Türk Ekonomisi üçüncü çeyreğinde yüzde 11.1 oranında büyüdüğü açıklandı..

İktidarın büyüme oranını açıklamasının ardından  yandaş medya tarafından dünyanın en büyük büyümesi olarak  parlatarak manşetlerden verildi..

Yandaş medya dünya bizim arkamızdan nal topluyor diyerek köpürttü de köpürttü, birinci sayfadan büyük puntolarla  görürken,yandaş TV kanalları da  ilk haber olarak girdiler.

Sormaya başlayalım:

-Türkiye büyüyor da GSMH 2009 yılından beri niye yerinde sayıyor?

-Fiyatlar niye düşmüyor?

-Enflasyon neden yüzde 13’lerde ve çift rakamlarda seyrediyor?

İ-İşsizlik neden yüzde 12’lerde dolaşıyor?

-Neden her hafta benzine zam geliyor?

-KDV ve ÖTV neden düşmüyor?

-Toplumun alım gücü niye artmıyor?

Bu büyüme rakamını çürüten açıklama eski Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’dan geldi;yüzde 13 enflasyonun olduğu bir süreçte 100 TL’nin 35 TL’ye düştüğünü açıkladı.

Rakamlarla oynayarak büyümenin palyatif bir büyüme olduğu ve toplumda karşılık görmediği gibi anında uzmanlar tarafından da  çürütülmüş oldu.

Büyümenin pazara,markete bakkala yansımadığı gün gibi ortada duruyor.

Marketler ve Pazarlarda fiyatlar el yakıyor.

Tarım ve hayvancılık bitmiş durumda.

Kuru fasulye,nohut,barbunya,canlı hayvan  ve kırmız et ithalatı yüzde 11.1 büyümeyi çürüten göstergeler değil mi?

Kuru baklagillerden tutun da et,süt,yumurta ve tereyağının fiyatlarının önüne geçilecek gibi değil, tutana aşk olsun.

Erdoğan, 2010 yılına kadar her konuşmasında benim iktidarımda alım gücü düşen bana oy vermesin diyordu.

Şimdi ekonomiden bahsederken Erdoğan temel tüketim maddelerine hiç girmiyor, dört şeyden bahsediyor; duble yollar, köprü,tünel ve hava limanları.

Ekonomi bunlardan mı ibaret.

Asgari ücret ve gelir dağılımı adaletsizliğini niye  hiç konuşmuyor?

Büyüme rakamının açıklamasının ardından kuru gıda,buğday,arpa,canlı hayvan ve kırmızı et ürünlerinin ithalat rakamları büyümeyi ters yüz ediyordu.

Yılın ilk 9 ayında yapılan ithalat rakamlarına  bir göz atalım:

-63 bin 865 baş canlı sığır ithal ederken, 86 milyon.4 dolar,

-1966 ton karkas sığır eti ithal etmiş,7.8 milyon dolar,

-62 bin 473 ton Nohut ithal etmiş 90.8 milyon dolar,

-2 bin 823 ton Kırmızı biber ithal etmiş,7.3 milyon dolar,

-291 bin ton Arpa ithal etmiş,53.6 milyon dolar,

-3.1 milyon ton Buğday ithal etmiş,652 milyon dolar,

1.4 milyon ton Mısır ithal etmiş,293 milyon dolar ödemişiz.

Gümrük ve Ticaret Bakaanlığına göre,ilk 9 ayında ithalat için tarım ürünlerine  ödediği toplam rakam 1.18 milyar dolar.

Yukarıda verdiğimiz veriler   devletin resmi rakamları.

Büyüme oranı ile yapılan ithalat arasında ortaya çıkan rakamlar dar ve sabit gelirli insanlar da bir inandırıcılığı yok.

Türkiye ekonomisi bu kadar yüksek büyüme aşamasında ise; Tarım ürünlerindeki önlenemez fiyat artışları, ithalat ve  hayvancılığın bitme noktasına geldiği yeri nasıl açıklayacaksınız?

Türkiye Tarım ürünleri ve hayvancılıkta çağın eğitimini üretime yansıtamazsa;darı ambarı üzerine açlıktan ölen tavuk sendromunu yaşaması kaçınılmaz gözüküyor.

Ortaya çıkan tablo; toplumun üretimden koparılıp ithalata yönelmesinin ve  tüketime teşvik etmenin gelinen sonucudur.