Mehmet TIRAŞ
İktidar muhalefetin varlığını yok sayıyor medya özgürlüğünü tanımıyorsa,İsterse yüzde doksan oyla iktidara gelsin,meşruluğu tartışılır.
Demokrasinin olmazsa olmaz kuralları vardır ve bunun pazarlık payı da yoktur.
Demokrasilerde aynı zamanda medya dördüncü kuvvettir.
Medya özgürlüğünün olmadığı,muhalefetin rejim karşıtı görüldüğü bir ülke de o sistemin adı demokrasi olamaz.
Demokrasilerde çoğunluk oyu ile iktidar olunur ama bireyin özgürlüğü, azınlık haklarının korunması ve çoğunluk olma,haklarını arama yolu kapatılamaz.
Demokrasi aynı zamanda çoğulcu,katılımcı,denetim mekanzimalarının işlediği hesap verilir ve sorulur bir sistemin adıdır.
Çoğulculuğun hayat bulması da hukukun üstünlüğü ile varolur.
En aykırı fikirlerin ve yayınların yapıldığı yerde demokrasi vardır.
Demokrasi ve hukuk aynı zamanda birbirinden çıkan birbirini tamamlayan kavramlardır.
Demokrasinin kuvvetler ayrılığı üçe ayrılır,birbirinden bağımsız aynı zamanda birbirini tamamlar..
Yasama,yürütme ve yargı olarak tanımlanır.
Basın ve düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde muhalefette özgür değildir.
Demokrasilerde muhalefetin en büyük destekçisi medyadır.Medya kamu görevi yapar, kamu adına soru sorar ve olayın peşine düşer,hem denetler hem de halkı haberdar etme görevi vardır.
Demokrasilerde muhalefet ve özgür medya yürütme kadar itibarlı ve saygındır.
Her ülkede bir iktidar vardır ama her ülkede muhalefet ve özgür medya yoktur.
Muhalefet ve medya özgür değilse o toplumda yargı bağımsız ve tarafsız değildir.
Muhalefet,özgür medya ve bağımsız yargı demokratik toplumlarda olur.
Türkiye siyasal tarihinde askeri darbeler döneminde bile rastlanmayan, muhalefeti rejim karşıtı gören,medya özgürlüğünü tanımayan,yargıyı güdümlü haline getiren bir anlayışla yönetildiği tartışılmaz bir vakadır.
Erdoğan ben iktidara geldiğimde Güneydoğuda Kürt kardeşlerim OHAL’i kaldır başka bir şey istemiyorum diyorlardı ve OHAL’i biz kaldırdık diye övünüyordu.
Şimdi OHAL 12 ay daha uzatılsa yapacaklarımıza yetmez demeye başladı.
Bakın gösteri,direniş,yürüyüş ve grev gibi ıvır zıvır OHAL ile yok oldu diyor Erdoğan.
Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyonla yazarların gözaltına alınması işin tuzu biberi oldu.
Artık Erdoğan özgür medya diye bir şeyi kabul etmiyor.
Avrupa Parlamentosu (AP) karar aldı:”Türkiye dünyanın en büyük gazeteci tutuklusu olan cezaevine döndü diye açıklamada bulundu,28 Ekim 2016.”
Avrupa Parlamentosunun kararını doğrulayan Türkiye,Sınır Tanımayan Gazeteciler(STG) örgütünün yayımladığı dünya basın özgürlüğü sıralamamasında,bu yıl 180 ülke arasında 151.sırada geliyor.
Dünyada basın özgürlüğünün en az geçerli olduğu otuz ülkenin olduğu bu grupta,Kuzey Kore,Çin,Sudan,Küba,İran,Suudi Arabistan,Özbekistan,Azerbaycan ve Mısır gibi ülkelerle birlikte yer alıyoruz.Rusya bile Türkiye’nin üç basamak üstünde.
Türkiye sadece medya açısından değil demokrasi ve hukuk boyutunda da bu ülkelerin sıralamasının içinde dolaşıyor.
15 Temmuz darbe girişiminden bu tarafa tam 128 Gazeteci tutuklanmış..
Bu sayı günden güne artıyor son 31 Ekim 2016 Tarihinde Cumhuriyet Gazetesine yapılan operasyonla gözaltına alınan 13 gazeteci buna dahil değil.
Hapisteki Gazetecilerin 71’i ‘cemaat’,29’u Kürt medyasından.
Televiyon,gazete,dergi ve yayınevinden oluşan son üç ayda 155 medya organı kapatıldı.
Kapatılan medyadan 2 bin 500 kişi işsiz kaldı.
775 Basın kartı,49 Pasaport iptal edildi..
191 Gazeteci,1 müebbet ve 2 bin 152 yıl hapis talebiyle yargılanıyor.
Kamudan atılan bir nevi cadı avına dönüşen personel sayısının çetelesini tutamaz olduk, 200 bin kişiyi geçtiği ve bir milyon insanın mağdur olduğu muhalefet tarafından iddia ediliyor.
Tutuklu gazetecilerin yaşadıkları faşist rejimlerde rastlanan dünyada eşi benzeri görülmemiş bir uygulamaya dönüşmüş durumda..Tutuklu gazeteciler neyle suçlandıklarını bilmiyorlar ve savunma hakları elleirnden alınmış durumdalar.Cezaevlerine Kitap,gazete,dergi ve mektup gibi hiç birşey sokulmuyor ve dışarıya mektupta gönderemiyorlar.
Bunu kırk yıllık avukatlık yapan ve Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin de avukatı olan Ergin Cinmen kısaca Cumhuriyet gazetesinde şöyle anlatıyor:”Askeri darbelerde ne ile suçlandığınız bilirdiniz şimdi neyle suçlanduığınız bilmiyorsunuz,müvekilleirnizle görüşürken bir cezaevi görevlisi yanınızda bulunuyor,görüşmeler çok sınırlı..
Altan kardeşler de olmak üzere tutuklu gazeteciler tutuklu değil,tutuluyorlar,diyor.”29 Ekim 2016 tarihli sayısında..
Erdoğan 15 Temmuz darbe kalkışmasının başarısız olmasını fırsata dönüştürerek, OHAL ilan edip kanun hükmünde kararnamelerle tek adamlığa yönelik, Başkanlık formülü altında bir diktatörlüğe doğru yol alıyor.
Ülkenin son geldiği nokta da bu rejimin adı her türlü totaliter sistemlerle tanımlanabilir ama asla demokrasiyle tanımlanamaz.
Demokrasinin evrensel kriterlerini kendinize göre eğip bükemezsiniz,bükerseniz bunun adı da demokrasi olmaz.
Yukarıda ortaya koyduğumuz evrensel demokrasi tablosu ile şuan ülkenin görünen manzarası arasında bir demokrasi benzerliği var mı?
Kesinlikle uzaktan yakından alakası yok
Demokrasi, gelişmiş,zengin,sosyal,eğitim düzeyi yüksek,çoğulculuğu içselleştirmiş,örgütlü ve hukuk kurallarıyla yönetilen kent kültürünü yaşam biçimi seçmiş toplumların sistemdir.
Not:Tutuklu gazetecilerin çetelesini tutamya devam;15 Temmuzdan bu tarafa tutukluluk tarihleri değişik olmak üzere, tam 128 Gazeteci tutuklu olarak hapiste yatarken,155 madya kuruluşu kapatıldı 2 bin 500 gazeteci de işsiz kalmış durumda.
Yazarlar
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025