Melih ALTINOK
Özellikle son beş yılda enikonu belirginleşen soldaki yarılmanın, maziyle köprüleri atmış azımsanamayacak sayıda “araftaki” için adeta bir varoluş problemi haline geldiğinin farkında mısınız?
Hatta belki siz de bu tartışmadaki tavrı yüzünden yıllardır beraber olduğu sevgilisiyle yolları ayrılan, kadim dostlarıyla selamı kesilen, mekân tuttuğu yerlerin sokağına artık uğramayan, hatta hatta ailesiyle ilişkileri minimum seviye inen benim gibi on binlerce solcudan birisiniz.
Sola dair en makul ifadelerle bozduğumuz ezberler üzerine mesajlar yollayan, mektuplar yazan, sokakta, panellerde durdurup ayaküstü “derdimize” dair deruni sohbetlere dalan o kadar çok insan var ki...
Ben, Kapıkule’nin ötesinde farklı düşünen insanların fikrî kutuplaşmasından başka bir anlam ifade etmeyecek kavgamızın “hayatımız” olmasının nedenini, teorik olarak sürdürme gayretinde olduğumuz tartışmanın, ayrı düştüğümüz eski arkadaşlarımız tarafından ısrarla moral değerler alanına çekilmesi olarak görüyorum.
Hâl bu olunca da şimdiki gibi, “pekâlâ öyle olsun bakalım” demekten başka bir çıkar yol bulamıyoruz.
Başka türlüsünü yapınca, kitaptan konuşunca görüyorsunuz işte, “Safari şapkalı sömürge aydını” ilan ediliyoruz.
Mesela, Tekel işçileri eylem yaptığında ağzınızdaki sakızı tükürüp yeni bir tane alayım, tadımızı bulayım mı dediniz? Uvriyerizm’den mi bahsettiniz, gündelik kısır siyaseti elinizin tersiyle itip tüm dünyanın üzerinde sakin sakin tartıştığı zeidgeist’ten dem vurup “Benim Kâbe’m emek değil” falan deme gafletinde mi bulundunuz?
Bittiniz.
Pozitivizmin yeminli materyalistleri ânında “metafizik” alanda alırlar soluğu. Hainler, dönekler, satılmışlar havada uçuşur.
“Yanlış düşünüyorsun” eleştiri kılıfının meşruiyetinde, “niye değiştin”e, ya da “artık neden farklı düşünüyorsun”a tel’in manifestoları yazılır.
Modern çağın çilecilerinden başka hiçbir sıfatı hak etmeyen bu solcu cemaatlerin müritleri için tıpkı putları kıran peygamberler gibi bir nefret nesnesisinizdir gayrı.
Farklı şeyler söyleyip yazdığınız için geniş kitlelerin takip ettiği bir isim olmanız nefretlerini daha da arttırır.
Popülerliğinizin, bedellerini göze alıp cüret ettiğiniz farklı duruşunuzun bir “sonucu” olduğunu kabul edemedikleri için vardığınız noktanın motivasyonunuzun “nedeni” olduğunu kanıtlamaya çalışırlar.
Daha çok para ve şöhret için merkez medyaya oynamak gibi “kestirmeyi” değil de, marjinal bir konumdaki bir mecraya sürüklenmek gibi meşakkatli yolu tercih etmenizin nedeni üzerine asla kafa yormazlar. Bunun için zaten fazlasıyla müsait konumuzu elinizin tersiyle itmenizin samimiyeti umurlarında bile değildir.
Bu yüzden cemaatin güvenli kollarından atılıp emekleme zahmetine katlanmanızın yürümek için insani bir refleks olduğunu akılların ucuna bile getirmeden, değişimin ve gelişim altında buzağı ararlar.
Nietzsche’nin dikkat çektiği tuzağın ağında çırpınırlar. Karşılarındakinin hakkını verdiklerinde, vicdanlarının acizliklerinin ve riyakârlıklarının yükünü kaldıramayacağını bildikleri için içlerindeki nefreti beslemek zorundadırlar çünkü.
Samimiyetini, enerjisini, saygısını emerek beslendikleri zavallı “Tan gençliği” müşterileridir. Bizleri hedef göstermezlerse aç kalırlar, ellerini sıkan, selam veren insan evladı bulamazlar.
Sırf bu memlekette değil tüm dünyada saygı duyulan, önemsenen; cesareti, bilgisi ve zekâsıyla bugün azıcık özgür düşünebilen gençler varsa mutlaka ama mutlaka katkısı olan Murat Belge’yi bile pis bir üslupla değersizleştirmeye çalışmak için linç kampanyalarına efelikleriyle start verdiler son günlerde de.
Gerçi “sarhoşluktan” dem vurmaları falan yeni değildir, eskiden de “Gördüm ilahi dinliyordu, komünist demesin kendine” diye eklerlerdi. Halktan uzak Batılı aydın nakaratı da zaten dört elle sarıldıkları “Ön Asya Tipi bozkır solculuğu”ndaki yabancı düşmanlığının tezahürüdür...
Ama nafiledir.
Çünkü bizler biliriz ki, Belge’nin takdir edilmeye ya da itibara ihtiyacı olduğunu düşünebilecek kadar izan yoksunu olana, konuşurken ayna karşısında “Bizim oralarda bürümür derler gardaş” demek için prova yaptığına artık şüphemizin kalmadığı simsarlara lazım gelen Marx’ın 18. Brumaire’i (zaten ne alakası varsa) falan değil, Freire’nin Ezilenlerin Pedagojisi’nin özetidir.
Zorla kolayı ayırt etmek bile karmaşık bir problem onlar için.
Kolay olan Türkiye solunun efsane isimlerinden olan Belge’nin, alacağı tepkileri göze alarak cemaatin ezberlerine halel getirmesi, eleştirisini de yaparak hakkaniyet sınırları içersinde siyasal iktidara dair birkaç iyi söz söylemesi değildir.
Zor olan alakalı alakasız köy seyirlik tiratı atmayı çok seven “yerel motiflerin” sevmeyecekleri eşeğin önüne ot koymanın israf olmadığını düşünen ve inandığını söylemek için sopaya ya da havuca ihtiyacı duymayan dünyalı “devrimcilerin” hâlâ yaşadığını anlamalarıdır.
“Olamaz ya, Allah, Oray Eğin performansıyla Ertuğrul Özkök’ten icazet koparan komünistlerin “o devriminden” başta devrimciler, demokratlar, solcular, liberaller, Aleviler, Kürtler olmak üzere tüm halkımızı korusun, esirgesin.”
Âmin.
Yazarlar
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları



























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.06.2022
17.05.2021
11.05.2019
10.05.2019
6.05.2019
1.05.2019
29.04.2019
22.04.2019
17.04.2019
8.02.2019