doğrultuda askeri darbelerde bile aratır bir duruma geldi.
Son örnek HSYK üyeliğine Erdoğan’ın atadığı dört avukatın ikisi bil fiil AKP’nin kadrolu elemanları olduğu ortaya çıktı.
Yargının bu kadar siyasallaştığı ve yürütmenin emrinde bir kurum olduğu yerde hangi bir hukuksuzluğu sayacağız.
Yazıyı birbirini tamamlayan sorularla bağlayalım; kentsel dönüşüm adı altında evlerini terk etmeyenlerin evlerini polis ve zabıtanızla zorla kepçe ve dozerlerle yıkarak boşaltmıyor musunuz?
Bu gecekondular yıkma gerekçeniz yasadışı olduğu için yapıyorsunuz ve elinizde de bir mahkeme kararı var değil mi?
Peki sizin Aksaray kondunuz yasa dışı değil mi, bunu kim yıkacak?
Yıktığınız gecekondulardan yargının yapımını durdurduğu Aksaray’ın ne farkı var?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları

















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025